Ortadoğu Yeni Çatışmalar Sarmalına mı Giriyor?

Son bir haftada Ortadoğu yeni saldırı ve çatışma haberleri ile sarsılıyor. İsrail'in Gazze'deki katliamları ve Hizbullah ile Lübnan sınırındaki düşük yoğunluklu çatışması devam ediyor. Kızıldeniz'deki gerilimde ABD ve Britanya, dün Yemen'de Husileri dördüncü kez bombaladı. Washington, Husileri yeniden terör örgütü listesine aldı. Salı günü İran, Suriye'ye, Irak'a (Erbil) ve Pakistan'a (Belucistan) balistik füzelerle saldırılar düzenledi. Daha önce hep vekillerini kullanan İran'ın bu defa Devrim Muhafızları ile saldırması dikkat çekti. Vekilleri üzerinde verdiği tepkiyi yeterli görmeyen İran'ın son saldırıları meşhur "stratejik sabrının" dışına çıkması olarak görüldü.

Son bir haftada Ortadoğu yeni saldırı ve çatışma haberleri ile sarsılıyor. İsrail’in Gazze’deki katliamları ve Hizbullah ile Lübnan sınırındaki düşük yoğunluklu çatışması devam ediyor. Kızıldeniz’deki gerilimde ABD ve Britanya, dün Yemen’de Husileri dördüncü kez bombaladı. Washington, Husileri yeniden terör örgütü listesine aldı. Salı günü İran, Suriye’ye, Irak’a (Erbil) ve Pakistan’a (Belucistan) balistik füzelerle saldırılar düzenledi. Daha önce hep vekillerini kullanan İran’ın bu defa Devrim Muhafızları ile saldırması dikkat çekti. Vekilleri üzerinde verdiği tepkiyi yeterli görmeyen İran’ın son saldırıları meşhur “stratejik sabrının” dışına çıkması olarak görüldü.

***

Tahran ve destekçileri ise, Erbil’e saldırısını Mossad ile bağlantılı hedef, Pakistan’a saldırısını ise “İsrail’in fonladığı terör örgütü Ceyşu’l Adl” olarak meşrulaştırdı. Suriye’de ise hedef DEAŞ ile bağlantılı bir örgüttü. Pakistan da misilleme olarak dün İran’ın Sistan-Belucistan eyaletindeki “ayrılıkçı teröristlere” bir dizi hassas saldırı düzenledi. Ve dün Ürdün, Suriye’nin Süveyda kentini bombaladı. Amman’ın başı Suriye rejiminin uyuşturucu üretimi ile dertte. Bu resme Pençe-Kilit Harekâtı bölgesinde 9 askerini şehit veren Türkiye’nin, Irak ve Suriye’de PKK-YPG hedeflerini bu hafta boyunca vurduğunu da eklediğimizde “bölgemizin nereye gittiği” sorusu önem kazanıyor.

***

Ukrayna’daki savaş ile hızlanan küresel güç rekabeti 7 Ekim sonrasında Ortadoğu’da bölgesel güçleri de içine alan yepyeni bir sarmala dönüşüyor. Terör örgütleriyle mücadele, egemenliğe ve toprak bütünlüğüne saygı bölge ülkelerinin üzerine titizlendiği konular elbette. Ancak her bir çatışmanın yeni belirsizlikleri ve çatışmaları tetiklemesi kaygı verici bir gidişatı gösteriyor. Bölgesel güvenlik ikili ve çoklu işbirliklerini gerektiriyor. Büyük güçlerin bölgemizde oluşturduğu boşluklar tek yanlı inisiyatiflerle doldurulursa bölge ülkelerinin rekabeti mevcut sorunları daha vahim hale getirebileceği gibi yeni sorunlar da üretebilir. Milis besleyerek ya da güç gösterileri yaparak milli güvenliğin sağlanması mümkün görünmüyor. Aksine İran-Pakistan gerilimindeki olduğu gibi “milli gururlar” iyi durumdaki ikili ilişkileri hasımların lehine olacak şekilde bozabilir. İsrail-Filistin çatışmasının sekteye uğrattığı normalleşme havasının yeni bir çatışma ortamına dönüşmesi engellenmeli.

***

Bölgedeki bu tehlikeli gidişat Suudi Arabistan ve Türkiye gibi ülkeler tarafından endişe verici bulunuyor. Nitekim Türkiye, kardeş iki ülke İran ve Pakistan arasındaki sorunun barışçıl şekilde çözümlenmesi tavsiyesinde bulunuyor. Bu tavsiyeye uyulmazsa İsrail-Filistin çatışması bölgemizdeki ülkeler aleyhine dönüştürücü etkilerde bulunacak. Elbette ABD askeri varlığı ve operasyonları ile bir anlamda İsrail’e güvenliği için bir sıralama yapmasına imkân veriyor. İran buna Gazze çatışmasını “direniş eksenini” güçlendirmek için kullanıyor. Olması gereken bölge ülkelerinin Gazze’de bir an önce kalıcı ateşkes ve iki devletli çözüm için birlikte çalışması. Bu bölgesel anlayış ve çabalar oluşturulmadan sergilenecek güç gösterileri yalnızlaştırıcı etkide bulunur. Kızıldeniz başta olma üzere İran’ın vekilleri ile ABD ve İsrail’e karşı yürüttüğü “kontrollü vekâlet” savaşının bugünlerde Irak ve Pakistan’daki yansımaları “hırslı İran” algısını büyütüyor. İsrail- Filistin çatışması sonrası Ortadoğu’da nasıl bir bölgesel düzen oluşacağını sadece küresel güçlerin politikaları değil önde gelen bölge ülkelerinin tercihleri belirleyecek.

[Sabah, 19 Ocak 2024]

Etiketler: