Ramazan, Gazze ve İslam Karşıtlığı

|
Bugün ramazan ayının beşinci günü. Gazze’de hâlâ ateşkes yok ve İsrail gıda yardımı bekleyen Filistinlileri …
  • Duran, İslam karşıtlığının önemli bir tehdit olduğunu ve bununla mücadele edilmesi gerektiğini belirterek, "Tabii bunun sadece Batı'da olmadığını da görmemiz lazım. Doğu'da da aynı şekilde bir yaygınlaşma var. Hindistan'daki gidişat Müslümanlara karşı Hindu milliyetçiliği olarak ortaya çıkan İslamofobik davranış çok ciddi alarmlar veriyor."
  • Başkan Biden hafta sonu yaptığı ‘kırmızı çizgi’ açıklamasıyla Netanyahu’yla aralarındaki Gazze konusundaki görüş ayrılığını açığa vurdu. Biden, Netan-yahu’nun planladığı Refah’a askeri operasyonun kırmızı çizgisi olduğunu ifade etti. Uzun zamandır ateşkes çağrısı yapmadığı için kendi tabanından ağır eleştiriye maruz kalan Biden, nihayet ateşkesten bahsetmeye de başladı. Öte yandan İsrail’i asla terk etmeyeceğini söyleyerek kırmızı çizgisinin o kadar da koyu bir kırmızı olmadığını gösteren Biden, Netanyahu’nun politikalarının İsrail’e zarar verdiğini söyledi. Bir yandan İsrail’in korunmasını sağlayan Demir Kubbe gibi savunma sistemlerini finanse etmeye devam edeceğini ifade eden Biden, bir yandan da 30 bin daha Filistinlinin ölümüne tahammül edemeyeceklerini ve Netanyahu’nun masum sivillerin ölümü konusunda dikkatli olması gerektiğini söyledi. Biden’ın başkanlık kampanyasına başladığı aşamada bu tür çıkışları yapması rastlantı değil elbette zira ön seçim sonuçlarında Demokrat seçmenin Filistin’de ateşkes mesajı netti.
  • Bu yıl ramazan ayı ne yazık ki Gazze'de ateşkes olmadan başladı. Tüm insanlık yeni bir sınav ile karşı karşıya. Ramazanda ateşkes ve insani yardım mı yoksa yeni katliamlar mı yaşanacak Gazze'de? ABD Başkanı Biden hâlâ 6 haftalık acil ateşkes için çalıştıklarını ve Refah'a saldırının kırmızı çizgi olduğunu söylerken İsrail Başbakanı Netanyahu, Refah'ta operasyon yapma kararlılığını tekrarlıyor.

Bu Konuda Daha Fazla :

  • Ortadoğu'daki çatışma ve krizler sadece bölgesel değil, aynı zamanda küresel siyasetin dinamiklerini de etkilemektedir. Bu anlamda İsrail'in yalnızca Filistin ölçeğinde bir güvenlik problemi olmadığı, aynı zamanda küresel siyasetin istikrarına ve evrensel barışa da doğrudan tehdit olduğu ifade edilebilir. Nitekim İsrail uluslararası hukuku ve Birleşmiş Milletler kararları gibi üzerinde uzlaşıya varılmış, uluslararası barışın tesisini hedefleyen her türlü sürece karşı çıkıp aykırı bir aktör olmaya devam ediyor. Bu kapsamda Gazze'deki sivilleri, özellikle kadın ve çocukları kasten hedef alan İsrail, apaçık bir soykırım işliyor.

  • Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 88. sayısı raflarda yerini aldı.

  • Antalya Diplomasi Forumu için dün Antalya'daydım. 147 ülkeden gelen siyasetçilerin, diplomatların, akademisyenlerin, gazetecilerin ve düşünce kuruluşu temsilcilerinin katıldığı forum dünyanın önde gelen forumları arasında saygın bir yere yerleşti. Forum, Rusya-Ukrayna savaşının üçüncü yılına girdiği ve İsrail'in Gazze'de katliamlarına devam ettiği günlerde "krizler döneminde diplomasiyi öne çıkarmak" teması ile toplandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, forumdaki konuşmasında "21. yüzyılın buhranlar çağına dönüşmesinden" duyduğu üzüntüyü anlattı: "Herkesin diline pelesenk ettiği 'kural temelli uluslararası düzen' anlamını ve ağırlığını kaybetmekte, bir slogandan öteye geçememektedir."

  • İsrail, Uluslararası Adalet Divanı (Divan) önüne ilk kez 2003 yılında, BM Genel Kurulu'nun bir danışma görüşü talebi bağlamında çıkmıştır. BM Genel Kurulu 8 Aralık 2003 tarihinde aldığı karar ile "İşgal altındaki Filistin topraklarında İsrail'in duvar inşasının hukuki sonuçlarının ne olduğuna dair" Divan'dan hukuki görüş talep etmiştir.

  • SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş, TRT Haber ekranlarında yayınlanan Haber Ajandası programında, batılı ülkelerin Ukrayna Savaşı ile Gazze Savaşı karşısındaki ikiyüzlü tavırlarına dikkat çekti.