Türkiye'nin gündemi Aralık ayından bu yana üç kulvarı takip etti: seçim, ekonomi ve terör. Seçim ve ekonomi vatandaşlar arasında farklı görüşlerin seslendirilmesini teşvik etmiş olsa da üzerinde uzlaşı olan konu terörün başının ezilmesi. Bu konuda vatanı ve devleti benliğinde hissedenler arasında bir tereddüt yok. Nitekim "güvenlikte maliyetin önemsiz olduğu" gerçeği dikkate alınırsa terör ve diğer güvenlik tehditlerinin ihmal edilmesi söz konusu olamaz.
Amerikan Kongresi’nin alt kanadı Temsilciler Meclisi, son zamanlarda eşine az rastlanır bir uzlaşıyla ve 352’ye 65 gibi ezici bir çoğunlukla TikTok yasağıyla sonuçlanacak bir yasayı jet hızıyla kabul etti. Yasaya göre TikTok’un sahibi olan Çin firması ByteDance, altı ay içinde sosyal medya platformunu Amerikan yönetiminin onaylayacağı bir firmaya satmadığı takdirde TikTok Amerika’da yasaklanacak. Amerika’da 170 milyon hesaba ve 100 milyonun üzerinde aktif kullanıcıya sahip olan TikTok’a verilen bu ültimatom, özellikle genç kullanıcılardan büyük tepki çekti. Başkanlık seçimlerine giderken dezenformasyon ve seçime yabancı müdahale kaygıları meşru görülebilir ancak yasanın bu kadar hızlı geçmesinde Gazze’de yaşananların TikTok üzerinden yayılmasının da etkisi olduğu açık. Ulusal güvenlikle ifade hürriyeti arasında makul bir denge kurmanın zorluğuna işaret eden TikTok yasağı, Amerika’nın Çin’le ekonomik ve teknolojik mücadelesinde serbest piyasa kurallarını ve bireysel özgürlükleri yeniden düşünmek zorunda kaldığını gösteriyor.
Bugün ramazan ayının beşinci günü. Gazze'de hâlâ ateşkes yok ve İsrail gıda yardımı bekleyen Filistinlileri öldürmeye devam ediyor.
Duran, İslam karşıtlığının önemli bir tehdit olduğunu ve bununla mücadele edilmesi gerektiğini belirterek, "Tabii bunun sadece Batı'da olmadığını da görmemiz lazım. Doğu'da da aynı şekilde bir yaygınlaşma var. Hindistan'daki gidişat Müslümanlara karşı Hindu milliyetçiliği olarak ortaya çıkan İslamofobik davranış çok ciddi alarmlar veriyor."
Başkan Biden hafta sonu yaptığı ‘kırmızı çizgi’ açıklamasıyla Netanyahu’yla aralarındaki Gazze konusundaki görüş ayrılığını açığa vurdu. Biden, Netan-yahu’nun planladığı Refah’a askeri operasyonun kırmızı çizgisi olduğunu ifade etti. Uzun zamandır ateşkes çağrısı yapmadığı için kendi tabanından ağır eleştiriye maruz kalan Biden, nihayet ateşkesten bahsetmeye de başladı. Öte yandan İsrail’i asla terk etmeyeceğini söyleyerek kırmızı çizgisinin o kadar da koyu bir kırmızı olmadığını gösteren Biden, Netanyahu’nun politikalarının İsrail’e zarar verdiğini söyledi. Bir yandan İsrail’in korunmasını sağlayan Demir Kubbe gibi savunma sistemlerini finanse etmeye devam edeceğini ifade eden Biden, bir yandan da 30 bin daha Filistinlinin ölümüne tahammül edemeyeceklerini ve Netanyahu’nun masum sivillerin ölümü konusunda dikkatli olması gerektiğini söyledi. Biden’ın başkanlık kampanyasına başladığı aşamada bu tür çıkışları yapması rastlantı değil elbette zira ön seçim sonuçlarında Demokrat seçmenin Filistin’de ateşkes mesajı netti.