‘Camp David’ Düzeni’nin Sonu Geldi

SETA Vakfı Genel Koordinatörü Taha Özhan, Ortadoğu'da yaşanan olayların bir düzeni sona erdirdiğini söyledi. Özhan; "Camp David Düzeni sona eriyor. Bu Irak işgali ile başlamıştı şimdi hızlanarak devam ediyor"dedi.

Tunus ve Mısır’da başarıya ulaşan halk ayaklanmaları Libya’da aynı sonuca ulaşmadı. Bunda Kaddafi iktidarının kendi meşruiyetini sağladığı ittifakların, özel silahlı güçlerinin ve aşiretlerin büyük etkisi var. Kaddafi’nin halkına karşı başlattığı operasyonların onarılması güç zaiyatların ortadan kaldırılması için uluslararası güçler Libya’ya müdahale etti.Müdahale konusunda Fransa’nın “oldu-bitti”sinin yarattığı rahatsızlık operasyonun NATO tarafından üstlenilmesi ile kısmen azaldı. Ancak Fransa’nın bu oldu-bittisi, Türkiye’nin başrolünü oynayacağı olası bir barış sürecini rafa kaldırırken bölge için de tehlikeli bir süreci başlatmış oldu. Çünkü Libya’ya yönelik operasyonun uzun sürmesi ülkenin bölünmesi dahil daha ağır bir tabloyu karşımıza çıkarabilir.Peki bu yaşananlar ne anlama geliyor?Bu hafta Söyleşi-Yorum’da bölgeyi yakından tanıyan ve bu süreçte bölge ülkelerine ziyaretlerde bulunan SETA Vakfı Genel Koordinatörü Taha Özhan ile bölgede yaşanan somut gelişmelerden çok yaşananların arka planını anlamaya ve değerlendirmeye çalıştık.

Özhan bir dönemin sona erdiğini ifade ederek; bu sürecin sonunda yeni bir küresel düzen kurulması gerektiğini ifade etti.Özhan, Tunus’ta başlayan sürecin Suriye ve Yemen’de devam edeceğini, asıl patlamanın ise Cezayir’de olabileceğini söyledi.Ortadoğu’daki gelişmeler Suriye’ye sıçradı. Neler oluyor?Şu tespitle başlayalım. Tunus’la başlayıp Mısır’la devam eden olaylar bir ‘öfke patlaması’dır. Ve bu patlamanın 3 temel sloganı vardı. Neydi onlar; birisi ‘hubz’ yani ekmek, ikincisi ‘hürriye’ yani özgürlük, üçüncüsü de ‘kerame’ yani haysiyet ve onur.

Fransız Devrimi’ndeki ‘özgürlük, eşitlik, kardeşlik’ gibi 3 temel slogan…Öyle. Bu halkların ekmeği yok, bu insanların özgürlüğü yok ve İsrail meselesinden dolayı da haysiyetleri ciddi manada zedelenmiş. Aslında bu patlama yıllar önce de olabilirdi ama benim ‘Camp David’ dediğim düzen bunu erteledi.

Nedir ‘Camp David’ düzeni? 

İsrail’e sınırsız ruhsat, diğer tüm devletlere de kukla yönetimler aracılığıyla çok dar bir alanda, halkları diktatörce yönetmelerini sağlayan düzen. Bir tür danışıklı dövüş. Bugün çatırdayan yönetimler yıllarca İsrail’i mazeret göstererek iktidarlarlarını ayakta tuttular. İsrail de bu düzenden elde ettiği güçle bölgede istediğini yaptı. İşte şimdi yaşanan olaylar, bu düzenin sonuna geldiğimiz gösteriyor.Tunus’la mı başladı bu bu düzenin değişimi?Hayır. Bu düzenin ilk çatırdaması Irak işgali ile oldu. İkinci kırılma ise Davos’ta Tayyib Erdoğan’ın çıkışıyla oldu. Irak, demografik yapısı, ekonomisi, sosyolojisi, siyasi yapısı ile bütün Ortadoğu’nun bir mikrokozmosu. Ortadoğu’da ne varsa Irak’ta o var. Siyasi olarak mikrokozmosu. Baasçı bir iktidar (Saddam) örneği birçok ülkede var. Baskı, yolsuzluklar, katliamlar vs. Etnik ve mezhep olarak çeşitlilik yönünden Irak, Ortadoğu ile aynı. Kısaca Ortadoğu hikayesini Irak üzerinden anlatmak mümkün. Böyle mikrokozmosu olan bir ülkeye ABD’nin yaptığı kaba müdahale ile başladı bu düzenin bozulması.

YETİM DALGALARI SAHİLE ULAŞTI

Ve benim ‘yetim dalgaları’ dediğim süreç işledi. İşgal bir depremse bugün yaşananlar depremle oluşan tsunaminin yarattığı dalgalar. Irak işgali bölgede birken öfkeyi daha da arttırdı. Açsınız, özgür değilsiniz ve haysiyetiniz zedelenmiş. Burnunuzun dibinde bir işgal var ama siz bir şey yapa

Etiketler: