Amerika PYD’yi Terk Eder mi?

Uzun zamandır Amerika'nın Ortadoğu siyasetinde Kürtler çok merkezi bir rol oynuyor. Fakat son dönemde Amerika'nın Kürt siyasetinin merkezi de Barzani'den PYD'ye doğru kaydı.

Bundan bir ay önce Amerikalı bir uzmanla konuşurken PYD meselesine girdik. Uzman “Amerika’nın PYD ile olan ilişkisinin gerçekten araçsal olduğunu ve vakti geldiğinde PYD’yi de terk edeceğini” söylüyordu.

Biz Türkiye’de bu tür hikâyeleri uzun süredir ciddiye almıyoruz. Maalesef Amerikan tarafı gözümüzün içine baka baka yıllardır bu örgütü desteklediği için bu tür sözlere hemen hepimizin karnı tok.

Ben de bu çerçevede misafirime “gereğinden fazla iyimserlik pompalar gibi bir hali olduğunu” söyledim.

Israr etti. “Ben Amerikan siyasetini biliyorsam bu kaçınılmazdır. Günü gelince Amerika PYD’yi terk edecektir” dedi.

Ben bir adım daha öteye gittim. “Eğer bu tür ifadelerle beni Amerika’nın pozisyonuna ikna etmeye çalışıyorsan ve beni teskin etmeye uğraşıyorsan buna da gerek yok” dedim.

“Hayır, öyle bir niyetim de yok. Ben buna gerçekten inanıyorum” dedi.

Barzani olayında bu konuşmayı tekrar hatırladım. Barzani’yi bu kadar çabuk terk eden Amerika birden PYD’yi de terk eder mi?

Bence eder. Ama yukarıdaki uzmanın dediği nedenlerden dolayı değil. Amerika PYD’yi terk ederse bu da tıpkı Barzani örneğindeki gibi olacak. Amerikan bürokrasisi Suriye ezberini tüketince ve o zamana kadar bürokrasiye yeni bir görev bulunmazsa, PYD’nin de raf ömrü son bulabilir.

AMERİKA’NIN KÜRT SİYASETİ

Uzun zamandır Amerika’nın Ortadoğu siyasetinde Kürtler çok merkezi bir rol oynuyor. Fakat son dönemde Amerika’nın Kürt siyasetinin merkezi de Barzani’den PYD’ye doğru kaydı. Bu anlamda Amerika’nın zaten Barzani’den uzaklaştığı ve Kürt siyasetinde PYD’yi tercih ettiği söylenebilir.

Fakat bu tercih PYD’nin karakaşına kara gözüne hayran olduğu için yapılmadı.

Savaşın merkezi Suriye’ye kaydığı için tercih edildi. En kullanışlı aktör olduğu için seçildi. Allanıp pullandı.

Şimdi bu işin sonuna geliyoruz. Rakka hedefi gerçekleşti. Amerikalılar hep “Rakka’ya kadar” demişti. Ama yapılan yeni açıklamalarda henüz savaşın bitmediği ve PYD’yle işbirliğinin devam edeceği söyleniyor.

Buradan bakınca Amerika’nın PYD’yi hiç terk etmek istemeyeceği düşünülebilir.

Suriye iç savaşı çözümlenmediği müddetçe Amerika PYD’ye destek vermeye devam edebilir.

AMERİKA’NIN İLGİSİZLİĞİ

Fakat asıl mesele şu. Savaş bitmese bile Amerika PYD’yi yalnız bırakabilir.

Çünkü Rakka sonrasında Amerika Suriye’de ne için savaştığını bilmiyor.

Rakka temizlenene kadar Amerikan bürokratları için ezberler netti. Rakka’nın temizlenmesi asıl görev olduğu için bu uğurda her yol mubahtı. Fakat bundan sonrası için siyasi bir harita yok. Evet, DEAŞ’la mücadele adı altında muğlak bir hedef belirlenip ona yönelik adımlar atılabilir. Ama stratejik olarak bu yeterli değil. Siyasi hedeflerin olmadığı böyle bir dönemde PYD tıpkı Barzani gibi lüzumsuz ve kullanışsız bir yük haline gelebilir.

Bu demek değil ki Amerika üç günden beş güne PYD’yi hemen çözecek ve ona karşı aktif bir tavır alacak. Hayır. Ama ilgisizleşmesi hiç sürpriz olmaz. Zaten Barzani örneğinde de böyle oldu. Herkes Amerika’nın Barzani’ye dair ilgisizliğine bir anlam veremedi. Bunun arkasında başka bir plan olduğunu düşündü. Ama gördük ki Amerikan siyaseti öyle ilgisiz kaldı ki, bürokratlar başı kesik tavuk gibi kaldı. Belki Amerika aktif biçimde terk etmedi ama Barzani yalnız kaldı. Türkiye, İran ve Irak gerekeni yaptı.

Suriye’de bir önceki Amerikan hükümetinin belirlediği öncelikler ortadan kalktıkça ve Trump da ilgisizliğine devam ettikçe benzer bir durum PYD’nin de başına gelebilir.

Türkiye’nin böyle bir duruma hazırlıklı olması gerek. Zira Amerikan ilgisizliği PYD’nin çökmesi için gerekli şarttır yeterli şart değil. Bu ilgisizlik anından faydalanmak için Türkiye’nin aktif bir oynaması gerekecek. Zamanı geldiğinde gereğini yapacak konumda olmalı.

[Takvim, 25 Ekim 2017]

Etiketler: