Süper Salı Sonuçları Ne Anlatıyor?

|
Cumhuriyetçi Parti ön seçim sürecinde Nikki Haley beklendiği gibi yarıştan çekildi. 15 eyalette ‘Süper Salı’ …
  • Arap ve Müslüman seçmenin Kasım 2024 başkanlık yarışında kritik etki yaratabileceği eyalet olan Michigan’da yapılan ön seçimlerde Biden’a net bir Filistin mesajı verildi. Salıncak eyaletlerden biri olan Michigan’da 2016 yılında Trump 11 bin oy farkla Clinton’ı yenmişti. Bu hafta salı günü yapılan Demokrat Parti ön seçimlerinde 100 binin üzerinde seçmenin Biden’a karşı ‘bağlantısız’ opsiyonuna oy vermesi Başkan’a kritik bir uyarı teşkil ediyor. Ön seçim öncesinde başlatılan ‘Biden’ı terk et’ kampanyasının son derece etkili olduğu görüldü. Bunu seçim öncesinde hisseden Biden’ın basına yaptığı bazı açıklamaların parti içindeki Filistin tepkisini teskin etmeye yetmediği ortaya çıktı. Şu ana kadar Biden’a parti içinden gençlerin, siyahilerin ve Müslümanların tepkisi hep anketler üzerinden ölçülüyordu ancak Michigan ön seçim sonuçları bu kesimlerin seçmen davranışındaki değişimin sandıkta karşılığı olduğuna işaret ediyor.
  • Biden yönetimi, Rus muhalif lider Navalni’nin ölümü sonrasında Rusya’ya beş yüz yeni kurum ve isme karşı yaptırım açıkladı. Ukrayna savaşının ikinci yıldönümüne denk gelen Navalni’nin hapishanede ölüm (veya öldürülme) haberi, Amerikan Kongresi’nin Ukrayna’ya 60 milyar dolarlık yardım paketini geçiremediği bir aşamada geldi. Başkan Biden, Navalni’nin eşi ve kızıyla görüştü ve Rusya Devlet Başkanı Putin’i Navalni’nin ölümünden sorumlu tutan sert sözler sarf etti. Biden daha önce Navalni’yi bir şey olursa bedeli ağır olacak şeklinde tehditler savurmuştu. Yeni yaptırımlar açıklayarak hesap sorma yoluna giden Biden’ın Rusya’nın Batı bankalarındaki 300 milyar dolarına el koyma seçeneğinden uzak durması, şu aşamada Putin’le geniş kapsamlı bir kapışmaya hazır olmadığına işaret ediyor.
  • Rusya-Ukrayna savaşının ikinci yıldönümünde dünyanın hali iç açıcı değil. Sadece son birkaç haftada yaşanan gelişmelerin bazılarını sıralamak bile ne kadar parçalı, dağınık ama riskleri yükselen bir döneme geçtiğimizi anlamak için yeterli

Bu Konuda Daha Fazla :

  • ABD Adalet Bakanlığı’nın görevlendirdiği özel savcı Robert Hur’un Başkan Biden’la ilgili ‘hafızası zayıf, iyi niyetli, yaşlı bir adam’ şeklindeki ifadeleri Biden’ın yaşıyla ilgili tartışmayı tekrar alevlendirdi. Biden’ın bir türlü kurtulamadığı yaşlı ve dinamizmden uzak imajı, Kasım seçimlerinde en büyük dezavantajı olarak görünüyor. Amerikan tarihinin görevdeki en yaşlı başkanı sıfatına haiz Biden, Kasım seçimlerinde en yaşlı başkan adayı olarak kendi rekorunu kıracak. 81 yaşındaki Biden’a karşı 77 yaşındaki Trump’ın aday olması, Amerikan seçmenini en yaşlı başkanını seçmek zorunda bırakacak. Yaş ayrımcılığı yapılmasının haksız olduğunu savunanlar olsa da Biden’ın ileri yaşı seçimin kaderini etkileyebilecek derecede önemli bir tartışma haline gelmiş durumda. Biden’ın hafıza problemlerine ilaveten kamuoyu önüne son derece kontrollü koşullarda ve kısa süreli olarak çıkması, Trump’ın daha dinamik görüntüsü karşısında ciddi bir handikap olarak öne çıkıyor.

  • Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adaylığına kesin gözüyle bakılan Trump’ın NATO’yla ilgili sözleri Amerika’nın küresel liderlik iddiasının ne kadar kırılgan olduğunu tekrar gösterdi. Trump bazı NATO üyesi ülkelerini askeri harcamalarını yeterli seviyeye getirmedikleri takdirde tehdit edeceğini söyledi. Rusya’nın onlara ‘ne isterse yapabileceğini’ dile getiren Trump, başkanlığı dönemindeki anti-NATO söylemini daha da ileri bir seviyeye taşımış oldu. Önceden beri ABD’nin ortak savunma konseptini sorgulayan Trump’ın NATO üyesi bir ülkeyi korumaması bu askeri ittifakın pratikte sonu anlamına geliyor. NATO’nun 5. maddesine dayanan kolektif savunma anlayışının caydırıcılığının ortadan kalkması ittifakın güvencelerinin bitmesiyle kalmayıp ABD’nin de Batı ittifakı içindeki liderliğinin sonu anlamına gelecektir. Rusya ve Çin’le küresel güç mücadelesi içinde olan Amerika’nın Batı ittifakı içinde birlik sağlamadan bu mücadeleyi yürütmesi çok zor hale gelecektir.

  • Başkan adaylığı yarışındaki Trump yeni NATO söylemi ile dünya gündemine yerleşti. Daha önce NATO'yu "modası geçmiş bir örgüt" olarak nitelediği ve yüzde 2'lik savunma harcama kotasını karşılamayan üyeleri suçladığı biliniyordu. Trump bu defa, Güney Carolina'daki mitingde "harcama kotasını karşılamayan müttefiklere karşı Rusya'yı ne isterse yapmaya teşvik edeceğini" söyledi. Bu açıklama Cumhuriyetçilerin Ukrayna'ya yeni askeri desteği Kongre'de bloke ettiği ve Putin'in NATO'nun beş kez genişlemesini Ukrayna'daki savaşın temel sebebi ilan ettiği mülakattan sonra geldi.

  • Temsilciler Meclisi çoğunluk lideri Mike Johnson bu hafta yaşadığı iki önemli hezimetle eski Başkan Trump’ın en son siyasi kurbanı oldu. Johnson’ın İç Güvenlik Bakanı Mayorkas’ı görevden alma girişimi üç Cumhuriyetçi temsilcinin karşı oy vermesi sonucunda başarısız oldu. Bunun sonrasında İsrail’e 17,6 milyar dolarlık yardım paketini oylamaya sunan Johnson’ın bu hamlesi de her iki partiden karşı oylarla sonuçsuz kaldı. Johnson’ın siyasi liderlik açısından tecrübesizliği bu tablonun önemli sebepleri arasında yer alıyor. Trump’ın başkanlık seçim kampanyasında kullanmak istediği göçmenlik krizi ve İsrail gibi konuların Kongre’de çözüme kavuşmasını istememesi, Cumhuriyetçilerin yekvücut hareket etmesini zorlaştırıyor. Seçim endeksli bir yasama süreci yaşanınca da Kongre ne çözüm üretebiliyor ne de işlevsiz görüntüsünden kurtulabiliyor.

  • Bu hafta sonu ABD Dışişleri Bakanı Blinken 7 Ekim sonrası beşinci kez Ortadoğu turuna çıkıyor.