Devlet Bahçeli, Türkiye siyasetinin akışına kritik müdahalelerde bulunan bir siyasetçi.
Çoğu zaman bu müdahaleleri partisinin güncel menfaatlerine aykırı bulunsa da aldığı oyun ötesinde etkili olmasını sağlıyor.
Hatırlayalım, partisinin yüzde 10 barajının altına düşme tehdidi olmasına rağmen 2002 erken seçimlerine gidilmesinde önemli bir rol üstlenmişti.
Ancak Bahçeli’nin özellikle son üç yıldır yaşanan dönüşümleri etkileme, kimi zaman da başlatma konumunun oldukça sıra dışı olduğunu düşünüyorum.
Hem de partisini bölecek bir riski alarak…
Yine PKK ile mücadelenin başlamasından itibaren AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan eleştirilerini minimuma indirdi.
Ve 15 Temmuz direnişinden sonra ise hem FETÖ ve PKK ile mücadelede hem de dış politikadaki gerilimlerde hep hükümetin, Erdoğan’ın yanında yer aldı.
“Yenikapı ruhuna sahip çıkarak” Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasetine açıktan destek vermekten geri durmadı.
Dün Ankara’da yaptığı basın toplantısında ise 2019 hesaplarını etkileyecek önemli bir açıklama yaptı:
“MHP,
Cumhurbaşkanlığı adayı göstermeyecektir.
Anayasada beraber hareket ettiğimiz parti ile beraber sonuç almak Türkiye’nin hayrınaolacağı inancındayız.
7 Ağustos’ta başlatılan ruha MHP sadıktır.
Yenikapı meselesini de iyi anlamak lazımdır.
MHP’nin Cumhurbaşkanı adayı yoktur, MHP Genel Başkanı aday olmayacaktır.
MHP olursa ittifakla, olmazsa kendi partisi olarak milletvekilliği seçimine girer. Cumhurbaşkanı seçiminde Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleme kararı alır.”
Abdullah Gül’ün ya da AK Parti içerisinden bazı isimlerin 2019 seçimlerinde cumhurbaşkanı adayı olma ihtimali konuşulan günlerde Bahçeli bu çıkışıyla Erdoğan’a olan desteğini açık çek halinde sundu.
Desteğinin gerekçesini de “Yenikapı ruhu” olarak koyması hem CHP için hem de AK Parti çevrelerindeki endişeliler için meydan okuyucu oldu.
CHP’ye 2019 seçimlerinin demokrasiden yana olanlarolmayanlar şeklinde çerçevelenmesini kabul etmediğini gösterdi.
Aksine ayrımın Yenikapı ruhundan yana olanlar-olmayanlar formülüne dayanacağını söyledi.
AK Parti çevrelerindeki endişelilere ise ülkenin beka tehdidi altında olduğu ve saldırının ancak Erdoğan’ın etrafında saf tutarak karşılanabileceğini vurgulamış oldu.
CHP, İyi Parti ve HDP’nin ana sorumlu olarak Erdoğan’a işaret ettiklerini biliyoruz.
“Endişeli” kesimlerin bir süredir seslendirdiği “AK Parti’nin 2002 ayarlarından saptığı” fikrinin aslında Erdoğan’ın liderlik siyasetine yönelik bir eleştiri olduğu da gözlerden kaçmıyor.
Bahçeli’nin cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday çıkarmayarak Erdoğan’ı destekleyeceklerini açıklaması Erdoğan’a karşı blok oluşturmak isteyenlerin işine gelmeyecek.
Hele hele, AK Parti’den de bir parça kopararak CHP, HDP ve İyi Parti bloğuna katma ve Erdoğan’ın karşısına aday çıkarma derdinde olanların keyfi iyice kaçacak.
Bahçeli, “Yenikapı ruhuna sadakat” söyleminden bahsederken “eski ayarlara dönme” eleştirisi çok cılız kalacak.
[Sabah, 9 Ocak 2018]
Paylaş
Etiketler:
- Siyaset
- Yorum
- 15 Temmuz 2016 FETÖ Darbe Girişimi
- 16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Referandumu
- 24 Haziran 2018 Erken Genel Seçimleri
- Abdullah Gül
- Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti)
- AK Parti-MHP İttifakı
- Anayasa
- Başkan Recep Tayyip Erdoğan
- Başkanlık Sistemi
- Beka
- Çatı Aday
- Cumhur İttifakı
- Cumhurbaşkanı Adayı
- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
- Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi
- Cumhurbaşkanlığı Seçimi
- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)
- Devlet Bahçeli
- Diplomasi
- Dış Politika
- Erken Seçim
- Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ)
- Halk Oylaması | Referandum
- Halkların Demokratik Partisi (HDP)
- İP
- İşbirliği
- İttifak
- İYİ Parti (İP)
- Koalisyon
- Koalisyon Hükümeti,
- MHP Genel Başkanı
- Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)
- PKK
- PKK - YPG - SDF - PYD - YPJ - SDG - HBDH - HPG - KCK - PJAK - TAK - YBŞ
- PKK ile Mücadele
- Recep Tayyip Erdoğan
- Sabah Gazetesi
- Seçim Barajı
- Seçim İttifakı
- Siyasi İttifak
- Siyasi Partiler
- Terörle Mücadele
- Uluslararası İlişkiler
- Yenikapı Ruhu
- Yüzde 10 Seçim Barajı