21 yıllık iktidarın yüküne rağmen AK Parti 35'in üzerinde oy alırken Cumhur İttifakı yüzde 50'ye ve Meclis çoğunluğuna ulaştı. Erdoğan, ikinci tura çok rahat gidiyor. Yine MHP'nin yüzde 10, Yeniden Refah'ın 2.8 ve BBP'nin yüzde 1 alması Erdoğan ile birlikte hareket eden partilerin kazandığını gösteriyor. Erdoğan'ın yeni zaferi sadece kendisinin önceki seçim başarılarıyla yarışıyor.
Sadece Türkiye'nin değil, dünyanın en önemli seçimlerinden biri için seçmenler yarın sandığa gidecek. Türkiye'nin aşağı yukarı 150 yıllık seçim tarihi var. 70 yıllık demokrasi tarihimizde seçimlere, hep "kritik" ya da "hayati önemde" betimlemeleriyle gidilmiştir. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılındaki bu seçimler gerçek anlamda "hayati" tanımlamasını hak edecek bir mahiyet arz ediyor.
Dünyada yükselişte olan milliyetçiliğin terörle mücadele yürüten Türkiye'de de kritik öneme sahip olması şaşırtıcı değil.
Sonuç fark etmeksizin, 2023 seçimleri sonrasında kamuoyunda tartışılacak en önemli konuların başında siyasal sistem gelmektedir. Öyle ki gerek Cumhur İttifakı, gerekse muhalefet blokunun seçim sonrası planlarında ağırlıkları değişmekle birlikte siyasal sistem reformu veya değişikliği önemli yer tutmaktadır.
14 Mayıs seçimlerinin ülkemizin "tarihi yol ayrımındaki kritik bir seçimi" olacağında hemfikiriz. Bu ortak anlayış adayların ve partilerin eteklerindeki tüm taşları dökeceği bir kampanya ile karşılaşacağımızı düşündürüyor. Ramazan ayı ile ittifakların genişleme ve liste dizilim görüşmelerinin yoğunluğunun getirdiği kampanya sakinliği sizi aldatmasın. 9 Nisan sonrası ortam giderek hareketlenir; bayram sonrası üç hafta ise temposu yüksek kampanyalara sahne olur. Cumhur İttifakı ve 6'lı Masa (Millet İttifakı) arasındaki 2 yıla yaklaşan seçim maratonunun son düzlüğü yüz metre formunda koşulur. Liste ve beyannamelerin açıklanması ile birlikte vaatlerin, mitinglerin ve polemiklerin gündemi gündelik hayatımıza ağırlığını koyar.