Türk Dünyası İş Forumu

Kültürel ve coğrafi bir kavram olan Türk Dünyası büyük ve kadim bir coğrafyanın adıdır. Literatürde yıllardan beri kullanılan bu kavram ilk kez Türk Dünyası 2040 Vizyon Belgesinde resmi olarak kullanılmıştır. Coğrafi olarak Türk Dünyası, Orta Asya'dan Anadolu, Kafkasya'dan Rusya-Sibirya'ya, Orta Doğu'dan İran ve Balkanlara, kısaca "Adriyatik'ten Çin seddine" kadar uzanan bir coğrafi bölgeyi tanımlar. Asya ile Avrupa kıtasında yer alan bu coğrafya aynı zamanda Doğu-Batı arasındaki ticaretin geçiş güzergâhında yer alarak dünyanın jeopolitik kalbinde yer alan mümtaz bir bölgedir. 300 milyonluk nüfusu, 1,6 trilyon dolarlık milli geliri, 1 milyar doları aşan dış ticaret hacmine sahip olan büyük bir ekonomik güce sahiptir. Türk Dünyası kavramı sadece bağımsız Türk Devletlerini değil aynı zamanda özerk cumhuriyetleri ve farklı ülkelerde yaşayan Türk topluluklarını da içine almaktadır. O nedenle bu durumu da dikkate alındığında belirtilen ekonomik rakamların daha yukarı seviyede olduğunu söylemek mümkündür. 5 asıl üye 3 yedek üyesi bulunan ve Türk Dünyasının somut iradesinin teşekkülü olan Türk Devletleri Teşkilatına ilişkin IMF verilerine göre temel sosyo-ekonomik büyüklükleri şöyledir:

Kültürel ve coğrafi bir kavram olan Türk Dünyası büyük ve kadim bir coğrafyanın adıdır. Literatürde yıllardan beri kullanılan bu kavram ilk kez Türk Dünyası 2040 Vizyon Belgesinde resmi olarak kullanılmıştır. Coğrafi olarak Türk Dünyası, Orta Asya’dan Anadolu, Kafkasya’dan Rusya-Sibirya’ya, Orta Doğu’dan İran ve Balkanlara, kısaca “Adriyatik’ten Çin seddine” kadar uzanan bir coğrafi bölgeyi tanımlar. Asya ile Avrupa kıtasında yer alan bu coğrafya aynı zamanda Doğu-Batı arasındaki ticaretin geçiş güzergâhında yer alarak dünyanın jeopolitik kalbinde yer alan mümtaz bir bölgedir. 300 milyonluk nüfusu, 1,6 trilyon dolarlık milli geliri, 1 milyar doları aşan dış ticaret hacmine sahip olan büyük bir ekonomik güce sahiptir. Türk Dünyası kavramı sadece bağımsız Türk Devletlerini değil aynı zamanda özerk cumhuriyetleri ve farklı ülkelerde yaşayan Türk topluluklarını da içine almaktadır. O nedenle bu durumu da dikkate alındığında belirtilen ekonomik rakamların daha yukarı seviyede olduğunu söylemek mümkündür. 5 asıl üye 3 yedek üyesi bulunan ve Türk Dünyasının somut iradesinin teşekkülü olan Türk Devletleri Teşkilatına ilişkin IMF verilerine göre temel sosyo-ekonomik büyüklükleri şöyledir:

Tablo: TDT Üye Devletlerin Sosyo-Ekonomik Görünümleri (2022 Yılı)
Kaynak: IMF, World Economic Outlook 2023, Trademap.org., T.C. Ticaret Bakanlığı

Türk Devletlerinin dış ticaret hacmine bakıldığında üye ülkeler arasındaki ticaret hacminin çok düşük düzeyde kaldığını söylemek mümkündür. Aynı durum Türkiye’nin Türk Devletleri ile dış ticaret ilişkileri için de geçerlidir. Türkiye’nin tüm ülkelerinin dış ticaretinde ilk beş ortak arasında yer almasına rağmen miktar itibarıyla potansiyel seviyenin çok altında kaldığını söylemek mümkündür. TDT’ye üye ülkelerin hepsi bu durumun farkındadırlar. Neredeyse üye ülkeler arasında geçen tüm zirvelerde ya da resmi toplantılarda bu husus dile getirilmektedir. Bu konuda ikili ya da çoklu taraf protokoller yapılmaktadır. Türk Devleti Teşkilatının kurulmasından bu yana başta ekonomik olmak üzere tüm alanlarda bir canlanmanın olduğunu söylemek mümkündür. Bu durumun orta ve uzun vadede dış ticaret rakamlarına yansıyacağı beklenmektedir. Bununla birlikte dış ticaret hacminin gelişmesinin önündeki en büyük engelin ülkelerin ekonomik kapasiteleri ve üretim güçlerinden kaynaklandığı söylenebilir. Orta Asya Türk Cumhuriyetleri genel itibarıyla birer hammadde ve enerji ihracatçısı durumundadır. Buna karşı Türkiye üretim gücü yüksek ve imalat sanayi gelişmiş bir ülkedir. Bu yapı itibarıyla Türkiye’nin ekonomik yapısı ile Türk Cumhuriyetlerinin ekonomik yapısı birbirini tamamlar niteliktedir. Zaten başta Azerbaycan olmak üzere Türk Cumhuriyetleri Türkiye’de üretilen malların doğal müşterisi ya da pazarı durumundadır. O nedenle Türkiye’nin Türk Dünyasına yönelik ihracatının artması Türk üretim sektöründeki yüksek teknoloji ürünlerinin imalatına bağlıdır. Türkiye’nin katma değeri yüksek ürünleri imal etmesi durumunda bu cumhuriyetlere olan doğal olarak ihracatı da artacaktır.

Türk Devletleri Teşkilatının işbirliği alanları içinde “ekonomik işbirliği” önemli bir yer tutmaktadır. Bu husus Türk Devletler Teşkilatının yol haritası niteliğinde olan Türk Dünyası 2040 Vizyonu Belgesinde de yer almaktadır. Belge Türk Devletleri arasında işbirliğinde öncelikli konular arasında dış ticaret ilişkilerinin derinleşmesi yer almakta ve bu husus “Düzenli diyalog ve deneyim paylaşımı yoluyla ulusal ekonomik kalkınma politikalarını uyumlu hale getirerek Üye Devletler arasındaki ekonomik işbirliğinin ve etkileşimin derinleştirilmesi” şeklinde ifade edilmektedir. Söz konusu belgede dış ticaretin önündeki engellerin kaldırılması konusunda ortak iradeye vurgu yapılmakta ve bu hususta yapılacak öncelikli konular arasında “Ticareti Kolaylaştırması, Üye Devletlerin sınır geçişi için gümrük ve transit prosedürlerini sadeleştirme ve uyumlu hale getirilmesi, Hazar Geçişli Uluslararası Doğu-Batı Orta Koridorunu Doğu ile Batı arasındaki en kısa ve en güvenli ulaşım bağlantısı haline getirme ve Üye Devletleri bu Koridor üzerinden bölgesel ve küresel tedarik ve üretim zincirlerine dahil edilmesi ve Hazar Geçişli Uluslararası Doğu-Batı Orta Koridoru için taşımacılık politikalarını ve yük ile ilgili teknik standartları uyumlu hale getirmesi” gibi hususlar sayılmaktadır.

TDT’ye üye devletler arasında ticari işbirliğinin müzakere edilmek üzere 14 Eylül 2023 tarihinde Türk Devletleri Teşkilatı Ekonomi ve Ticaretten Sorumlu Bakanlar 12. Toplantısı ve “Türk Dünyası İş Forumu” İstanbul’da gerçekleştirildi. Forumun açılışında konuşan Genel Sekreter Kubanıçbek Ömüraliyev’in de belirttiği üzere temel beklenti, “Türk bölgesinde ticari işbirliğinin genişletilmesi ve TDT ekonomilerinin rekabet edebilirliğinin güçlendirilmesinin yanı sıra TDT üyelerinin kendi aralarında ve dünyanın geri kalanıyla e-ticaret işlemlerini artıracak güvenilir bir dijital ortamın geliştirilmesidir” şeklinde özetlemek mümkündür. Ayrıca üye devletler arasında “Ortak Ekonomik Alan” oluşturulması ve Ticaretin Kolaylaştırılması Komitesi kurulması ve TDT bölgesinde bir “Hizmetler ve Yatırım Serbest Ticaret Anlaşması” imzalanması da dahil olmak üzere ticaretin kolaylaştırılması tedbirlerine öncelik verilmesi yoluyla bölgesel ticaret hacminin artırılması üzere ortak adımların atılması beklenmektedir.

Sonuç olarak TDT’ye üye devletler arasında ticaret hacminin artırılması yanında üye ülkelerin işbirliği (ortak yatırım dahi) ile oluşturacakları sinerji sonucu genel anlamda dış ticaretlerini de artırmaları hedeflenmektedir. Bu çerçevede TDT’yi ticaret ve ekonomi alanında 21. yüzyılın önde gelen kuruluşlarından biri olarak güçlendirmek üzere üye devletler ortak çaba göstermektedirler. Bu kapsamda, Teşkilat bünyesinde “Yük Taşımacılığı Anlaşması”, “Basitleştirilmiş Gümrük Koridoru Anlaşması” ve “Ticaretin Kolaylaştırılması Stratejik Belgesi”nin imzalanması ve ticaretin önündeki engellerin kaldırılması yönünde atılan önemli adımlar yakın zamanda dış ticaret üzerinde olumlu sonuçlar doğuracaktır.

[Sabah, 30 Eylül 2023]

Etiketler: