Alman Cumhurbaşkanı’nın Ziyareti: Türk-Alman İlişkilerinde Muhasebe Zamanı

|
Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in 22-24 Nisan’ı kapsayan Türkiye ziyareti, Türk-Alman ilişkilerinin güncel muhasebesinin yapılması açısından …
  • Türkiye ve Almanya arasında yakın geçmişteki temaslar nelerdir? Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in Türkiye ziyaretinin anlamı nedir? Türk-Alman ilişkilerini neler beklemektedir?
  • Hafta içerisinde Almanya'daki PKK yandaşlarının önce Dortmund şehrinde Türk esnafı, sonra da Türkiye'nin Hannover Başkonsolosluğunu hedef alan saldırıları Berlin yönetiminin terörle mücadele politikası konusunda yaşanan sorunları bir kez daha gündeme getirdi. Aslında aynı günlerde Almanya dışında Belçika, Fransa ve İsveç'te de PKK'lıların Türk vatandaşlarına ve temsilciliklerine yönelik benzer saldırılar gerçekleştirmiş olmaları sorunun sadece Almanya ile sınırlı olmadığını, Avrupa'nın büyük bölümünü kapsadığını yeniden gösterdi. Gerek Almanya gerekse diğer Avrupa ülkelerindeki güvenlik güçlerinin Türk vatandaşlarını ve temsilciliklerini koruma konusunda yetersiz kaldığı, PKK yandaşlarına toleranslı davrandıkları görüldü.
  • 21 Mart’ta yapılan zirvede Avrupa Birliği (AB) Konseyi, Bosna Hersek ile üyelik müzakerelerine başlanmasına yönelik karar aldı. 12 Mart’ta Avrupa Komisyonu’nun bu yönde aldığı tavsiye kararının ardından Konseyin de bu kararı alması bekleniyordu. AB’nin son iki yıldır güçlenen genişleme perspektifini ortaya koyan bu kararın ardından müzakere takvimi ise Bosna Hersek’in atacağı reform adımlarına göre belirlenecek.

Bu Konuda Daha Fazla :

  • Yaklaşık altı aydır Filistin topraklarında masum Filistinli insanlara yönelik tarihin ender görebileceği bir vahşetle ve bütün dünyanın gözü önünde korkunç bir soykırım uygulanmaktadır. Zalim Siyonistler ve Batılı destekçileri, masum çocuklar, kadınlar ve hastalar dahil herkesin hedef alındığı saldırıları hem devlet hem de yerleşimci terörü üzerinden gerçekleştirmekte ve desteklemektedirler.

  • Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) tarafından 11 Mart 2024 tarihinde yayımlanan rapor uluslararası silah ticaretindeki eğilimleri değerlendirmek açısından oldukça önemli. Silahlanma eğilimleri, savaş beklentilerinin seslendirildiği şu günlerde istihbarat servislerinin harp ikazı bağlamında bir emare olarak görülüyor. Rusya’nın 3. Dünya Savaşı'nı, Fransa’nın Ukrayna’ya asker göndermeyi tartıştığı geçtiğimiz hafta içinde silahlanma eğilimleri aslında kapasiteleri ve niyetleri ortaya koyuyor. Kendi kapasitesi ile hasım olarak gördüğü aktörün envanteri ve silahlanma eğilimini karşılaştıran devletler meydan okuma kararlarını almak için referanslar üretebiliyor. Dolayısıyla raporun kapsamına kısaca göz atmak ve yorum yapmak faydalı olabilir.

  • Amerikan istihbarat kurumlarının ortak hazırladığı yıllık tehdit değerlendirme raporu hem ulusal hem de küresel tehditlerle ilgili uyarılara yer veriyor. Raporda Çin, Rusya, İran ve Kuzey Kore gibi devlet aktörlerinin yarattığı tehditler ayrı ayrı tartışılıyor. Bunlarla birlikte Gazze savaşının ‘bölgesel bir krizin nasıl geniş sıçrayan etkilerinin olabileceğini ve diğer alanlardaki uluslararası iş birliğini zorlaştırabileceğini’ gösterdiği belirtiliyor. Bu krizin ‘yüksek kabiliyetli bir devlet altı aktör’ olan Hamas tarafından tetiklendiği, bölgesel hedefleri olan İran tarafından alevlendirildiği, Çin ve Rusya’nın söylemleriyle Amerika’nın küresel pozisyonunun altını oymak için kullandığı değerlendirmesi yapılıyor. Küresel sistemin büyük güçler arasındaki mücadele, bölgesel krizler ve uluslar üstü tehditler yüzünden çok daha kırılgan hale geldiğini ifade eden rapor hem uluslararası sistemin kurallarına hem de Amerika’nın hâkim pozisyonuna Çin, Rusya, İran ve bölgesel aktörler tarafından meydan okunduğuna dikkat çekiyor. Amerikan istihbarat bürokrasisinin dünyayı nasıl gördüğüne dair önemli ipuçları içeren rapor, ülkenin siyaset kurumlarının alacağı kararlar için de önemli bir referans kaynağı oluşturuyor.

  • Seçimlerden sonra verdiği ilk mülakatta Rusya Devlet Başkanı Putin, Rusya ve NATO arasında çatışma olup olmayacağı sorusuna verdiği cevapta bu tabiri kullandı. Modern dünyada her şeyin mümkün olduğundan bahisle Putin, bu çatışmanın "tam kapsamlı bir Üçüncü Dünya Savaşı'nın bir adım ötede olmasına yol açacağını ama kimsenin bu konuyla ilgilenmediğini" söyledi. Putin, seçim öncesinde de ülkesinin "teknik olarak nükleer bir savaşa hazır olduğunu" açıklamıştı.

  • Türkiye, 31 Mart 2024 tarihinde gerçekleşecek yerel seçimlere odaklanmış durumda ve şehirlerimiz ve şehir yönetimleri gündemden düşmüyor. Halihazırda belediye başkanı olanlar yaptıkları ve yapmadıkları projelerin hesaplarını verirken, diğer taraftan adaylar gelecek projeksiyonlarıyla seçmenlerin gönlünü kazanmaya çalışıyor. Bizler de bu süreçte şehirlerimizin geleceğini tartışmaya devam ediyoruz.