Hamas-İsrail Çatışması Yeni Bir Ortadoğu Getirir mi?

7 Ekim günü Kassam Tugayları'nın gerçekleştirdiği kapsamlı saldırıyla İsrail-Filistin çatışması uzun yıllar sonra yeniden gündemin ilk maddesi. Büyük bir şoka uğrayan İsrail, Gazze'yi "tam ablukaya" alarak ağır bombardıman altında tutuyor. Başbakan Netanyahu, "Gazze saldırılarına vereceğimiz karşılık Ortadoğu'yu değiştirecek" derken Savunma Bakanı Gallant, İsrail'in karşı saldırılarının ne kadar sert olacağını şu cümleyle ifade etti: "Elektrik yok, su yok, yiyecek yok, yakıt yok, her şey kesilecek. İnsansı hayvanlarla savaşıyoruz ve buna göre hareket edeceğiz."

7 Ekim günü Kassam Tugayları’nın gerçekleştirdiği kapsamlı saldırıyla İsrail-Filistin çatışması uzun yıllar sonra yeniden gündemin ilk maddesi. Büyük bir şoka uğrayan İsrail, Gazze’yi “tam ablukaya” alarak ağır bombardıman altında tutuyor. Başbakan Netanyahu, “Gazze saldırılarına vereceğimiz karşılık Ortadoğu’yu değiştirecek” derken Savunma Bakanı Gallant, İsrail’in karşı saldırılarının ne kadar sert olacağını şu cümleyle ifade etti: “Elektrik yok, su yok, yiyecek yok, yakıt yok, her şey kesilecek. İnsansı hayvanlarla savaşıyoruz ve buna göre hareket edeceğiz.”

Bu ifadeler İsrail’in kara operasyonu dahil bütün seçenekleri değerlendirdiğine ve “savaşının” Gazze ile sınırlı kalmayacağına işaret ediyor. Geçen cumartesi gerçekleşen saldırıyı İsrail güvenlik güçleri sürpriz olarak değerlendirebilir. Ancak İsrail’in son yıllarda giderek sertleşen Filistin, Kudüs ve Mescid-i Aksa politikalarını takip edenler için bir büyük krizin ayak sesleri duyulabiliyordu.

Arap isyanları sonrası dönemde iç savaş ve darbelerle savrulan Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın konjonktüründen en fazla İsrail istifade etti. Filistin meselesinin gündemden düşmesini de fırsat bilerek Netanyahu hükümetleri iki devletli çözümü tümüyle bir kenara bırakmakla kalmadı. Trump’ın başkanlığı döneminde ABD’nin Kudüs’ü başkent olarak tanımasının açtığı alanda hem Arap ülkeleri ile İbrahim Anlaşmalarına yöneldi hem de Gazze ve Batı Şeria’daki aşırı sağ politikaları hızlandırdı. Gazze’ye abluka devam ederken Batı Şeria’da yerleşimler genişletildi, Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın statüsünü değiştirecek adımlar attı. Fanatik Yahudilerin Filistinlilere yönelik göz yumulan gündelik şiddeti ile “Aksa Tufanı” noktasına gelindi.

***

Saldırıyı analiz edenler Hamas’ın askeri kapasitesi, İsrail istihbaratının zaafları, güvenlik birimlerinin siyasi çekişme içerisinde olması, muhalefetin protestoları ve Demir Kubbe’nin etkisizliğine dikkat çekti. Çatışmanın İsrail ve Suudi Arabistan normalleşme müzakerelerine denk gelmesi dikkatlerden kaçmadı. Yine, İsrail’in İran içerisinde bilim adamlarına yönelik suikastları hatırlanarak Tahran’ın Hamas’a yardımına işaret edildi. Hamas’ın öngörülemeyen saldırısının İran’ın stratejik çıkarları ile örtüştüğü açık. Tahran, bir süre İsrail’in İran ve Suriye’deki saldırılarına sessiz kalıp uygun gördüğü zamanda Gazze’den mi cevap verdi?

Bu sorunun cevabı henüz belli değil. Cevabı evet de olsa Filistinlilerin aktörlüğü ve İsrail işgalinin dayanılmazlığı bir kenara bırakılamaz. Başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devleti kurulmadıkça bu sorunun bitmeyeceği anlaşıldı. Arap isyanları sonrası dönem bitti. Artık Filistin, Kudüs ve Mescid-i Aksa daha fazla gündem olacak.

***

Bu çatışmanın nereye gideceğini kestirmek için henüz erken. Ancak Netanyahu’nun ima ettiği gibi İsrail, İran ve vekillerini tümüyle hedef alacaksa bölgemizde çatışma yayılabilir ve yeni bir türbülans dalgası gelebilir. İsrail’in bu saldırıya ağır cevap vereceği biliniyordu. İran’ın kendisi veya Hizbullah dahil vekilleri (direniş hattı) hedef alınması durumunda neler yapacağını bilmiyoruz. İsrail’in karşı saldırısının neleri içereceği ve buna verilecek cevaplar yeni bir Ortadoğu’ya gidip gitmeyeceğimizi belirleyecek.
İlk ifadeler çok sert ve yaygın bir çatışmaya işaret ediyor. Ortadoğu’da yeni bir yaygın çatışma döneminin başlamaması için Cumhurbaşkanı Erdoğan taraflara itidal tavsiye ediyor ve Türk diplomasisi devrede.

[Sabah, 10 Ekim 2023]

Etiketler: