Türkiye'nin Suriye'deki askeri operasyonlarını 'NATO'nun beyin ölümü' söylemiyle karşılayan Macron bu defa Türkiye'ye Doğu Akdeniz'de 'kırmızı çizgi çizme' çabasında... Macron'un Türkiye'yi ötekileştirme politikası Avrupa'nın stratejik çıkarlarıyla bağdaşmıyor. Avrupalı siyasetçilerin Türkiye'yi Batı ittifakından, AB'den uzaklaştırmaktan fayda gelmediğini görememesi tam bir akıl tutulması.
BM Lübnan Özel Mahkemesinin eski Başbakan Hariri suikastıyla ilgili verdiği kararın "bir geçiştirme" olduğunu belirten uzmanlar, küresel güçlerin, zaten yeterince karışık olan Lübnan'ın içişlerine daha fazla karışmama niyetinde olduğunu söyledi.
Macron, Doğu Akdeniz'de oluşan Türkiye karşıtlığının öncü rolünü Lübnan'da da oynayacağını gösteriyor. Muhtemelen Lübnan için acil olan mali bütçeyi Suud/BAE'den karşılayarak Lübnan'ın Türkiye üzerinden Doğu Akdeniz'de bir açılım yapmasının önüne geçmek isteyecektir.
Salı günü Beyrut limanını yok eden korkunç patlama bütün dikkatleri "cennet" diye bilinen bu güzel ülkeye çevirdi. Lübnan Sağlık Bakanı'nın verdiği bilgiye göre 137 ölü ve 5 bini aşkın yaralı var; 200 ila 300 bin insan evsiz kaldı.
Lübnan'ın başkenti Beyrut, Salı gecesi büyük bir patlama ile sarsıldı. 2 bin 750 ton patlayıcının saklandığı depo korkunç bir patlama ile Beyrut'un yarısını adeta bir enkaza döndürdü. Bir dönem "Ortadoğu'nun Paris'i" olarak anılan, iç savaşlarla yıkılan, suikastlerle sarsılan ama her seferinde yeniden küllerinden doğan Beyrut bu kez çok ağır bir yara aldı. Beyrut'un yürek burkan öyküsü hakkında bilinmeyenleri İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve SETA Strateji Araştırmacısı Dr. Veysel Kurt'a sorduk