Ankara'da askeri kalkışmayı protesto etmek için toplanan vatandaşlar, meydanlardan geçmekte olan tanklara tepki gösterdi. ( Ahmet İzgi - Anadolu Ajansı )

FETÖ Tehlikesine Kulak Asmayanlar

FETÖ tehlikesinin zaten farkında olanlar olarak ne özür istiyoruz ne de iade-i itibar. Özrü istiyorlarsa milletten dilesinler; itibarımız da zaten Hak ve halk nezdinde yüksektir diye ümid ediyoruz.

Çok şükür 15 Temmuz darbe girişimi sonrası süreçte ülkede büyük bir fikir ve söz birliği var. Birkaç marjinal hariç siyasetçisinden sporcusuna, gazetecisinden akademisyenine ve tabii ki en önemlisi terör darbesini püskürten Türk milletinin her ferdine kadar herkes darbeyi lanetledi ve karşısında durdu. Siyasi partiler, kamu kurumları, sivil toplum örgütleri, spor kulüpleri ve üniversiteler FETÖ’nün düzenlediği terör darbesine karşı açık tavır aldılar.

Hepsine müteşekkiriz ancak bazılarından bir beklentimiz daha var. Hiçbir şeyi başlarına kakacak, eski defterleri karıştırıp bugünkü birlik, zafer ve kutlama havasını bozacak değiliz. Lakin onlardan da bir özeleştiri bekliyoruz. “17-25 Aralık süreci bir yolsuzluk operasyonu değil darbe girişimidir, FETÖ bir cemaat değil terör örgütüdür, devlet içerisine sızmış bir paralel devlet yapılanması vardır” dediğimizde bize burun kıvıran, alaycı tebessümle gözlerini deviren, bu söylediğiniz akla mantığa uymuyor diyenler vardı. Televizyon altyazılarında, gazete sayfalarında FETÖ ibaresini hiç kullanmayan veya tırnak içerisinde kullanarak “Erdoğan böyle söylüyor ama biz buna katılmıyoruz” mesajı verenlerden, FETÖ’nün montajlı tapeleri üzerinden siyaset yapanlardan, örgütün sosyal medya kampanyalarına yalan olduğunu bile bile Erdoğan’a ve AK Parti’ye zarar vermek için destek olanlardan tek bir şey istiyoruz.

Adına nefs muhasebesi mi derler, günah çıkartmak mı derler, özeleştiri mi derler kendileri karar versinler ama lütfen milletin önüne çıkıp bu tehlikeyi görmediğimiz için, bizi uyaranların uyarılarına kulak asmadığımız için üzgünüz desinler.

FETÖ tehlikesinin zaten farkında olanlar olarak ne özür istiyoruz ne de iade-i itibar. Özrü istiyorlarsa milletten dilesinler; itibarımız da zaten Hak ve halk nezdinde yüksektir diye ümid ediyoruz. FETÖ tehlikesine kulak asmadıklarını itiraf etmeleri başka bir açıdan hayati. İtiraf etsinler ki Türkiye bir daha bunları yaşamak zorunda kalmasın. Adalet, ulusal çıkar, ülke güvenliği, millî iradeye tehdit gibi konular artık siyaset malzemesi olmaktan çıksın. Bundan sonra komploya, kumpasa ve montaja niyet edecek olanlar, bir daha ciddiye alınmayacaklarını bilsinler.

BATI CEPHESİNDE DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK

Batı kamuoyunun darbe girişimi karşısındaki tepkileri bildiğimiz gibi. Önce bekle gör stratejisini takip ettiler. Darbe kalkışmasının ilk saatlerinde değil fakat başarısız olduğu ortaya çıkmaya başlayınca açıklama yaptılar. Birçoğu yarım ağız sivil hükümeti desteklediğini söyledi. Hemen hepsi de “hukukun üstünlüğüne ve demokrasiye bağlı kalınması” temennisinde bulunmayı ihmal etmediler. Yanlış mı değil lakin birkaç saat önce darbeyi durdurmuş bir topluma ve halen artçıları ile mücadele edildiği bir zamanda söylenecek söz de değil.

Şimdi de Batılı “dost”larımız endişelenmeye başladılar. Türkiye’de bir cadı avının başlamasından, askerî darbeyi savuşturan hükümetin otoriterleşmesinden, anti-demokratik uygulamaların ortaya çıkmasından endişe ediyorlarmış.

Yüreğinizi ferah tutun, hiç endişelenmeyin. Türk milletini Trumph gibi bir sığ ve popülist, Avrupa ülkelerinde gördüğümüz gibi aşırı sağcı faşist liderleri destekleyen, seçim yapma rüştü sorgulanır toplumlarla karıştırmayın. Türk toplumu 15 Temmuz darbesini çıplak elle püskürterek, millî iradesini, hukukun üstünlüğü ve adaleti korumak için değil silah tank namlusuna göğsünü siper edeceğini göstermiştir. Rüşdünü ispata zaten gerek yok, rüşdünün gereğini yerine getirmiştir.

Yani Türk toplumu ülkede cadı avı başlamasına, hukukun üstünlüğünden taviz verilmesine, temel hak ve hürriyetlerin ortadan kaldırılmasına asla izin vermez.

[Türkiye, 21 Temmuz 2016]

Etiketler: