Cumhurbaşkanı Erdoğan dün AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda mart yerel seçimlerinde başta İstanbul ve Ankara olmak üzere muhalefetteki belediyeleri alma hedefini yineledi. Meclis ve kabineden sonra parti yönetiminde de yenilenme mesajı veren Erdoğan, AK Parti oylarındaki düşüşü de sandık sandık incelediklerini belirtti: “Partimizin oylarında görülen negatif ayrışmanın farkındayız. Hangi alanlarda sorunumuz varsa süratle müdahale edeceğiz. Nerede hatamız olmuşsa hiçbir komplekse kapılmadan kabul edecek ve düzeltmenin yollarını arayacağız. Kadrolarımızı takviye etmemiz, yeni yüzlerle güçlendirmemiz gerekiyorsa inşallah büyük bir titizlikle bunu da gerçekleştireceğiz.” Mayıs seçimlerinin mağlubu CHP, İyi Parti ve HDP’de “muhasebe ve değişim” tartışmaları devam ederken Erdoğan’ın olağanüstü kongre ile birlikte yerel seçimler için hummalı bir çalışmaya başlaması sürpriz değil. Aslında bu hedefini 28 Mayıs akşamı zafer konuşmasında da ilan etmişti. Bu yüzden 4 yıldır hizmet alamayan şehirleri CHP zihniyetinden kurtararak tekrardan hizmete kavuşturma amacı şaşırtıcı olmadı. Ancak Erdoğan’ın dünkü konuşmasında muhalefet içindeki iktidar kavgalarına geniş yer vererek bir tür siyasi dersler vermesi bana hayli manidar geldi.
***
Şu tespitler öne çıktı:
- İktidarın aksine muhalefet seçim sonuçlarını doğru şekilde değerlendiremiyor.
- Muhalefetin yönettiği illerin belediye başkanları şehirle ilgilenmek yerine koltuk kavgası veriyor, enerjilerini hizmete değil parti içi çekişmelere sarf ediyor.
- İki tanesi (İmamoğlu ve Yavaş) 3 ay boyunca cumhurbaşkanı yardımcısı olacağız diye il il dolaşmaktan kendi şehirlerini unuttu.
- Dün baba-oğul (Kılıçdaroğlu-İmamoğlu) videosu çekenler bugün gırtlak gırtlağa geldiler.
- Muhalefetin genel başkanlarının olmadığı bir parlamento var.
- AK Parti seçim sonuçlarının işaret ettiği çizgide çalışmalara şimdiden başladı.
Erdoğan’ın CHP’deki “değişim” tartışmasına girerek muhalefete ders vermesinin o cenahta alarm zillerini çalacağı açık. Hatta muhalefetin kendi dağınıklığına terk edilmesi de tercih edilebilirdi. Peki Erdoğan neden “değişim” tartışmasına aktif şekilde girdi?
***
Kesintisiz yirmi altı yıl iktidarda olma yetkisini seçmenden alabilme başarısını gösteren Erdoğan, siyaseti bir maraton koşusu gibi görüyor. Şimdiden yerel seçim kampanyasını başlattı. Bir yandan Cumhur İttifakı tarafında sinerji oluşturuyor. Diğer yandan muhalefetin çelişkilerini ve hatalarını kamuoyuna anlatıyor. Mayıs 2023 seçimlerinde Kılıçdaroğlu’nun kurduğu masa ve sofranın en büyük zaafı dağınıklığıydı. Erdoğan, Mart 2024 seçimlerine giderken de muhalefetin milletin umudu olmaktan uzak ve darmadağın bir halde olduğunu seçmenin gündemine getiriyor. Bunu yerel seçimler yaklaştığında muhalefetin yeniden bir araya gelebileceği uyarısı eşliğinde yapıyor.
***
Erdoğan’ın muhalefete verdiği derslerin CHP’lileri “değişim tartışmanın uzaması ile yerel seçimleri kaybedeceğiz” psikolojisine sokması muhtemeldir. Bu hızlı bir toparlanmaya sebep olur mu? Hiç sanmıyorum. Çünkü CHP’nin bugünkü iç çekişmesi “Değişmezsek yerel seçimleri kaybederiz” diyenlerle “Değişelim gündemi ile uğraşırken seçimleri kaybederiz” diyenlerin mücadelesine oturuyor. Çözülmesi mümkün olmayan bir çıkmazdalar. Yani iki taraf da haklı. CHP, sağa açılarak ittifakı genişletme hamlesinden geri dönemez. Değişim bayrağı açan İmamoğlu da bunun farkında. CHP, belediyeleri yeniden kazanabilmek için “aday çıkaracağız” diyen HDP/YSP’yi de yanına alabilmeli ancak ikinci turdaki aşırı sağ, Zafer Partisi türü söylem hâlâ hafızalarda taze. İdeolojik değişim sola kayma getirir ve mevcut ittifakı tehlikeye sokar. Dahası, ideolojik değişim Mart 2024 için değil 2028 seçimleri için kamuoyuna anlatılabilir bir hikâye olur. “Değişim” deyince geriye “Genel başkan kim olacak” çekişmesi (koltuk kavgası) kalıyor. İşte Erdoğan, muhalefetin bu çelişkilerini çözemeyeceğini düşünüyor ve kampanyasını şimdiden başlattı.
[Sabah, 7 Temmuz 2023]
