İmamoğlu Paradoksu

|
31 Mart yaklaştıkça seçim gündemi de yoğunlaşıyor. Bu yoğunluğu artıran temel tetikleyici ise İstanbul’da yaşanan …
  • Yerel seçimlere 36 gün kala siyasi partilerin kampanyaları düşük tansiyonda seyrediyor. Düşük tansiyondan kastım sert polemikler, keskin ötekileştirmeler ve kutuplaşma dönemine henüz girilmemiş olması. Yani başat bir beka söyleminin öne çıkmaması.
  • Ekrem İmamoğlu ve CHP, Başak Demirtaş'ın adaylık çıkışı sonrası büyük bir paniğe kapıldı. Zira "Demirtaş" soyadı, İstanbul'daki DEM Partili seçmenleri kendine çekebilecek bir albeniye sahipti. Dolayısıyla CHP'nin kurumsal olarak kurmayı başaramadığı ittifakı İstanbul'da ve "taban"da oluşturacağını söyleyen İmamoğlu'nun iddiası boşa düşecek, diğer bir ifadeyle seçimleri kazanma şansına büyük bir darbe olacaktı. Bu riski fark eden İmamoğlu ve ekibi, CHP'nin artık klasikleşmiş mekanizmasını hemen işletti. Tıpkı 2023 seçimlerinde olduğu gibi tehdit unsuru olarak görülen kurum ve/veya isimler kamuoyu nezdinde hedef haline getirildi. CHP'nin sahip olduğu tüm kurumsal kapasite ve medya gücü kullanılarak DEM Parti ve Demirtaşlara yönelik doğrudan ve dolaylı saldırıları ve bir tür itibarsızlaştırma hareketi başladı.
  • 31 Mart yerel seçimlerine 56 gün kala siyasi rüzgâr Cumhur İttifakı lehine esiyor. Cumhur İttifakı bu seçimde de ittifak yapısını korurken (bu satırlar yazılırken YRP'nin kararı henüz belli değildi) muhalefet işbirliği yapamadan sandığa gidiyor. 2019 ve 2023 seçimlerinde ittifak kurabilen CHP'nin önünde bu seçimde sadece DEM Parti ile bazı şehirlerde işbirliği yapma fırsatı kaldı. İstanbul özelinde CHP-DEM Parti işbirliği gerçekleşirse bunun İmamoğlu etkisi ile olacağı açık. Bu da İmamoğlu'nun sadece Cumhur İttifakı tarafından değil İyi Parti tarafından da "demlenmekle" ilgili eleştirilere muhatap olacağını düşündürüyor. Kaldı ki DEM Parti'den gelen sinyaller (Başak Demirtaş'ın adaylığı ihtimali) İstanbul da bile CHP'nin yalnız başına kalabileceğini gösteriyor. Böylece CHP için geriye "partilerle olmayan işbirliğini seçmen tabanında yapma" seçeneği kalıyor. Ancak bu seçenek için bile süreç yönetimi çok dağınık ve aleyhte gidiyor.

Bu Konuda Daha Fazla :

  • Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 87. sayısı raflarda yerini aldı.

  • CHP yönetimi İstanbul ve Ankara'da kazanmak için bütün imkânları seferber ederken küskünler ise olası bir yenilgiye hazırlanacaklar. CHP teşkilatlarının seçimlere ne kadar asılacağı henüz bilinmiyor.

  • Muhalefette yerel seçimlere "müstakil girme" tercihi öne çıkıyor. İyi Parti'den sonra DEVA Genel Başkanı Babacan da bir soru üzerine CHP ile işbirliği kapısını kapattı. Son günlerde CHP Genel Başkanı Özel'in 6'lı Masa'nın küçük sağ partilerine işbirliği teklifi yapıp yapmayacağı konuşuluyordu. Babacan CHP'deki değişimcilerin 6'lı Masa ittifakını ve DEVA'yı eleştirdiklerini hatırlatarak Özel'in kendileri ile görüşmesinin "çelişki" olacağını söyledi. Bu yaklaşım bir sürpriz değil. Zira Mayıs 2023 seçimlerinde Kılıçdaroğlu'nun DEVA, GP, SP ve DP'ye verdiği milletvekili parti içinde çok eleştirilmişti. Hatta Millet İttifakı'nın küçük sağ partilerine CHP medyasında asalak muamelesi yapılmıştı. Mart 2024 yerel seçimlerinde sağ partiler CHP ile işbirliğine yanaşmazsa ilgili medyada "sağcıların intikamı ya da ihaneti" başlıkları atılabilir. Yani, Cumhur İttifakı'nın ittifak olarak seçime girme eğilimi karşısında muhalefetin bu dağınıklığının ve olası ağır yenilgisinin faturası yeniden sağ partilere kesilebilir.

  • İYİ Parti bugünlerde istifaların yanı sıra genel başkanın ailesinin hesaplarının araştırılması, kasada olmayan para ve taciz iddiaları ile uğraşıyor. Akşener, Mayıs 2023 seçimlerinden yenilgiyle çıkan 6'lı Masa'dan en kapsamlı seçim muhasebesi yapan lider. Eski CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun kazanamayacağı halde kendi adaylığını dayatmasını eleştiren Akşener, ittifak siyasetini reddederek Mart 2024 yerel seçimlerine 81 ilde müstakil girme kararı almıştı. Bu karardan sonra İyi Parti'deki çekişme ve Akşener üzerindeki kamuoyu baskısı arttı.

  • CHP Genel Başkanı Özel "değişim" iddiasının içini doldurmaya çalışıyor. Mayıs 2023 seçimlerinin mağlubu Kılıçdaroğlu'ndan genel başkanlığı aldıysa da Özel, parti içi iktidar ilişkilerini yönetmek zorunda. CHP'ye yakın yorumcuların bir kısmı bile Özel'i genel başkan, İBB Başkanı İmamoğlu'nu lider olarak tanımladığına göre CHP için bu ikili yapı yeni bir olgu olarak ortada. İster emanetçi ister eşbaşkan formunda olsun bu yeni durum CHP için yıpratıcı olacak. Siyaseti bırakmayan Kılıçdaroğlu'nu da yanında tutmaya çalışan Özel'in gerçekten genel başkan olup olmayacağı İmamoğlu'nun yerel seçim performansına bağlı. İmamoğlu-Özel ilişkisinin kardeş ilişkisi mi vesayet-danışma ilişkisi mi olduğu asıl o dönemde belli olur.