İtirafçı Komutanlar ve Türkiye’nin Güvenlik Siyaseti

Komutanların çarpıcı itirafları isimlerin ötesinde ülkenin 'güvenlik' siyasetinin toptan değiştirilmesini zorunlu kılıyor. Bu isimlerin yaptıkları açıklamalar büyük bir yap-bozun parçaları gibi yan yana getirildiğinde ortaya vahim bir Türkiye manzarası çıkıyor. Emekli komutanların itirafları geçmişin karanlıklarında kalan dosyaların yeniden açılmasını ve devletin toplumla yüzleşmesini zorunlu kılıyor. Sahnenin ardındaki 'kuklacıların' ifşa edilmeleri gerekiyor. Devleti, tarih ve toplum önünde ayıplı hale getiren hadiseler için devlet, milletten özür dilemeli ve toplumla yüzleşmelidir. Temel mesele ülkenin güvenlik paradigmasını ve milli güvenlik siyaset belgesini köklü biçimde değiştirerek derin yapılanmaları topyekûn tasfiye etmektir.

Komutanların çarpıcı itirafları isimlerin ötesinde ülkenin ‘güvenlik’ siyasetinin toptan değiştirilmesini zorunlu kılıyor. Bu isimlerin yaptıkları açıklamalar büyük bir yap-bozun parçaları gibi yan yana getirildiğinde ortaya vahim bir Türkiye manzarası çıkıyor. Emekli komutanların itirafları geçmişin karanlıklarında kalan dosyaların yeniden açılmasını ve devletin toplumla yüzleşmesini zorunlu kılıyor. Sahnenin ardındaki ‘kuklacıların’ ifşa edilmeleri gerekiyor.
Devleti, tarih ve toplum önünde ayıplı hale getiren hadiseler için devlet, milletten özür dilemeli ve toplumla yüzleşmelidir. Temel mesele ülkenin güvenlik paradigmasını ve milli güvenlik siyaset belgesini köklü biçimde değiştirerek derin yapılanmaları topyekûn tasfiye etmektir.

Kamuoyunun uzun süredir tartıştığı ancak bazı kesimler tarafından ‘komplo teorisi’ olarak nitelenen kimi iddiaların emekli komutanlar tarafından itiraf edilmesi, tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı. Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu ve Albay Arif Doğan’ın yaptığı açıklamalar, Türkiye’nin ulusal güvenlik siyasetinin kimlere emanet edildiği sorusunun yeniden sorulmasına yol açtı. Ülkenin güvenliğinin ‘rutin dışına’ çıkmaya hevesli kimi isimlere havale edilmesi, zaman içinde problemin kendisinden daha büyük sorunlara neden oldu. Bu tür yöntemler sorunu çözmek yerine yapısal hale getirdi.

Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu’nun Kıbrıs’ta bazı camileri bombaladıklarını ve Albay Arif Doğan’ın JİTEM’i kurduğunu itiraf etmesiyle yeniden alevlenen tartışma, bir dönem Türkiye’nin Gladio’ya nasıl teslim olduğunun açık delilleri oldu. Bu komutanların yaptıkları hukuksuzluklar bir yana, bunları maharetmiş gibi anlatmaları ve uzatılan her mikrofona uzun açıklamalar yapmaları olayı daha da vahim hale getiriyor. Adı geçen isimlerin hem bu yüz kızartıcı filleri işlemeleri hem de hiçbir şey olmamış gibi bunları ifşa etmeleri ülkenin güvenliğinin kimler tarafından idare edildiğini ortaya koydu.

Bu tartışmalar ülkenin ‘güvenlik siyasetinin’ ve ‘güvenlik sektörünün’ yeniden yapılandırılmasının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Türk Silahlı Kuvvetleri başta olmak üzere MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün uzun süredir ertelenen reformlarının vakit geçirmeden tamamlanması ve bu kurumların dünyaya açık, rekabet edebilir, çağdaş bir yapılanmaya kavuşturulmaları gerekiyor. Güvenlik sektöründe yapılacak köklü düzenlemelere paralel olarak ‘milli güvenlik siyaset’ belgesi tamamen değiştirilmelidir. Aksi takdirde atılacak her adım, mevzi ve günü kurtarmaya dönük olacaktır.

Güvenlik sektörü yeniden yapılandırılmalıdır

Emekli olduktan sonra önemli itiraflarda bulunan komutanların açıklamaları kişisel görüşleri veya şahsi değerlendirmeleri olarak kabul edilemeyecek kadar önemli ve ciddidir. Komutanların çarpıcı itirafları isimlerin ötesinde ülkenin ‘güvenlik’ teriminin toptan değiştirilmesini zorunlu kılıyor. Bu isimlerin yaptıkları açıklamalar büyük bir yap-bozun parçaları gibi yan yana getirildiğinde ortaya vahim bir Türkiye manzarası çıkıyor. Genelkurmay Başkanlığı’nın bu itiraflar karşısında bir açıklama veya özeleştiri yapmaması doğal olarak kuşkulara neden oluyor. Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklama yapmaması, yapacağı açıklamanın vereceği zarardan daha büyük zararlara yol açıyor.

Bir yandan kendi camilerini bombalayan komutanlar, diğer yandan darbenin meşruluk kazanması için şartların olgunlaşmasını bekleyen darbeci generallerin iti

Etiketler: