İtirafçı Komutanlar ve Türkiye’nin Güvenlik Siyaseti

|
Komutanların çarpıcı itirafları isimlerin ötesinde ülkenin 'güvenlik' siyasetinin toptan değiştirilmesini zorunlu kılıyor. Bu isimlerin yaptıkları açıklamalar büyük bir yap-bozun parçaları gibi yan yana getirildiğinde ortaya vahim bir Türkiye manzarası çıkıyor. Emekli komutanların itirafları geçmişin karanlıklarında kalan dosyaların yeniden açılmasını ve devletin toplumla yüzleşmesini zorunlu kılıyor. Sahnenin ardındaki 'kuklacıların' ifşa edilmeleri gerekiyor. Devleti, tarih ve toplum önünde ayıplı hale getiren hadiseler için devlet, milletten özür dilemeli ve toplumla yüzleşmelidir. Temel mesele ülkenin güvenlik paradigmasını ve milli güvenlik siyaset belgesini köklü biçimde değiştirerek derin yapılanmaları topyekûn tasfiye etmektir.

Bu Konuda Daha Fazla :

  • Türkiye ile Ermenistan arasında 31 Ağustos 2009 tarihinde parafe edilen ilişkilerde normalleşmeyi öngören protokoller 10 Ekim 2009 tarihinde iki ülke dışişleri bakanları tarafından imzalandı. Bundan sonraki süreçte protokoller her iki ülke parlamentolarında onaya sunulacak.

  • Türkiye bir seçimi daha geride bıraktı. Yerel ya da genel, olağan ya da sıra dışı bütün seçimler gibi bu seçimler de bir "genel seçim havasında" geçti. Bunda şaşılacak ya da hayıflanacak bir şey yok. Zira Türkiye'de siyaset hiçbir zaman normal şartların bir ürünü olmadığı için, en yerel ve sınırlı meselelerin dahi genel bir niteliğe bürünmesi ve kimlik, aidiyet ve grup bilinci gibi büyük konulara dönüşmesi normaldir.      

  • Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti üst yönetiminin ilk dönem iktidarları süresince iletişim kurmakta en fazla zorlandığı kitle Alevi toplumuydu.

  • Siyaset, sonuç alma sanatıdır. Bu anlayışla hareket eden siyasilerimiz, sonunda isim listelerini açıkladılar ve secim kampanyalarına start vermiş oldular. Ortaya çıkan tablo, Türk siyasetinin normalleşip normalleşmeyeceğine dair hiç bir ipucu vermiyor. Çünkü yapılan bazı transferler “ne kadar enteresan” dedirtmekten öte bir anlam ifade etmiyor. Neyin vitrin, neyin açılım, neyin adam kapma olduğu belli değil. “İsim piyasası”nda yaşananlar, daha başlamadan 22 Temmuz 2007 seçimlerinin yine popülizm ekseninde ilerleyeceğini gösteriyor. Şarkıcı, artist, sunucu, sporcu, manken derken siyasi partiler yeni açılımlar yapmış oldular.