Avrupa’nın Yükselen Cephesi

Avrupa'nın öne çıkan yükselen ekonomilerinin kalkınma serüvenlerinde AB fonları kayda değer bir rol oynuyor.

Yükselen ekonomiler serisinin son yazısına hoş geldiniz. Daha önce belirttiğim üzere son durağımız, Avrupa’nın yükselen kanadı, nam-ı diğer (Orta ve) Doğu Avrupa olacak. Bu amaçla, bölgenin en büyük 3 ilgili ekonomisine göz atacağız. Tabii Asya aidiyetine ek olarak Avrupalı da sayılan Rusya ve Türkiye’den sonra gelen ilk 3 diye netleştireyim.

Bu bağlamda GSYH sıralamaları, bugünkü yazının aktörlerini Polonya, Romanya ve Macaristan olarak belirlemiş bulunuyor. Detaylara Polonya ile başlamadan evvel ise, son dönemde bölge genelinde %3 şiddetinde ılıman büyüme rüzgârlarının estiğini hatırlatayım. Önümüzdeki dönemde de, hafif bir hızlanma eşliğinde bu havanın hâkim olması bekleniyor.

TUZAĞA DÜŞMEYEN POLONYA

2004 yılından bu yana AB üyesi olan Polonya, girdiği sınıfa yaraşmak adına gösterdiği çabaların meyvelerini önemli ölçüde almış bir ülke… Nitekim üyelik döneminde sergilediği istikrarlı büyüme sayesinde, orta gelir tuzağına düşmeden yüksek gelir statüsüne tırmanabildi. Çok yakın geçmişe baktığımızda ise, 2016’da %2,8 büyüme kaydeden ekonominin, önceki yıllara nazaran tempo kaybetmiş olduğu göze çarpıyor.

Bununla birlikte son yıllardaki büyüme, işgücü piyasasına yaramış gözüküyor. Zira ülkede yıllar boyu çift hanelerde takılmış işsizlik oranı, son 3 yılda istikrarlı bir düşüş sergileyerek 2017 ilk çeyreği itibariyle %8,1’e geriledi. Hatta böylece Polonya, 1991’den bu yana en düşük işsizlik oranını yakalamış oldu.

Diğer göstergelere baktığımızda ise; yakın mazide bir süreliğine deflasyonu tadan ekonomi, bu yıl enflasyona iyi kötü kavuşmuş görünüyor. Nitekim tüketici enflasyonu, son veriler itibariyle %2’yi görmüş bulunuyor. Mali disiplin tarafında ise, gerek bütçe gerekse kamu borcu açısından Maastricht kriterlerince kabul edilebilir görünümler var. Öte yandan yavaşlayan ekonomik gelişimin, 2017 ve sonrasında yeniden %3 hızını aşması bekleniyor. Geçen sene GSYH’ye oranla sıfırın hafif üzerinde bir cari açık veren ekonominin, hızlanırken bu oranı bir miktar şiddetlendirmesine de şahit olabiliriz.

Polonya, özellikle göstermiş olduğu kurumsal gelişim ile takdir toplarken, önümüzdeki dönemde inovasyon odaklı gitmeyi ve verimliliği artırmayı hedefliyor. Bu kapsamda yatırımları canlandırmak Polonya için bir çaba gerektirecekken, orta ve uzun vadede bekleyen zorluklar arasında, yaşlanan nüfusun getireceği dertler de beliriyor.

ORTA GELİRLi ROMANYA

Avrupa Birliği’ne 10 yıl evvel katılan Romanya ise, halen yüksek orta gelirli bir ekonomi… Bununla beraber, 2016’da %4,8’e çıkardığı GSYH gelişimi ile büyüme hızı anlamında bölgenin hatırı sayılır ülkelerinden… Maliye politikası dayanaklı iç talepten destek bulan son dönem büyümesinin, ülkedeki işsizlik derdine de merhem olduğu ifade edilebilir. Nitekim Mart 2017 itibariyle %5,3’e gerileyen işsizlik oranı, tarihî düşük düzeyiyle dikkat çekiyor.

Önceki yıllarda fiyatlarda da bir düşüş hikâyesi yazan Romanya, senenin ilk aylarında enflasyonun yüzünü soluk da olsa görmeye başladı. Hedeflere halen uzak duran bu görünümün zamanla toparlanması beklenirken, %2-3 bandındaki cari açık/GSYH oranının ise, istifini pek bozmadan süreceği öngörülüyor. Maliye tarafında ise, bütçe açığının GSYH’ye oranının %3’ü aşma riski ekonomi yönetimini tetikte bırakırken, kamu borç oranı %40 dolaylarına göz dikiyor.

Projeksiyonlar, AB stratejileriyle yoluna devam eden Romanya’nın, akıp geçmekte olan 2017 yılında yavaşlasa da %4’lü oranlarda yürüyeceğini söylüyor. Ekonomide sağlıklı yol almak için başa çıkılması gereken maddeler arasında ise, altyapı zayıflığı ile kurumsal gelişime dair sorunlar öne çıkıyor. Bu çerçevede, ülkede köklü bir problem olan yolsuzluğun hakkından gelmek de, Ocak ayında göreve gelen hükümetin imtihanı olacak.

İŞSİZLİĞİ KIRAN MACARİSTAN

Öte yandan AB’ye Polonya ile aynı yıl giriş yapan Macaristan da, yüksek gelirli sınıfa terfi etmeyi başarmış ülkelerden… Macaristan, düşen işsizlik oranıyla da dikkat çekiyor. Nitekim henüz 2013 yılında %12 kapılarına dayanan oran, kararlı bir inişle Ocak 2017’de %4,1’e inerek dip rekor kırdı. Mart itibariyle ise oran, %4,5.

2016’da %2’lik bir hız ile gerek bölge averajı gerekse kendi yakın geçmişinden yavaş bir tempo sergileyen Macaristan ekonomisinin, 2017 itibariyle yeniden hızlanarak %3’e yaklaşacağı tahmin ediliyor. Geçtiğimiz yıl varla yok arasında gidip gelen enflasyon da, bu yıl %2’lere demir atmaya kararlı gözüküyor ki, bu da hedeflerle toleranslı bir uyumlaşma anlamına geliyor. Mali disiplin meselesi ise, bütçe açığının GSYH’ye oranla %2 altında kalan seviyesiyle desteklenirken, kamu borcu tarafı tedavi gerektiriyor.

Son olarak dış ticaret kanadına açılırsak; Macaristan diğer iki bölgedaşından farklı olarak, ne zamandır bir cari fazla taşımakta. 2016 yılında GSYH’ye oranla %4,3 olarak kaydedilen bu fazla, akla hemen ülkenin teknoloji yoğunluklu ihracatını ve bu alandaki Ar-Ge çalışmalarını getiriyor.

Ve Avrupa’nın öne çıkan yükselen ekonomilerini bu şekilde kısaca gözden geçirmişken, nihai bir not olarak, ilgili ülkelerin kalkınma serüvenlerinde AB fonlarının kayda değer bir rol oynadığını da eklememde fayda var.

Diyerek, 7 makalelik yükselen ekonomiler dizimize burada nokta koyuyorum. Yükselen dünya ne âlemde diyerek başladığım bu seride, böylelikle, ilgili ekonomilere dair detaylı bir hava solumuş olduk. Bu minvalde söz konusu yazıların, dâhil olduğumuz paket içindeki konumumuzu çeşitli açılardan kıyaslama zemini sağlamış olmasını da, hassaten umut ediyorum.

[Yeni Şafak, 16 Mayıs 2017]

Etiketler: