Donald Trump, Ron DeSantis, Mike Pence ve Nikki Haley.

Ya Trump Kazanacak Ya Da Trumpçılık

Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adaylığı yarışındaki dengelere bakıldığında her ne olursa olsun Trump diyen çok ciddi bir kitle olduğu için eski Başkan’ın saf dışı bırakılması çok zor olacak.

Cumhuriyetçi Parti ön seçimlerine daha çok zaman var ancak Trump dışındaki adaylar adaylıklarını resmileştiriyor. Haley, DeSantis, Pence ve Christie gibi tanınmış isimler Trump’a karşı şanslarını deneyecekler ancak Cumhuriyetçi Parti’nin Trump tarafından dönüştürülmüş olması ve merkeze yakın Cumhuriyetçi çizginin iyice marjinalleşmesi adı Trump olmayan veya Trumpçı çizgiye yakın olmayan adaylara fazla alan bırakmıyor. Demokrat tarafta Biden’ın tekrar aday olduğu bir senaryoda Cumhuriyetçi Parti’de yenileşme baskısı azalabilir ve bu da Trump’ı mazide bırakmayı isteyenlerin seslerini daha da cılız hale getirebilir.

Trump’ın legal problemleri parti içindeki adaylık yarışında önde gitmesine henüz önemli bir darbe vurmuş görünmüyor. New York’ta hakkında ilk açılan davada belgede sahtecilik iddiasıyla yargılanan Trump, başka bir davada cinsel tacizden suçlu bulunarak 5 milyon dolar ödemeye mahkum edildi. Bunlara ek olarak Washington DC’de açılan gizli belgelerle ilgili soruşturmada ‘büyük jüri’ aşamasına gelinmesi eski Başkan’a karşı yeni bir davanın açılabileceğine işaret ediyor. South Carolina’daki seçime müdahale davasında da yeni bir dava açılması şaşırtıcı olmayacak.

Trumpçı taban için sadece bir komplonun parçası olarak görülen bu davaların daha çok değişim isteyen merkeze yakın Cumhuriyetçiler üzerinde etkisi olabilir. Anketler Trump’ın Cumhuriyetçi Parti’ye damgasını vurduğunu ve partiyi dönüştürdüğünü gösteriyor. Cumhuriyetçi Parti’de ön seçim takviminde ilk sıralarda yer alan eyaletlerde %50 ila %60 arasında desteğe sahip görünen Trump’ın en yakın takipçisi DeSantis’e fark atmış olması kayda değer.

Trump’ın karşısına çıkan adayların kendi eyaletlerindeki anketlerde eski Başkan’a karşı durumları ciddi bir gösterge olabiliyor. Ulusal anketlerde açık ara önde görünen Trump’ın ön seçimlerin en erken yapılacağı Iowa, New Hampshire ve South Carolina gibi eyaletlerde o kadar da rahat olmayabileceği görülüyor. Yarışın erken safhalarında güçlü bir performans gösteremezse ve hatta bir veya iki eyalette yenilmesi durumunda işi zor olacak ama son derece Trumpçı bir çizgiye kayan parti tabanı başarıya en yakın adayın gene Trump olduğunu gösteriyor.

2016 öncesi ön seçimlerinde rakiplerinin temsil ettiği eyaletlerde başarılı olan Trump, Marco Rubio’yu Florida’da, Jeb Bush’u South Carolina’da yenerek yarışın dışına itmişti. Benzer şekilde bugünlerde Niki Haley’ye karşı South Carolina’da açık ara önde görünen Trump, Florida’da ise DeSantis’le başa baş görünüyor. Haley’nin Trump’ı doğrudan eleştirmekten kaçınması aslında başkan yardımcılığına oynadığını gösteriyor. Bu aşamada Trump’a karşı hem ulusal düzeyde hem de erken ön seçim yapılacak eyaletlerde şansı en yüksek aday DeSantis görünüyor.

Trump’ın karşısına çıkan en önemli isimlerden biri de eski Başkan Yardımcısı Mike Pence oldu. Trump’ın muhafazakar Evanjelist kesimlerden oy almasında kilit rol oynayan Pence, son derece sadık bir Başkan Yardımcısı olarak görev süresini tamamlamıştı. Trump nezdinde 2020 seçim sonuçlarının meşruluğunu sorgulamayarak başkanlığı Demokratlara hediye eden isim Pence oldu. Pence eyaletlerin seçim sonuçlarını reddedecek bir yetkisi olmadığını söyleyerek anayasaya uygun davranmış ve büyük bir siyasi krizi önlemişti. Bu yüzden Trumpçıların hain ilan ettiği Pence’i Evanjelistler tercih edebilir, merkez Cumhuriyetçileri de daha makul bir aday olarak görebilir.

Yarışa resmen girmesi an meselesi olan diğer bir aday da eski New Jersey valisi Chris Christie. Merkeze yakın pragmatik ve realist bir Cumhuriyetçi profili çizen Christie, 2016’da Trump için çalışan kritik siyasi stratejistlerden biri olmuş ancak Adalet Bakanlığı beklerken son anda dışlanmış bir figür. Bu sefer Christie’nin Trump’a karşı doğrudan bayrak açtığını görüyoruz ancak bu sefer de başkan adaylığını kazanması pek muhtemel görünmüyor. Partinin Trump ve DeSantis arasında bölündüğü bir denklemde Trump’ı zayıflatıp DeSantis’den Adalet Bakanlığı’nı koparmayı umuyor olabilir. Merkeze çok yakın olduğu için oldukça sağa kayan partinin adaylığını kazanması zor.

Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adaylığı yarışındaki bu dengelere bakıldığında her ne olursa olsun Trump diyen çok ciddi bir kitle olduğu için eski Başkan’ın saf dışı bırakılması çok zor olacak. 2016’da çok fazla rakibi olduğu için oyların bölünmesinden yararlanan Trump’ın bu sefer kendisine karşı birleşecek cephe karşısında nasıl bir performans göstereceği merak konusu. Hakkındaki dava süreçlerinin ilerlemesi ve imajının daha fazla yara alması, ‘seçilebilir’ aday tartışmasını alevlendirecektir.

Ülke çapında %40’lara varan bağımsız seçmenin desteği olmadan başkanlığın kazanılamayacağı olgusu bu sefer Trump’ın aleyhine çalışabilir. Trump ön seçimlerde kendi tabanının desteğiyle Cumhuriyetçi Parti içinde yüksek derecede bir iltifat görebilir ancak başka kesimlerden oy alması gereken başkanlık seçimlerinde kutuplaştırıcı ve sınırlandırıcı bir aday olarak görülecektir.

2020 başkanlık seçimlerini kaybeden ve 2022 ara seçimlerinde desteklediği adayların başarısız olduğu Trump’ın parti içindeki desteğinin devam etmesi partinin oylarını artırması gereken genel seçimlerde yeterli olmayabilir. Parti ne olursa olsun Trump derse başkanlığı kaybetmeyi göze almış olacak ancak partinin Trump’ı aşması gerektiği tezi güçlenirse diğer adayların şansı artabilir.

Bununla birlikte, DeSantis’in Trump alternatifi olduğunu, ancak yine de merkez adayı olmadığını unutmamak gerekiyor. Yani bugünkü tabloya göre ya Trump kazanacak ya da Trumpçılığa en yakın aday olan DeSantis. İki durumda da Cumhuriyetçi Parti’nin kaderinin Trump etrafında belirleneceği söylenebilir.

[Yeni Şafak, 7 Haziran 2023]

Etiketler: