Türkiye Ekonomisinin 1. Yarıyıl Karnesi

Ekonomimizin meşhur problemi cari açık ise, bu dönemde notumuzun yükseldiği haneler arasında... Açık, senenin ilk yarısında yıllık %35'lik ciddi bir düşüş kaydetti.

Türkiye ekonomisi 2014 hedeflerine ulaşabilmek amacıyla, bir yandan ödevlerini yapma telaşındayken, diğer yandan da çeşitli sınavlardan geçiyor. Zira yılın 2. yarısı, hem fırsatlar hem de tehditler içeriyor. Bunların içeriğini ve potansiyel etkilerini, önümüzdeki günlerde bu köşede tartışacağız. Ancak ikinci döneme yoğunlaşmadan önce, ilk yarıyı nasıl geride bıraktığımıza bakmak da önem taşıyor.

Yılın ilk yarısına dair verilerin önemli bir kısmı henüz tamamlandı. Esas karneyi ise, 2. çeyrek büyüme notumuzun açıklanacağı 10 Eylül’de alacağız. Bununla birlikte şimdiden, nasıl bir not alacağımıza dair bir tahmin yapmak mümkün… Büyümenin öncü sinyalleri ile diğer göstergeleri bir araya getirdiğimizde, ekonominin ilk yarıdaki genel görünümünü çizebiliyoruz. O halde, giderek netleşen 1. dönem karnemize, gelin kısaca göz atalım.

BÜYÜMENİN NOTUNU DIŞ TİCARET YÜKSELTTİ

Gayrisafi Yurtiçi Hâsıla (GSYH) 2014 yılı 1. çeyreğinde, yıllık %4,3 oranında büyüme kaydederken, motor güç ise dış ticaret olmuştu. 2. çeyreğe dair öncü göstergeleri incelediğimde de, bu tablodan çok uzaklaşmadığımızı görüyorum. Nitekim bu dönemde ihracat geçen yılın aynı dönemine göre % 4,6 artarken, ithalat ise % 7,2 oranında düştü. Bu ise, ihracatla ithalatın farkı olan ‘net ihracat’ bileşeninin, 2. çeyrek büyümesine, en az 1. çeyrekteki kadar güçlü bir etki yapacağına işaret ediyor. Detaylara girmeyecek olsak da, ihracatta olumsuz, ithalatta ise olumlu bir ‘altın’ etkisinin var olduğunu da not düşelim.

İÇ TALEP İVME KAZANMADI

GSYH’nin diğer kanadında ise, iç talep var. Dış talepteki gibi bir performans 2. çeyrekte burada da sergilendi mi diye merak edenlere ise, ‘pek sayılmaz’ cevabını vermek durumundayız. Sanayi üretimi, kredi genişlemesi ve ithalata ilişkin çeşitli veriler, bu dönemde özel tüketimde düşük bir tempo olduğuna, özel yatırımların ise, aşağı yönlü eğilimini sürdürerek hızımıza ket vurmayı sürdürdüğüne dair işaretler veriyor. Buradan hareketle, kamu harcamalarında çok sürpriz bir etki gerçekleşmediği takdirde, iç talep, Türkiye ekonomisinin 2. çeyrek büyüme hızına olumlu ancak sınırlı bir katkı yapacak.

İç ve dış talebi bir arada ele aldığımızda ise, ilk yarıyıl karnemizin büyüme hanesinde %4 civarında bir rakamla karşılaşacağımızı tespit edebiliyoruz.

CARİ AÇIK TOPARLANMA YOLUNA GİRDİ

Ekonomimizin meşhur problemi cari açık ise, bu dönemde notumuzun yükseldiği haneler arasında… Açık, senenin ilk yarısında yıllık %35’lik ciddi bir düşüş kaydetti. Yine de, ‘Bu işte altının parmağı vardır’ diyenler için de hesaplayalım: Altın hariç cari açıkta da, %21’lik hatırı sayılır bir gerileme var. Dolayısıyla ekonomi, altın hariç de, dâhil de olsa, cari açıkta bir not artışını hak etmiş görünüyor. Bu noktada ihracata, katkılarından dolayı yıldızlı bir pekiyi vermeyi de ihmal etmeyelim. Açığın finansman tarafında ise, hassas ve volatil yapının halen hâkimiyetini koruduğunu hatırlatalım.

ENFLASYON KUR VE GIDAYLA BESLENDİ

Öte yandan enflasyon ise, çıkmış olduğu %9 bandından inmeyerek keyifleri kaçırdı. Yılın ilk aylarındaki şoklar, FED ve jeopolitik gelişmeler ile karışan piyasalarda yükselen döviz kuru, enflasyona 1. yarıda katkı yapan faktörlerden oldu. 2014 enflasyonuna damgasını vuran bir başka unsur ise, hiç şüphesiz gıda… Kuraklık ve don gibi nedenlerle, gıdada beklenmedik bir tırma

Etiketler: