Seçimler ve Homojen Gençlik Yanılgısı

|
2023 seçimlerine çok az bir süre kala partilerin genç seçmenlere yönelik siyasi propaganda atağı oldukça …
  • 2023 seçimlerine giderken yapılan gençlik tartışmaları, siyasi projeksiyonlar, genellemeler ve varsayımların sağlıklı bir zeminde yapıldığını söylemek mümkün değildir. Bu noktada gençliği kendine has özelliklere sahip bir toplumsal grup olarak kabul etmek ne kadar gerekliyse siyasi ve sosyolojik açıdan tüm toplumun bir parçası olduğunu ve bu açıdan toplumun diğer kesimleriyle benzerlikler gösterdiğini de kabul etmek gerekmektedir.
  • Verilerle Türkiye'de gençlik.
  • Türk gençliğini bekleyen en büyük tehlike 'beyhudelik' hissine kapılmaları, öğretilmiş çaresizliğe teslim olmalarıdır. 'Bu ülkeden bir şey olmaz' propagandası hem Türkiye'nin hem de gençlerin geleceklerine kurulmuş bir tuzaktır. Türk gençlerine hangi toplumsal kesimde olursa olsun neye karşı ne için karşı çıktığını bilen asil bir muhalefetin; neye ne için destek verdiğini bilen sahici ve samimi bir yol arkadaşlığının imkanları sunulmalıdır.

Bu Konuda Daha Fazla :

  • SETA Strateji Araştırmacısı Veysel Kurt, Karadeniz’deki doğalgaz keşfinin Türkiye’nin bölgesel ve uluslararası güçlerle ilişkileri üzerindeki etkisini değerlendirdi.

  • Kapasite inşası etkin ve bağımsız bir dış politika vizyonuyla buluştuğunda Türkiye giderek risklerden korkan değil fırsatların peşinden giden, en temelde ise ulusal çıkarlarından taviz vermeyen bir ülke haline gelmekte.

  • Son haftalarda kadınlar ve gençler üzerinden yapılan toplumsal değişim tartışmaları iç gündemi meşgul ediyor. Odakta daha ziyade "muhafazakarlığın dönüşümünün" yer aldığı bu tartışmalar herkesin kendi yarasından konuştuğu duygusal ve tepkisel bir zeminde yürüyor.

  • Tarımda istihdam edilen kişi başına 10 bin dolarlık üretim seviyesi ile Türkiye küresel piyasada ciddi bir aktör.

  • Ayasofya örneğinde bir kez daha Türkiye'nin egemenliği ve kimliğiyle ilgili her adımın hamaset çığlıklarıyla itibarsızlaştırılmaya çalışıldığı görülmüştür. Halkın Ayasofya'ya teveccühü ise Türkiye'nin hamasete değil ama haysiyetli bir siyasete duyduğu özlemi gözler önüne sermiştir.