Perspektif: Türkiye-Libya Hidrokarbon Mutabakatı Önemi ve Hukuki Yansımaları

Türkiye-Libya hidrokarbon mutabakatı iki ülke arasında nasıl bir iş birliği öngörmektedir? Yunanistan hidrokarbon mutabakatına hangi gerekçelerle itiraz etmektedir? Mutabakata yönelik itirazların hukuki bir değeri var mıdır?

Doğu Akdeniz’de 2000’lerin başından beri yaşanan deniz alanlarına ilişkin sorunların temelini doğal kaynaklar üzerinde münhasır egemen yetkiler veren kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge (MEB) alanlarının ilgili ülkeler arasındaki sınırlarının belirlenememesi oluşturmaktadır. Bu nedenle bölgede doğal kaynak arama ve işletme faaliyetleri ciddi gerginliklere yol açmaktadır.

“Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Libya Devleti Ulusal Mutabakat Hükümeti Arasında Akdeniz’de Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası” başlığını taşıyan bir antlaşma 27 Kasım 2019’da imzalanmış ve 7 Aralık 2019’da yürürlüğe konulmuştur. Türkiye-Libya deniz sınırı mutabakatı başta Yunanistan olmak üzere Mısır ve Suriye’nin itirazlarına konu olmuş ve akabinde 6 Ağustos 2020’de Atina ve Kahire yönetimleri aynı bölgede Türkiye-Libya sınırını dikkate almayan bir sınırlandırma antlaşması imzalamıştır. Türkiye de benzeri bir biçimde Yunanistan ve Mısır arasında imzalanan metni geçerli bir antlaşma olarak tanımadığını ve hukuken yok saydığını beyan etmiştir…

Çalışmayı incelemek için burayı tıklayın.

Etiketler: