Kıbrıs’ta Yeni Fırsat

Kıbrıs Türk kesimi lideri Talat ile Rum yönetimi lideri Hıristofyas arasındaki müzakereler bugünlerde yoğunlaştırılmış olarak devam ediyor. Daha önce Türkiye'nin bir Kıbrıs atağı içinde olduğunu yazmıştık. Türkiye ve Kıbrıs Türk kesiminin koordineli çalışmaları tarafları yeni bir fırsatın eşiğine getirdi. Türk tarafı müzakereleri bir sonuca taşıyabilecek bir öneri geliştirdi. Rum kesimi ilk şaşkınlıkla bu planı kategorik olarak reddetti. Ancak görüşmeler sürüyor.Türk tarafının önerisi zamanlama, yöntem ve muhteva açısından çarpıcı özellikler taşıyor. Öneri AB'nin kararlarını verdiği ve raporlarını yayınladığı yılsonundan hemen sonra gündeme geldi. Bu zamanlama AB baskısı hissetmeden, tam bir yıllık zamanı değerlendirerek barışa ulaşma iradesini gösteriyor.Yöntem olarak ise sayısı altmışı geçen Talat-Hıristofyas görüşmelerinin daha fazla uzamaması ve sonuç alınması için önlemler geliştirildi. Müzakerelerden sonuç alınması için BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon'un yeniden müzakere sürecine aktif olarak dahil olması ya da iki kesimin liderlerinin inisiyatif alması öngörülüyor.

Kıbrıs Türk kesimi lideri Talat ile Rum yönetimi lideri Hıristofyas arasındaki müzakereler bugünlerde yoğunlaştırılmış olarak devam ediyor. Daha önce Türkiye’nin bir Kıbrıs atağı içinde olduğunu yazmıştık. Türkiye ve Kıbrıs Türk kesiminin koordineli çalışmaları tarafları yeni bir fırsatın eşiğine getirdi. Türk tarafı müzakereleri bir sonuca taşıyabilecek bir öneri geliştirdi. Rum kesimi ilk şaşkınlıkla bu planı kategorik olarak reddetti. Ancak görüşmeler sürüyor.Türk tarafının önerisi zamanlama, yöntem ve muhteva açısından çarpıcı özellikler taşıyor. Öneri AB’nin kararlarını verdiği ve raporlarını yayınladığı yılsonundan hemen sonra gündeme geldi.

Bu zamanlama AB baskısı hissetmeden, tam bir yıllık zamanı değerlendirerek barışa ulaşma iradesini gösteriyor.Yöntem olarak ise sayısı altmışı geçen Talat-Hıristofyas görüşmelerinin daha fazla uzamaması ve sonuç alınması için önlemler geliştirildi. Müzakerelerden sonuç alınması için BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’un yeniden müzakere sürecine aktif olarak dahil olması ya da iki kesimin liderlerinin inisiyatif alması öngörülüyor.

Türk tarafı 2004 Annan Planı ile başlayan süreçte en son öneriye kadar uluslararası toplum önünde samimiyet testini geçti. Yeni öneri ile Rum tarafının gerçekten çözüm isteyip istemediği anlaşılacak. Sayısı altmışı aşan ve devam eden görüşmelerle müzakere sürecinin bir oyalama taktiğine dönmesi barışa hizmet edecek gibi gözükmüyor. Türk kesiminin önerisi muhteva olarak dengeli bir şekilde hazırlandı. Sonuca ulaşma hedefi ile öneri iki tarafın pozisyonunu göz önünde tutan bir anlayışı yansıtıyor. Sorunun çözümünde ön alan yine Türk tarafı oldu. Türk tarafı bir barış perspektifi ile geleceğe bakıyor, Rumlar ise barışı reddetmeye devam ediyor. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, sorunu telefon diplomasisi ile BM Genel Sekreteri, Amerika ve İspanya Dışişleri bakanları ile görüştü. İngiltere ve Rusya ziyaretleri sırasında aynı konuyu bu ülkelerdeki meslektaşları ile masaya yatıracak. Türk tarafının önerisi uluslararası toplum tarafından kabul görüyor. Bu önerinin oluşturduğu heyecanla BM Kıbrıs Temsilcisi Downer müzakere sürecine destek için adaya geldi.

‘Barışa hayır’ın rantı Kıbrıs sorununun kronikleşmesinde AB’nin sorumsuzluğu önemli oranda etkili oldu. AB kendi değerlerine karşı çıkarak çözümsüzlüğün tarafı oldu. AB kendi değerlerini inkâr edecek şekilde sınır problemine rağmen Rum kesimini AB üyeliğine kabul etti. İkinci ihlal ise Türk tarafına verilen sözün tutulmayarak yaptırımların kaldırılmaması ile gerçekleşti. Bu yanlış adımlar yetmemiş gibi AB, Rum kesiminin üyeliği sonrası 2004 Annan Planı yaşanmamış, Türk tarafı barıştan yana tavır almamış, Rum tarafı uluslararası toplumun teklifine hayır dememiş gibi davranmaya başladı. AB bir beyaz sayfa açarak üyesi olan Rum kesiminin süreci tıkamasına imkân tanıdı. İlginç bir şekilde Rum kesimi “Barışa hayır” diyerek AB içinde etkili bir pozisyon kazandı. Rum kesimi, ‘çatışma çözümü çalışmaları’ tarihine geçecek bir örnek teşkil ederek, barışa karşı çıkarak elde ettiği konumu, barışı engellemek için kullanıyor. Geçmişte üçüncü dünya bağlamlarında ortaya çıkan bu durum, bir barış projesi olan AB çerçevesi içinde gerçekleşiyor. Kapalı kapılar ardında AB diplomatları yapılan hatayı dillendirmeye başladı. AB’nin Kıbrıs konusunda neden ilkelerinden taviz verdiği konusu Birlik için

Etiketler: