İsrail’de Irkçılık Kazandı

İsrail siyasetini ve koalisyon kurmadaki sıkıntıları bilen herkes rahatlıkla Siyonist Birliğin birinci parti çıkması halinde bile koalisyon kurmasının zor olduğunu bilirdi. Bu sebepten bu seçimler sonucunda Netanyahu'dan kurtulabileceğini düşünenler biraz fazla hayalciliğe kapılmışlardı.

İsrail seçimleri İsrail dışında gereğinden fazla heyecana sebep oldu. Haklı bir şekilde dünyanın dört bir tarafında nefret figürüne dönüşen Benyamin Netanyahu’nun koltuğu sallanıyor mu sorusu biraz da hüsnükuruntuyla soruldu. Netanyahu ise seçim sürecini ırkçılığının dozunu artırdığı ve Obama’yla epik kavgası üzerinden yıldız toplamaya çalıştığı bir sürece dönüştürdü. Kritik meselelerde alması gereken tavrı alamamasıyla dünya siyasi tarihine geçen ABD Başkanı Obama bile Netanyahu’ya karşı tavır aldı. Netanyahu ise Obama’nın blöfünü gördü ve artırdı…

Seçim öncesi İsrail’de iki ana parti vardı: Birisi Netanyahu’nun Likud’u, diğeri ise İşçi Partisi ile HaTnua’nın ittifakından oluşan Siyonist Birlik. Seçim öncesi yapılan anketler iki parti arasındaki farkın kapandığını ve hatta Siyonist Birliğin bir iki sandalyeyle Likud’un önüne geçtiğini iddia etti. Oysa İsrail siyasetini ve koalisyon kurmadaki sıkıntıları bilen herkes rahatlıkla Siyonist Birliğin birinci parti çıkması halinde bile koalisyon kurmasının zor olduğunu bilirdi. Bu sebepten bu seçimler sonucunda Netanyahu’dan kurtulabileceğini düşünenler biraz fazla hayalciliğe kapılmışlardı.

LİKUD SİLDİ SÜPÜRDÜ

Sonuçlar geldiğinde anketlerin çöktüğü anlaşıldı. En azından ilk iki partinin oranını tespit etmekte başarısız oldu anketler. Kesinleşmemiş sonuçlara göre Likud Siyonist Birliğe 5 sandalye fark attı. Arap partiler birleşti ve üçüncü büyük parti oldular. Oluşan meclis aritmetiği de Netanyahu’ya rahatlıkla koalisyon kurabileceği bir tablo sunmakta. Koalisyonlar için üç olası senaryo var.

1- Sağ-Dini parti koalisyonu: Likud, Likud’dan kopma Moşe Kahlon’un yeni kurduğu merkez-sağ Kulanu, aşırı sağcı ve yerleşimci yanlısı Yahudi Evi, dini partilerden Şas ve Birleşik Tevrat Yahudiliği ve Lieberman’ın İsrail Evimiz partisi Netanyahu’ya dış ilişkiler ve güvenlik alanlarında sert bir koalisyon imkanı verebilir. An itibarıyla en olası alternatif bu koalisyondur.

2- Milli İttifak koalisyonu: Likud ile Siyonist Birliğin ana omurgayı oluşturacağı bu alternatife katılmak isteyen diğer partiler eklenecek ve Knesset’te büyük çoğunluğa ulaşmak amaçlanacak. Son tablo özellikle Siyonist Birliğin Likud’la aynı çatı altına girmeyi istemediği yönünde. Partiler arasında düşmanlık söz konusu; örneğin Yeş Atid katılırsa dini partiler katılmayacak. Birinci alternatife göre daha zayıf bir olasılık gibi duruyor.

3- Sağ ve Merkez Sağ koalisyonu: Likud, Yeş Atid ve Kulanu ile birlikte geçen koalisyonda birlikte çalışan İsrail Evimiz ve Yahudi Evi gibi iki aşırı sağ parti denkleme eklenebilir. Bunun ilk alternatiften farkı dini partilerin yerini merkez sağ partilerin almasıdır.

İsrail’de seçimlerde genelde kral yapıcı partiler olur. Geçen seçimlerde Aşırı sağcı HaBayt HaYahudi ile merkez partisi Yeş Atid bu görevi ifa etmişlerdi. Sonrasında da kabinede yer almış fakat Yeş Atid’in Netanyahu ile kavgası erken seçimleri zorunlu kılmıştı. Bu seçimde de Kulanu kral yapıcı rolünü üstlenecek gibi. Hangi alternatif hayata geçirilirse geçirilsin, İsrail iç siyasetine dair ekonomi, sosyal refah ve din-devlet ilişkileri gibi konuları bir tarafa koyarsak mevcut aritmetikte dış politika ve güvenlik açısından değişiklik getirebilecek bir tablo maalesef ortaya çıkmayacak. Buna Filistin de Türkiye ile ilişkiler de dahil.

NETANYAHU’DAN IRKÇILIĞA DEVAM

Gelelim Netanyahu’nun tahminlerin aksine neden 17-18 milletvekiliyle başına geçtiği Likud’u 30 seviyesine çıkardığına. İsrail’de güvenlik iyi satan bir meta. Filistinliler üzerinden yapılan polemikler de karşılık buluyor. Netanyahu tüm seçim stratejisini “sizi koruyacak başbakanı seçeceksiniz” teması üzerine kurdu. Hatta IŞİD’i bile kullandığı seçim reklamlarında bir İsrailli’ye trafikte “Kudüs’e nasıl gidilir?” diye soran kurgu IŞİD militanlarına İsrailli “Sola git” diyerek cevap veriyordu. Yani Netanyahu, “Ya Likud Ya IŞİD” seviyesine kadar düştü.

Yetmedi iki devletli çözümü reddettiğini ve iktidarda olduğu sürece bir Filistin devletinin kurulamayacağını seçimden bir gün önce söyledi. Seçim günü ise İsrail halkına yaptığı çağrıda “Araplar sandıklara koşuyor” diyerek seçmene Araplara karşı Likud’a oy verme çağrısı yaptı.

Irkçılıkta tavan yapan Netanyahu’nun İsrail vatandaşı Araplara karşı yaptığı çağrıları, dünyanın medeni ve demokratik ülkelerinden birisinde bir siyasetçi yapsa ne olurdu acaba?

[Akşam, 20 Mart 2015]

Etiketler: