Boğaziçi Köprüsü'ndeki askerler, polise teslim oldu. Köprüdeki 5 tankın üzerine çıkan vatandaşlar, sevinç gösterisinde bulundu. ( Hasan Hüseyin Kulaoğlu - Anadolu Ajansı )

Cuntacılar Bu Kez Başaramadı

Artık “darbe oldu” dendiğinde tepkisiz kalacak, kendi geleceğine silah sıkanlar karşısında susacak bir millet yok.

Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ), 15 Temmuz darbe girişimiyle 17-25 Aralık’ta yapamadığını bu kez askeri darbeyle gerçekleştirmek istedi. Peki, millete kurşun sıkan, milletin Meclisini bombalayan ve haince hareket eden bu terör örgütü cuntanın millete bu denli düşman olmasının nedeni nedir? Nedir onları bu kadar rahatsız eden?

Bu cuntacı terör örgütü,

Türkiye’de siyaseti ve ekonomiyi halkın isteğine göre değil, emir aldıkları ağababalarına göre şekillendirmek istediler.

Milletin iradesini yok etmek, milletin kendi geleceğini belirleme ve karar verme iradesini ortadan kaldırmak ve bu kutsal emaneti belirli bir gruba vermek istediler.

Türkiye’nin son yıllarda dünya ülkeleri arasında gurur verici bir yerde olmasını kabul etmediler.

Türkiye’nin bulunduğumuz bölgede tüm Müslümanlar ve ezilenler için umut olmasını hazmedemediler.

Son yıllarda ülkenin yatırım yapılabilir seviyeye gelmesinden hiç hazzetmediler.

Ülkenin artan geliri ile, yüksek gelirli ekonomiler arasında yer alma sürecini kabullenemediler.

Ülke gelirinin toplumun tüm kesimlerine dağıtılmasını, yani insanların yoksulluktan çıkmasını istemediler.

Orta gelir grubunun genişlemesini ve bu kesimin toplumda ve ekonomide söz sahibi olmasını hiç hazmedemediler.

Ülkenin değişen yüzü olan büyük yatırım projelerin hayata geçmesini asla ve asla kabul etmediler ve edemediler.

Bu cuntacılar geçmişte haksız bir şekilde elde ettikleri ayrıcalıkları kaybetmelerini ise asla sindiremediler.

Darbecilerin milletin üzerine sürdükleri tankın karşısına çıkan yiğit bir kadının dediği gibi “Son 15 yılda insanlığımızı fark ettik biz, bunu çekemediler”.

Ancak unuttukları, hesaba katmadıkları bir gerçek var: Gezi’ye, 17-25 Aralık’a ve tüm müdahalelere rağmen Türkiye artık eski Türkiye değil. Türkiye’nin siyaseti üzerindeki statükolar kalktığı gibi, ekonomisi ilerlediği gibi, sosyal kodları da değişti.

Artık “darbe oldu” dendiğinde tepkisiz kalacak, kendi geleceğine silah sıkanlar karşısında susacak bir millet yok.

PARALEL ÖRGÜT, YALNIZCA SİYASETİ VE EKONOMİYİ DEĞİL, GELECEĞİMİZİ DE TEHDİT EDİYOR

FETÖ’nün her adımı, Türkiye’ye zarar veriyor, ülkenin siyasetindeki istikrarı, ekonomisindeki ilerlemeyi ve toplumsal barışını hedef alıyor. Üstelik her girişimden sonra, milletin aklı ve ferasetiyle dalga geçmeleri ve “bizimle ilgisi yok” demeleri, ülkeyi tehdit etmekten vazgeçmeyeceklerinin en açık göstergesi.

FETÖ’nün bu ülkeye ne kadar zarar verdiği, ülkenin ekonomi yönetimini ve yıllarca zor şartlarda oluşturulan yatırım yapılabilir ülke algısını nasıl olumsuz etkilediği ve ülkemizin güvenliğini ne derecede tehdit ettiği ortada.

Bu yüzden, ülkemizin geleceği için, siyasette, ekonomik kurumlarda, yargıda, emniyette, bürokraside ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nde yuvalanmış tüm örgüt mensuplarının hukuk devleti kurallarına göre cezalandırılması gerekiyor.

Cezalandırılmalı ki, bir daha böyle bir gece yaşamayalım.

DARBE BİRLİKLE ÖNLENDİ, YARALAR BERABER SARILACAK

Türkiye, 17 Temmuz gecesi büyük bir badire atlattı. Ülkede ve uluslararası toplumda oluşan darbe algısının ve darbe tortusunun ortadan kaldırılması için ve bu durumun özellikle ekonomiye olumsuz yansımaması için, tüm kesimlerin birlikte hareket etmesi gerekiyor.

Bu hafta, ekonomi için çok önemli. Tüm ekonomi kurumları, STK’lar sendikalar, işveren örgütleri, ekonomide oluşacak olumsuz havanın dağıtılması, spekülatif atakların önlenmesi için hükümete her zamankinden daha fazla destek olmalıdırlar. Güçlü hükümet ve arkasındaki destek, FETÖ darbecilerinin oluşturmak istedikleri puslu havanın dağılmasını kolaylaştıracaktır.

Nasıl ki darbe girişimi, hep birlikte, başta Cumhurbaşkanı ve Başkomutan Erdoğan’ın kararlı duruşu olmak üzere siyasi partilerin, basının, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve tabi ki millettin iradesiyle önlendiyse, şimdi de yaralar hep birlikte sarılacak.

Biliyoruz ki, “Tepki vermez” sanılan bir millet, farklı görüşlerine rağmen bir bütün oldu ve darbeye karşı durdu. Bundan sonra, geçmişteki darbeler için kullanılan “pişmanlık” yerini, 16 Temmuz’daki demokrasiye, millet iradesine, geleceğine, ekonomisine sahip çıkan “milletin gururu” alacak.

[Yeni Şafak, 18 Temmuz 2016]

Etiketler: