TBMM Genel Kurulu, AK Parti'nin Genel Kurulun çalışmalarını 7 Şubat'a kadar ara vermesini öngören grup önerisi için toplandı. CHP Grup Başkanvekili Levent Gök de genel kurula katıldı. ( Murat Kula - Anadolu Ajansı )

Çukura Düşmekten Kurtulamayan CHP

Şimdi Türkiye yepyeni bir dönemeçte. Peki, CHP ne yapıyor? Bugüne kadar yaptığı en iyi şeyi; Anayasa Mahkemesi'ne gitme! Gerçekten de bu, CHP'nin yaptığı en iyi iş.

  1. Nelson’un bilinen bir şiiridir;

‘Yolda Yürüyorum’ Şiirdeki anlatının CHP siyasetinin hal-i pürmelaline tekabül ettiğini düşünüyorum.

Şiirin bir kısmı şöyle:

“Yolda yürüyorum / Kaldırımda çok derin bir çukur var / Düşüyorum / Kayboldum… Çaresizim…

/ Bu benim hatam değil / Dışarı çıkmak için yolumu bulmak çok zamanımı alıyor / Aynı yolda yürüyorum / Kaldırımda çok derin bir çukur var

/ Sanırım onu görmüyorum / Yine düşüyorum / Aynı yerde olduğuma inanamıyorum / Ama bu benim hatam değil / Dışarı çıkabilmek yine çok zamanımı alıyor…” Sizce de şiirde tasvir edilen durum, CHP’nin adeta bir yansıması değil mi?

CHP’nin, P. Nelson’un bu şiirini defalarca okuması gerekiyor.

Nedeni çok basit. Sürekli aynı çukura düşüyorlar da ondan.

Üstelik sürekli, “Bu bizim hatamız değil” diyorlar.

Düştükleri çukurdan çıkmaları çok zamanlarını alıyor.

İşin en vahim tarafı ise, artık bu durumun bir alışkanlık haline gelmesi.

Düştükleri çukur hep aynı:

Milleti görmezden gelme, halkın isteklerine kulak asmama, Türkiye’nin güçlenmesini, yenilenmesini istememe.

İstiyorlar ki, Türkiye’de onlar gibi yolu üzerindeki çukurlara düşsün.

Gözü önündeki çukuru görmesin. Bir adım ileri gidemesin. Darbe anayasası ile akıntının tersine kürek çeksin.

Şimdi Türkiye yepyeni bir dönemeçte.

Önüne engel olan çukurları bir bir atlayarak yoluna devam etme gayreti içinde.

Peki, CHP ne yapıyor?

Bugüne kadar yaptığı en iyi şeyi;

Anayasa Mahkemesi’ne gitme!

Gerçekten de bu, CHP’nin yaptığı en iyi iş.

Her seferinde olduğu gibi bu seferki de sudan sebepler; ‘Koalisyon görüşmeleri erken başlamış’.

Anayasa paketinin 1. Tur ve 2. Tur oylamalarında yaşananları hatırlayalım.

Süreci sona erdirmek için yapılanları hatırlayalım…

Anayasa görüşmeleri oylanırken “Hayır” verdiklerini ulu orta haykıran CHP, “Evet” diyeceklerin koalisyonlarından rahatsız olmuş.

Ne yapsınlar? Koş koş koş Anayasa Mahkemesi.

Anayasa Mahkemesi’ndekilere sorsanız, inanın onlar da bıkmıştır artık.

Ama ne yapsın CHP?

Milletten de umudu kesmiş durumda. Milletin nabzından bihaber.

Milletin yetki verdiği temsilcilerin, canla başla kolları sıvayarak mücadelesini yürüttükleri partili cumhurbaşkanlığına geçiş değişikliğini engellemek için her şeyi yapıyor.

Öyle görünüyor ki yapmaya da devam edecek.

Olsun, elbette millet de onlara yapacağını bilir!

AMA BU BENİM HATAM DEĞİL!

CHP’nin rahatsızlıkları bununla da sınırlı değil.

Sayın Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesi’ne gideceklerini ilan ettiği açıklamasında Meclis’te görüşülen yeni Anayasa paketinin “Ayrılıklara ve kavgalara yol açmasının ülke açısından çok sakıncalı” olduğunu söyledi.

Kemal Bey, düştüğü çukurdan konuşuyor.

Ah bir çıkabilse o çukurdan görecek kimlerin meclisi birbirine kattığını.

Ah bir çıkabilse çukurundan milleti ve milletin ne istediğini görebilecek.

Ama bunu ondan beklemek bizim hatamız!

Kemal Bey, kendi çukurunda kendince oynuyor.

Kimi zaman tutup çıkartıyorlar.

Sonra ne yapsın!

Yürüyor, yürüyor gene aynı çukura düşüyor.

Ve her seferinde çukurundan aynı şekilde bağırıyor:

“Ama bu benim hatam değil!” Kimin hatası sayın Kemal Bey, milletin mi?

[Takvim, 26 Ocak 2017]

Etiketler: