HDP kurulduğundan bu yana Türk solunun irili ufaklı çok sayıda örgütüyle birlikte hareket ediyor. Hatta partileşmeden önce kurulan Halkların Demokratik Kongresi adlı çatı örgütü, PKK ve bağlı kuruluşlarının yanı sıra bu sol partilerden ve STK’lardan oluşuyordu.
Toplantının 5 üyesinden 3'nün Türk soylu olması, bunlardan 3'ü (Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan) Türk Devletleri Teşkilatı'na üye, birisinin (Türkmenistan) ise gözlemci üye olduğu ve Tacikistan'da da ciddi sayıda Türk nüfusu bulunduğu hususları göz önüne alındığında Türk Dünyası Teşkilatı'nın da örgütsel olarak bu oluşumda aktif katılım sağlamasının faydalı olacağını belirtmek gerekir.
Türk Devletleri Teşkilatının önemli bir üyesi olan Özbekistan'ın üniter yapısının, milli bütünlüğünün ve istikrarının bozulması bölgede domino etkisi oluşturarak bölgenin istikrarsızlığına yol açacaktır. Türk Devletleri Teşkilatının ivedilikle Özbekistan ile yakın işbirliği ve diyalog içine girmesi bölgenin istikrarı açısından önem arz etmektedir.
Türk Devletleri Teşkilatına üye ülkelerin ikili ilişkilerinin artması, Teşkilatı daha güçlü hale getirecektir. Türkiye ile Özbekistan arasında yüksek düzeyde devam eden bu ilişkiler halkasına Azerbaycan'ın da katılmış olması bölge güç dengesi açısında da önemli sonuçlar doğuracaktır.
Ukrayna'nın Rusya karşısında yalnız bırakılması, tarihin sayfalarına büyük bir yanılgı olarak geçer. Erdoğan bunu Batılı liderlerin yüzüne her zamanki sahiciliğiyle söylüyor. Rusya'nın Ukrayna saldırısı, Türkiye'nin stratejik önemini ve Erdoğan'ın liderliğinin anlamını Batı başkentlerine yeniden gösterdi. Ankara'ya daha sık kulak vermekte fayda var.