Afrikalı devletlerin ve halkların menfaatlerini önceleyen insani bir politika olarak başlayan Türkiye'nin Afrika politikası eşitlik temelinde ciddi bir ortaklığa evrilmektedir. Kısa zaman içerisinde savunma sanayi gibi bazı hassas sektörlerdeki işbirliğinin de etkisiyle taraflar arasındaki işbirliği artarak devam edecektir.
'İnsanlığın koşar adım büyük bir kaosun içine sürüklendiğini' söyleyen Erdoğan, BM sistemini reform etmeye ve daha adil ilişkiler kurmaya çağırıyor.
ABD ve Çin arasındaki jeopolitik ve ideolojik rekabetin tüm dünyayı kapsaması beklenmiyor. AB, Rusya, Hindistan, Brezilya, Endonezya, Nijerya, Türkiye ve Güney Afrika gibi ülkeler otonomilerini koruyarak denge siyaseti yürütecekler.
Tüketicilerin akaryakıt ve doğalgaz harcamalarının azalması anlamına gelen tarihi keşfin Türkiye'nin teknolojik hamlelerine önemli bir ivme kazandıracağı anlaşılmaktadır. Bu hamleleri destekleyen ve hızlandıran en önemli etkinin de enerji olacağı aşikârdır. Aslında bu dönüşüm her kesimden insanın hayalini kurduğu bir devrin de başladığını göstermektedir. Bu hayal kendi teknolojisini üretmeye başlayan Türkiye'nin enerjide de bağımsız olma yolunda ilerlemesi olarak tanımlanmaktadır.
Tarımda istihdam edilen kişi başına 10 bin dolarlık üretim seviyesi ile Türkiye küresel piyasada ciddi bir aktör.