Medya Pusudan Çıkıyor

Tabii Türkiye şartlarında düşünüldüğünde ve 90'lı yılların medya-siyaset ilişkilerindeki medyanın belirleyici pozisyonu hatırlandığında mesele sadece taraflılıkla sınırlı kalmıyor, aynı zamanda medyanın yeni süreçteki rolünün ilk işaretleri olarak da görülüyor.

Birkaç gün önce Hürriyet gazetesinde yayınlanan haberde Konya’da bir okulda küçük çocuklara ferace giydirildiği; bunun da rahatsızlık uyandırdığını içeren bir haber yer aldı. Haberde ferace giyenlerin sayısının 40 olduğu da büyük bir habercilik başarısı(!) olarak eklenmişti.

İlgili yetkililere sorular sorulmuş ve bu büyük haber kamuoyu ile paylaşılmıştı. Bir çok internet gazetesi de bu haberi aktardı. Burada ilginç bir şekilde haber özellikle ‘ferace’ kavramı üzerine kurgulanarak taktiksel olarak örtünme yerine giyilen örtü biçimi üzerinden dolaylı bir müdahale hedeflendiği görülüyordu. İlgili yetkililerin giyilen örtünün ferace değil yarım pardösü olduğunu belirtmelerine rağmen haber ‘ferace’ başlığıyla aktarılmıştı. Yakın dönemde böylesi zorlama haberlerin merkez medyada daha yoğun şekilde işleneceğinin işareti olarak okumak gerek bu haberi.

Henüz okullar açılmadan, yaz tatilindeyken, böyle bir haber yapılabildiğine göre durumu takip eden ve meseleyi yeniden başörtüsü karşıtlığı çerçevesinde ele almaya hevesli görünen bir habercilik pusuda bekliyor demektir. Üniversiteler açıldığında durumdan vazife çıkartacak olan bazı aşırı Kemalist hocaların başörtülü öğrencilere ve akademisyenlere yönelik müdahale girişimleri de bu tip haberlerin giderek öne çıkmasını sağlayabilir. Bu habere koalisyon döneminin ilk ürünleri olarak bakılabilir.

Doğan Haber Ajansı hesabından seçim öncesinde yapılan paylaşım gazeteciliğin sınırlarının dışına çıkıldığına işaret etmişti. O paylaşımda yer alan “Diktatörden hesap sorun oyunuzu HDP’ye verin” ifadesi gazetecilik açısından tartışılmış ve bir süre sonra Ajans hesabının saldırıya uğradığını ve paylaşımın başkası tarafından yapıldığını iddia eden içeriği kamuoyuna açıklamıştı.

Doğan Haber Ajansı’nın seçim sonrası abonelerine geçtiği bir haberde başlık olarak “3’üncü köprü artık 2 beton kuleden ibaret” ifadesini kullanması (Zaman gazetesi de ‘sadece bağlantı yolları değil, 3. Köprü de iptal’ başlığıyla bu haberi vererek iptal durumunu alkışla karşılayan bir haber dili kullandı) Ajansın taraflılığının göstergesi olarak okunabilir. Bir haber ajansının herhangi bir haberin başlığını belirlerken bu kadar kesin yargı belirten ifade kullanması ilkesel olarak yanlış bir tutum.

Tabii Türkiye şartlarında düşünüldüğünde ve 90’lı yılların medya-siyaset ilişkilerindeki medyanın belirleyici pozisyonu hatırlandığında mesele sadece taraflılıkla sınırlı kalmıyor, aynı zamanda medyanın yeni süreçteki rolünün ilk işaretleri olarak da görülüyor. Medya, yavaş yavaş uzun zamandır beklediği eski mevziinden çıkarak koalisyon dönemine merhaba diyor.

Sandıktan koalisyon çıktı. Millet iradesini bu yönde kullandı. Evet, partiler bu sonuca saygı duymak ve ülkeyi hükümetsiz bırakmamak için elinden geleni yapmak zorundadır. Fakat başka gerçekler de var. Koalisyon dönemleri; medya gibi, paralel yapı gibi, bürokrasi gibi, iş dünyası gibi ve mafya gibi yapılar için en elverişli dönemlerdir. Güç merkezleri yeniden şekillenir. Amiral gemisi ‘Konya’da feraceli Anadolu lisesi’ başlıklı haberiyle ilk atışı yaptı bile.

[Milat, 23 Haziran 2015]

Etiketler: