Ateşkes taktik mi, taahhüt mü?

|
PKK şimdiye kadar altı kez tek taraflı ateşkes ilan ettiğini söylese de kamuoyu daha çok 1993, 1995 ve 1998 ateşkeslerini biliyor. PKK’nın geçen hafta ilan ettiği yedinci ateşkes, gözlerin yeniden örgüte çevrilmesine neden oldu. İlk ateşkesin Bingöl’de 33 erin hayatını kaybetmesiyle sonlanması ve şimdiye kadar ilan edilen tüm ateşkeslerin daha büyük bir şiddet dalgasına kapı açması, niyetlerin sorgulanmasına yol açsa da kamuoyunda önemli bir beklenti oluştu. Kürtler, “düşük yoğunluklu çatışma” dönemine yeniden dönmek istemezken, toplum PKK’nın ilan ettiği geçici eylemsizliğinin, kalıcı barışa evrilmesini temenni ediyor. Örgütün önce ateşkes ilan edip bir süre sonra tekrar şiddete başvurması, ateşkes dönemlerini kısa tutması, alınan kararın ilkesel bir karar değil konjonktürel olması, ateşkes ilanındaki amacın taktik bir adım mı, yoksa nihai barışı temin edecek bir taahhüt mü olduğu sorularının sorulmasına yol açıyor. Devlet, örgütün silah bırakması durumunda bu kadrolara ne yapacağına, örgütse devletin bu meseleyi demokratik yollardan çözme kararı karşısında nasıl bir muhataplık geliştireceğine karar veremediğinden, bugüne kadar tüm ateşkes girişimleri sonuçsuz kaldı.