Mısır’da Sivil Siyaset-Yargı Denkleminde Taht Kavgaları

Son dönemlerde yargı bürokrasisi ile siyasilerin sıklaşan karşı karşıya gelişleri, Mısır'da tamamlanamamış devriminin yarattığı komplikasyonlarla bizi bir kez daha yüzleştirdi. Mübarek ve yakın adamları devrildikten sonra siyaset bir süre boyunca Yüksek Askeri Konsey üzerinden askerler eliyle belirlenirken, yargı bürokrasisi de kendi hâkimiyet alanını iyice genişletti.

Son dönemlerde yargı bürokrasisi ile siyasilerin sıklaşan karşı karşıya gelişleri, Mısır’da tamamlanamamış devriminin yarattığı komplikasyonlarla bizi bir kez daha yüzleştirdi. Mübarek ve yakın adamları devrildikten sonra siyaset bir süre boyunca Yüksek Askeri Konsey üzerinden askerler eliyle belirlenirken, yargı bürokrasisi de kendi hâkimiyet alanını iyice genişletti.

ASKER-YARGI VESAYET İTTİFAKI

Başkanlık seçimlerine kadar fülulun (eski rejim taraftarları) da zaman zaman içinde olduğu asker-yargı “vesayet ittifakı” çeşitli oyunlarla siyasetin sivilleşmesini engellemeye çalıştı. Bu mücadele, seçimle işbaşına gelen Mısır Halk Meclisi’nin hukuk oyunları ile kapatılmasına kadar vardırıldı.

Ancak devrim ruhunun getirdiği dalga ile toplumsal tabanının gücünü gerektiği zaman milyonlarca göstericinin desteği ile sahaya süren başta İhvan olmak üzere İslami hareketler, farklı devrimci grupların da desteğini alarak organize bir direniş ortaya koydu. Mursi’nin başkan seçilmesi ve Türkiye’nin tecrübe paylaşımı ile dizayn edilen başarılı taktiksel adımlar, nihayetinde orduyu ekonomik dokunulmazlığına razı edip siyaset alanından uzaklaştırmaya zorladı. Mısır ordusunun Türkiye’de olduğu şekli ile bir ideolojik oryantasyona sahip olmaması da süreci hızlandırdı.

MÜBAREK KARARININ GETİRDİĞİ TARTIŞMALAR

Gelinen noktada ordunun geri çekilmesiyle Mısır’da oynanan oyunun aktörleri ve düzlemi de değişmiş oldu. Bazı Körfez ülkelerinin finansmanında fülul ve onun hâlâ etkili olduğu diğer devlet kurumlarını parantez içine alırsak, İhvan’a karşı bürokratik muhalefetin merkezine yargı yerleşmiş durumda. Başkan Mursi’nin Cumhuriyet Başsavcılığı’na Talat İbrahim’i atamasına karşı gösterilen direnç, İhvan’a karşı açılan kapatma davası, Yargıçlar Kulübü örgütlenmesi (Türkiye’deki YARSAV’ın muadili), yeni Anayasa’ya karşı pozisyon almaları ve referandumu boykot ederek engellemeye çalışmaları, yeni seçim yasasını iptal etmeleri ve Başbakan Hişam Kandil hakkında verilen hapis cezası gibi adımlarla yargı bürokrasisi sıklıkla reaktif de olsa kendi oyununu oynamaya devam etti. Ancak son haftalarda devrik Başkan Mübarek’in daha önce aldığı müebbet hapis cezasının tecilde bozulması ve serbest kalıp kalmaması tartışmalarının tezahür etmesi, sabık rejimin bazı önemli isimlerinin teker teker cezaevinden tahliye edilmeleri, yargının sivil siyasete karşı meydan okuyuşunu bir ileri merhaleye taşıdığının göstergeleriydi.

MURSİ VE İHVAN’IN RESTİ

Mücadelenin sivil siyaseti temsil eden diğer cenahı Başkan Mursi ve İhvan da bu resti görerek savunmada kalmaktansa, en güçlü olduğu alandan saldırıya geçerek taraftarlarını sokaklara dökmekte gecikmedi. Böylelikle yine sokaklardan siyaset üreterek, Mübarek davalarını temel gerekçe gösterip yargı bürokrasisi ile mücadelesinde öteki devrimci grupların ve halk kesimlerinin desteğini alacak bir taktik manevra kabiliyeti gösterdi. Ardından yine iyi bir zamanlama ile Şura Konseyi’nde kapsamlı bir yargı reformu hazırlığı içerisine girdi. Görüşülen taslakta binlerce hâkim ve savcının emekli edilmesi düşünülmekte.

İşin sonu nereye varacak şu an için tam manasıyla bilmek mümkün değil; nihayetinde Başkan Mursi’nin kısa Başkanlık kariyeri birçok kez attığı geri adımlarla dolu. Ancak askerin sahadan çekilmesini müteakip, jüristokratik eğilimler içerisinde sivil siyasete direnç gösteren yargı bürokrasinin yenilgiye uğratılmasının, Mısır’daki normalleşme açısından önemi de ortada. Belki Mısır’ın bu konuda da Türk deneyiminden faydalanma zamanı gelmiş olabilir.

Etiketler: