Kadınların Rekoru

Güçlü, istikrarlı, heyecanlı ve reformist bir yeni hükümeti çok acil bekliyoruz.

Kendi içimizde bir rekor kırmışız. Yeterli değil ancak mesaj verici nitelikte.

“Ne rekoru bu?” diyorsunuz. Anlatayım…

Geçen hafta Mayıs işgücü verileri açıklandı. İşsizlik oranı Nisan’daki %9,6 seviyesinden %9,3’e gerilerken, bu gelişmede mevsimsel etkilerin olumlu rolü oldu. Yıllık bazda ise, 0,5 puanlık bir artış var. Nedeni de, daha önce de altını çizdiğim gibi, işgücüne katılımın, istihdam artışının önünden kaptırmış gidiyor olması.

Zira 2015 Mayıs döneminde piyasa, fena sayılmayacak bir rakamla geçen yıla göre 534.000 ek istihdam sağladı ancak 772.000 kişi büyüyen işgücü ordusunun hakkından gelmesi mümkün olamadı.

Bir diğer bakış açısıyla da, “istihdam” yılda %2 hızla koşarken %2,7 hızla ilerleyen “işgücüne” yetişemedi.

Bu nedenle de, işsiz sayısında ve hatta oranında otomatik bir artış oldu. Daha önceki dönemlerde rakamlar inişli çıkışlı olsa da, artık trend kalıplaştı diyebiliriz: İki gösterge arasında bir hız farkı var. Bu fark genişleyip daralabiliyor ancak etkili bir derecede kapanamıyor.

Nedeni ise ortada: İstihdam kanadında vaziyet belli… Ekonomi hızlanıp reform edilmeden, oradaki durum böyle gider. İşgücü kanadında deseniz, büyüyen nüfus daha aktif bir şekilde işe akın ediyor. O halde, istihdamın yetişmekte zorlandığı şu çevik işgücüne detaylı bakmakta fayda var. Kimmiş bu işgücünün hızına hız katanlar; anlamak gerek.

ARTAN EMEK ARZI

Konuya, Mayıs döneminde işgücüne katılım oranında rekor yaşandığını söyleyerek gireyim. Nitekim nüfusun işgücüne katılım oranı, geçen yılın aynı dönemine göre 0,5 puan artışla %51,7’ye ulaştı. (İdeal düzeylere uzak olduğumuza parantez açmadan geçmeyelim.)

Verileri incelediğimizde, Mayıs döneminde önceki yıla göre 772.000 artış kaydeden işgücüne, 466.000 kadın ve 306.000 erkekten destek geldiğine şahit oluyoruz.

Bu ise, artan emek arzının %60’lık sebebinin kadın nüfus olduğu anlamına geliyor. Elbette her dönemde bu ağırlık değişiyor. Örneğin, Nisan’da %51, Mart’ta %56 idi. Ancak daha öncelere gitseniz de, güçlü katkının süregeldiği ortada…

Dönelim Mayıs’taki duruma ve bir diğer ilgili rekora. Bu dönemde işgücü artışında baskın bir rol oynayan kadınların katılım oranı, yıllık 1,1 puan artışla %32,1’e ulaştı. İşte bu da, kadınların katılım oranında, kendince de olsa bir rekor anlamına geliyor. (Yukarıdaki parantezi burada bold olarak açıyorum) Bu arada, erkeklerde kabul edilebilir seviyede olan katılım oranı ise, bu dönemde %71,8’de sabit kaldı.

LOKOMOTİF YÜKSEKÖĞRETİM

Bu noktada, kadınların işgücü artış hızına baktığımızda, %5,3’lük güçlü bir oranla karşılaşıyoruz. Erkeklerde ise bu oran %1,5 ancak zaten orada belli bir doygunluk olduğundan, anlaşılır bir durum. Yine de, kadın işgücündeki büyüme, dikkat çekiciliğini koruyor.

Peki, kim bu kadınlar?

Eğitim bazındaki işgücü istatistikleri, bu konuda oldukça yardımcı oluyor. Analiz ettiğimizde, sözünü ettiğim %5,3’lük artışın 3,4 puanla ağırlıklı bir bölümünü yükseköğretim mezunu kadınların oluşturduğunu anlıyoruz. 1,5 puan, lise altı eğitim düzeyi olan kadınlardan, 1 puan ise mesleki/teknik lise mezunlarından geliyor. Okuma yazma bilmeyen grup ile lise mezunları ise, işgücünde zayıflama yaratmakta.

Mayıs öncesinde de benzer eğilimler var. Rakamlar üç aşağı beş yukarı oynasa da, kadın işgücündeki lokomotifin yükseköğretim olduğunu görüyoruz. Lise altı ve mesleki lise grupları ise, 2.lik ve 3.lük koltuklarında zaman zaman yer değiştirip katılıma destek veriyor.

Yalnız burada bir nüansı not düşmek gerek: Lise altı grubun desteği, hızından ziyade kütlesinden ileri geliyor. Zira kadın işgücünde kallavi bir yere sahip. Yükseköğretim ve mesleki/teknik lise grupları ise, etkisini çift haneli büyüme hızlarıyla göstererek dikkat çekiyor.

KİMİN EMEĞİ REVAÇTA?

Kafamda bu aşamada beliren soru ise şu: Büyüyen bu gruplar ne derece talep görüyor?

Son 1 yıl içinde işgücündeki artışın istihdamdaki artışla ne ölçüde karşılandığına bakarsak; yükseköğretim mezunlarında %71’e, teknik/mesleki liselilerde ise %78’e cevap verilebilmiş. Önceki dönemlerde ise rakamlar farklı ancak mesleki/teknik liseli işgücü artışının karşılanma oranı daha güçlü. Yükseköğretim 2. sırada. Lise altı eğitimliler ise, dalgalı bir taleple karşı karşıya.

Çıkan temel sonuç: Kadın işgücünün lokomotifi olan yükseköğretim mezunları piyasada hatırı sayılır ölçüde yerini bulsa da ve sayısal olarak en güçlü istihdam burada olsa da, “çift haneli” büyüyen bu güç bilhassa geleceğe yönelik sinyal veriyor. Mesleki/teknik lise mezunlarında da durum benzer ancak orada istihdam cevabı bir miktar daha güçlü. Gerek arzın daha az yer kaplıyor olmasından gerekse talebin nispeten güçlü olabilmesinden mütevellit.

En özünde ise, Mayıs verilerinin söylediği şu:

Büyüme hızımıza uzak olmayan makul bir istihdam artışı yaşıyoruz.

İşgücüne katılım rekor kırıyor, yetişemiyoruz.

Kadınlarımıza katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz ancak sinyalleri de alıyoruz.

Ekonominin hem hızlanması hem de niteliğini artırması gerektiğini bir kez daha görüyoruz.

Bunun ise, işgücü piyasasından eğitime kadar bol mesele içerdiğini çok iyi biliyoruz.

Velhasıl; güçlü, istikrarlı, heyecanlı ve reformist bir yeni hükümeti çok acil bekliyoruz

[Yenişafak, 25 Ağustos 2015]

Etiketler: