Türkiye’nin Enerjide Merkez Ülke Olma Arayışı


  • Tarih : 20/04/2016
  • Saat : 13:00 : 15:00
  • Yer : SETA Ankara
  • Bitiş  : 20/04/2016
  • Adres : Nenehatun Cd. No:66 GOP/Çankara/Ankara

  • Moderatör : Erdal Tanas Karagöl, SETA
  • Konuşmacılar :Takdim: Burhanettin Duran, SETA Genel Koordinatörü

    Açılış Konuşması:Berat Albayrak, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı

    Saltuk Düzyo, TANAP Genel Müdürü

    Bud Fackrell, BP Türkiye Başkanı

enerjisayfabanner

SETA Ankara’da, “Türkiye’nin Enerjide Merkezi Olma Arayışı” başlıklı raporun sunumu vesilesiyle, “Türkiye’nin Enerjide Merkezi Olma Arayışı” paneli Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın katılımıyla gerçekleştirildi.

Açılış konuşmasını Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın yaptığı panelde, takdimi SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran üstlendi. Erdal Tanas Karagöl, Salihe Kaya, Seyithan Ahmet Ateş ve Mehmet Kızılkaya tarafından hazırlanan raporun tanıtımının yapıldığı panelde, BP Türkiye CEO’su Bud Fackrell ve TANAP Genel Müdürü Saltuk Düzyol konuşmacı olarak yer aldılar.

Panelin açılış konuşmasını yapan Berat Albayrak, Türkiye’nin bulunduğu lokasyon itibariyle Azerbaycan, İran, Irak, BAE, Kazakistan gibi ülkelerin sahip olduğu petrol ve doğalgaz coğrafyasının merkezinde bulunduğunu söyledi. Türkiye’nin bir tarafında dünyadaki enerji rezervlerini ihtiva eden coğrafyayı, diğer tarafında ise enerji tüketim pazarını bulundurduğunu belirten Al bayrak, Türkiye’nin bu coğrafyadaki jeopolitik konumuna dikkat çekti. Bölgede son zamanlarda yaşanan krizlerin enerji arz güvenliğini de önemli bir konu haline getirdiğini söyleyen Albayrak, Türkiye’nin bölgede yeni yükler yüklendiğini söyledi. Bölgede Irak ile başlayan istikrarsızlık sürecinin Suriye’de yaşananlar ile devam etmesinin enerji arz güveliğinde ciddi problemleri beraberinde getirdiğini belirten Albayrak, Türkiye’nin ekonomik istikrarını sağlama yolunda yürüttüğü enerji politikalarında güçlü bir siyaset izlediğini ifade etti.

Albayrak konuşmasının devamında Türkiye’nin bugün on yıl öncesine göre farklı bir noktada olduğunu söyleyerek Türkiye’nin enerjiye yapılan katkının ötesinde bir süreçle karşı karşıya olduğunu belirtti. LNG piyasasının son 10 yıldaki gelişmelerine de dikkat çeken Albayrak, bu sektörde yeni bir dönemle karşı karşıya olunduğunu söyledi. Enerjide satıcı merkezli piyasadan alıcı merkezli piyasaya mı gidiliyor gibi soruların gündemde olduğu şu zamanlarda Türkiye’nin enerji ilişkilerindeki tüm partnerleriyle güvenilirliğini pekiştirdiğini ve bundan sonra da bölgede en güvenilir oyuncu olarak varlığını sürdürmeye devam edeceğini söyledi. Türkiye’nin, bölgenin barış ve istikrarı noktasında her zamankinden daha fazla çalışarak katkı yapacağını belirten Albayrak, Türkiye’nin güçlü duruşunu pekiştireceğini söyledi. Türkiye’nin büyüme rakamlarıyla aynı oranda ilerleyen bir enerji piyasası olduğunun altını çizen Albayrak, bu başarı hikâyesini kapımızdaki problemlere rağmen ortaya koyduğumuzu belirterek Suriye’de yaşananlara ve mülteci konusuna dikkat çekti.

Albayrak “kaynak, teknoloji, üretim ve yönetim” bileşimini iyi okumak gerektiğini söyleyerek çeşitlendirilebilir endüstri kalemi merkezinde Türkiye’de enerji sektöründe önemli adımlar atmaya devam edileceğini belirtti. Ana motivasyon konusunun sineklerle uğraşmak değil bataklığı kurutmak olduğunu söyleyen Albayrak, bu sorun çözüldüğü takdirde enerji politikalarının ve stratejilerinin yola gireceğini söyleyerek konuşmasını noktaladı.

ERDAL TANAS KARAGÖL: “RUSYA İLE YAŞANAN KRİZ BİR FIRSAT OLARAK GÖRÜLMELİ”

Panelin moderatörlüğünü yapan Erdal Tanas Karagöl yaptığı sunumda, coğrafi konumuna bakıldığında Türkiye’nin kendi enerji arz güvenliğini sağlamada ve enerjide merkez ülke olmada birçok avantaja sahip olduğunu söyledi. Enerji kaynaklarının yüzde 60’ının çevremizdeki coğrafyada olduğunu belirten Karagöl, Türkiye’nin bu enerjiden faydalanması ve kullanması gerektiğini belirtti. Karagöl, TANAP ile hem enerji arz güvenliğinin sağlanmak istendiğini hem de Balkanlar’a ve Avrupa’ya enerji transferinde merkez ülke konumuna ulaşmanın hedeflendiğini belirtti.

Bölge kaynaklarının taşınmasında en uygun rotanın Türkiye olduğu bir süreçten bahsedildiğini söyleyen Karagöl, Türkiye’nin Rusya’nın Ukrayana’ya verdiği rolün benzeri bir duruma girmek istemediğini, merkez ülke olmak istediğini ve bu konuda atılan en somut adımın da TANAP olduğunu belirtti.

Rusya ile yaşanan uçak krizinden sonra yaşananlara bakıldığında Türkiye’nin bölgede alternatifler oluşturması gerektiğini söyleyen Karagöl, kaynak ihtiyacını karşılamada LNG’nin ön plana çıkarıldığının, Rusya’nın bölgede yalnızlaşmasına yönelik sürecin başladığının altını çizdi. Karagöl, Rusya ile yaşanan krizin enerji politikalarının çeşitlenmesi ve yeniden düşünülmesi anlamında bir fırsat olarak düşünülebileceğini söyleyerek sunumunu bitirdi.

SALTUK DÜZYOL: “LİKİT HAPIN OLUŞMASI İÇİN GÜÇLÜ BİR FİZİKİ ALTYAPI GEREK”

Panelin ilk konuşmacısı olan TANAP Genel Müdürü Saltuk Düzyol, TANAP’ın Türkiye’nin bölgedeki pozisyonunu önemli ölçüde güçlendirdiğini söyleyerek konuşmasına başladı. TANAP’ın yaklaşık değerinin 45 milyar dolar olduğunu ve çok farklı alanlara hitap eden bir proje olduğunu ifade eden Düzyol, TANAP’ta yüzde 30’luk bir paya sahip olduklarını ve buradan önemli ölçüde gelir elde edileceğinin altını çizdi. Tarifeleri belirlenmiş bir proje olan TANAP’ın kârlılığını devam ettirmeyi sürdürecek olan bir proje olduğunu belirten Düzyol, bu projenin siyasi amaçlara da hitap ettiğini söyleyerek Azerbaycan ile yürütülen sıkı ittifakın Avrupa ile yürütülecek ilişkileri de geliştireceğini; vergi gelirleri, iş ve istihdam bakımından ele alındığında ise ekonomik yansımalarının çok olacağını da belirtti.

Azerbaycan ve Türkiye’deki siyasi liderlerin ilişkilerini en üst düzeyde yürütmesiyle projeyi ileri seviyeye taşıdıklarını söyleyen Düzyol, Eskişehir’den Trakya’ya kadar olan bölümünün ihalelerinin tamamlandığı bu projede deniz geçişi hariç tüm kontratların imzalandığını açıkladı. TANAP’ın Türkiye’nin geleceğine yönelik yaptığı bir yatırım olduğunu söyleyen Düzyol TANAP’ın 20 milyar m³’e kadar gaz alınacak bir proje olduğunun altını çizdi. Trans Hazar Boru Hattı’na da değinen Düzyol, Hazar’ın statü probleminin inşa planları gündeme getirildiğinde birden ortaya çıktığını söyleyerek Türkmenistan ve Azerbaycan arasındaki Serdar Kepez probleminin de halledilmesi gereken bir sorun olduğunu ve çözüme ulaşıldığı takdirde Türkmen gazının da TANAP’a eklenebileceğini belirtti. İran, Irak ve Doğu Akdeniz’de uygun koşulların sağlanması halinde TANAP’ın bu ülkelerin enerji transfer güzergâhlarında önemli bir platform olacağını belirten Düzyol,  bu projelerin gerçekleşmesi için ayrıca bölgede politik istikrarın sağlanması gerektiğini de ifade etti.

Türkiye’nin yaptığı anlaşmaların uzun dönemli olması ve fiyatlarda esneklik görülmemesi likit hapın oluşması önünde bir engel olduğunu söyleyen Düzyol, bu durumun değişmesi için güçlü bir fiziki altyapıya sahip olmak gerektiğini ve Türkiye’nin bunun için çalıştığını belirtti. Ayrıca Türkiye’nin gaz merkezi olması noktasında potansiyele sahip olduğunu da söyleyen Düzyol TANAP’ta altyapı çalışmaları tamamlansa bile belirlenenden erken tarihte gaz almanın mümkün olmadığını açıkladı.

BUD FACKRELL: “TÜRKİYE DEVAM EDEN SÜREÇTE MERKEZ ÜLKE OLACAKTIR”

Panelin ikinci konuşmacısı BP Türkiye CEO’su Bud Fackrell TANAP’ın büyük bir proje olduğundan bahsederek başladığı konuşmasında, bu proje için milyarlarca dolar harcandığını ve petrol fiyatları düşerken, bölgedeki siyasi gelişmeler ortadayken, bu tarz projelerin nasıl gerçekleştiğinin sorulması gerektiğini söyledi. Önümüzdeki 20 yıl içerisinde dünyada enerji ihtiyacının yüzde 34 artacağını belirten Fackrell bu ihtiyacın yüzde 16’sının fosil yakıtlardan sağlanacağına ve en önemli kaynağın da doğalgaz olduğuna değindi. Bu yakıtların temiz bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Fackrell kaynakların doğuda alıcıların ise batıda olduğunu belirterek dünya enerji coğrafyasından bahsetti.

Bölgede uğraşılan sorunun arz anlamında çok büyük bir düşüş yaşanması olduğunu söyleyen Fackrell tam bu noktada Güney Gaz Koridoru’nun(GGK) ortaya çıktığını söyledi. Petrol fiyatları düşerken ve bölgede birçok sorun varken on yıl sonrasına göre planlar yapıldığından bahseden Fackrell GGK’nin geleceği olduğu için BP olarak GGK’de yer aldıklarını söyledi.

GGK’de zincirin her bir aşamasının çok önemli olduğunun altını çizen Fackrell halkanın bir zincirinin kopması durumunda tüm projenin zarar göreceğini belirtti. 2018 yılında tamamlanması beklenen projenin şu an yüzde 70’inin tamamlanmış olduğunu ve Hazar’da terminaller bakımından oldukça büyük genişlemeler yaşandığına değinen Fackrell ayrıca, TAP’ın şu anda yüzde 56’sı tamamlanmış durumda olduğunu ve BP’nin GGK gibi stratejik projelere yatırım yapmaya devam ettiğini açıkladı. “Türkiye enerjide merkez ülke olabilir mi?” sorusuna “tabii ki olabilir” cevabını veren Fackrell, gezdiği birçok bölgede TANAP’ın çok önemli rol oynadığını gördüğünü söyleyerek arzın iki katına çıkarılabileceğini söyledi. Türkiye’nin gaz depolamada yaşadığı sıkıntılara değinen Fackrell, bu sorunların halledilmesi durumunda işlerin daha da kolaylaşacağını belirtti.

BP olarak bölgedeki gaz kaynaklarının geliştirilmesi bakımından oldukça istekli olduklarını belirten Fackrell, Türkiye’nin Azerbaycan ile yürüttüğü projelerden de görüldüğü üzere enerjide merkez olma konusunda somut adımlar attığını, bu hedefin zamana bağlı olduğunu ve devam eden süreç içerisinde gerçekleşeceğini söyleyerek sunumunu sonlandırdı.

Panel, soru-cevap kısmının ardından sona erdi.