SETA Medya ve İletişim Araştırmaları Direktörlüğü tarafından düzenlenen “Türkiye’de Siyasal İletişim: 2007-2015” paneli SETA İstanbul’da yapıldı. 30 Mayıs Cumartesi gerçekleştirilen etkinlikte, TBMM’de grubu olan dört siyasi partinin (AK Parti, CHP, MHP ve HDP) son dört seçimde benimsedikleri siyasal iletişim stratejileri değerlendirildi.

Panelde, SETA Medya ve İletişim Araştırmaları Direktörlüğü tarafından hazırlanan “Türkiye’de Siyasal İletişim”adlı raporun tanıtımı da yapıldı. Sunumlarda, 2007 yılından bu yana yapılan seçimlerde partilerin siyasal iletişim kampanyalarının hangi temalar üzerine bina edildiği, ideolojik yönelimlerin ve dönem koşullarının stratejilere nasıl etki ettiği değerlendirildi ve siyasal iletişim kampanyalarının bütününe yönelik bir portre sunuldu.

SETA Araştırmacılarından Mehmet Akif Memmi moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelin konuşmacıları Yusuf Özkır, Hüseyin Alptekin, Kübra Güran Yiğitbaşı ve Onur Bekiroğlu idi.

AK PARTİ’NİN SEÇİM STRATEJİSİ ÜZERİNE

Konuşmacılardan, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi olan, Kübra Gürhan Yiğitbaşı, AK Parti’nin 2007-2015 yılları arasındaki seçim stratejilerini siyasal iletişim açısından değerlendirdi. Yiğitbaşı, 2007 genel seçimlerinden bugüne kadar AK Parti’nin istikrarlı bir şekilde, kurumsal kimliği doğrultusunda hareket ettiğini belirtti. AK Parti’nin bütün seçimlerde öncelikle, geçmişteki icraatlarını hatırlatarak, hafıza tazelediğini belirten Yiğitbaşı, ilerleyen süreçlerde yeni hedeflerin kamuoyuna anlatıldığını dile getirdi.

BEKİROĞLU: “MHP, HAFIZA TAZELEME HEDEFİNDE”

İkinci sırada söz alan Ondokuz Mayıs Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Onur Bekiroğlu, 2007-2015 MHP seçim stratejilerini değerlendirdi. Bekiroğlu, 2007’den bugüne gerek söylem gerekse ulaşmak istediği seçmen kitlesi bakımından MHP’nin yıllar içerisinde farklı seçim stratejileri geliştirdiğini dile getirdi. Bekiroğlu ayrıca, 2007 yılında ideolojik ve korku yoluyla ikna stratejisi benimseyen MHP’nin, sosyal sorunlar üzerinde duran ve Türkiye genelinde “biz” bilinci uyandırmayı hedeflediğini söyledi. 2015 genel seçimlerine yaklaştığımız şu günlerde MHP’nin seçim stratejisinin 2007 ve sonraki seçim dönemlerinde izlemiş olduğu stratejinin bir karması olduğunu dile getiren Bekiroğlu, MHP’nin somut seçim vaatleriyle, ülkenin yakın geçmişinde gündeme gelen bazı üzücü olaylara ilişkin kamuoyunda bir hafıza tazeleme hedefi olduğunu söyledi.

HDP’NİN YENİ STRATEJİSİNİ DİNAMİKLERİ

HDP seçim stratejisini değerlendiren, İstanbul Şehir Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Hüseyin Alptekin, HDP’nin 2007 seçimlerinden sonra, etnik kimlik siyasetinden çıkarak, bir çok kesime ulaşma gayesinde olduğunu dile getirdi. Geçmişte Kürt siyasi çizgisiyle ve marjinal sol ile birlikte adı anılan HDP’nin Türkiye genelinde seçmen kitlesine açılma hedefinde olduğunu belirtti.  Milletvekili listelerine İslamcı gelenekten gelen isimlerin girmesi, işsizlik, taşeronlaşma, asgari ücret gibi konular üzerinden siyaset yapılması, Alevi dernek ve konfederasyonlarla temas içerisinde olunması HDP’nin yeni stratejisi olarak değerlendirildi. Ayrıca Alptekin, HDP’nin yeni karizmatik lider olarak sunduğu Selahattin Demirtaş isminin, görece başarılı olduğunu da vurguladı.

ÖZKIR: “CHP KAMUOYUNDAKİ “DEVLET PARTİSİ” İMAJINI YIKAMIYOR”

CHP seçim stratejisi ise, SETA Medya İletişim Araştırmacısı Yusuf Özkır tarafından değerlendirildi. 2007 seçimlerinde ideolojik argüman üreten CHP’nin laiklik ve irtica üzerinden yürüttüğü seçim çalışmasının başarılı olmadığını belirten Özkır, 2009 yılında çarşaf açılımı ile CHP’nin Türkiye’nin muhafazakar kesimlerine yönelik bir strateji izlediğini ifade etti. Bu dönüşümün ayrıca, ekonomik ve sosyal vaatler üzerinden de gerçekleştiğini dile getiren Özkır, 2014 yerel seçimlerinde MHP kökenli Mansur Yavaş’ın, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise muhafazakâr bir isim olan Ekmeleddin İhsanoğlunun aday gösterilmesini, CHP’nin eski katı ideolojik duruşunun değişmesi olarak yorumlandı. Ayrıca, CHP’nin geniş kesimlerle iletişim kurmasında bazı sorunlarında olduğunu belirten Özkır, CHP’nin kamuoyundaki “devlet partisi” imajını yıkamadığını dile getirdi. Özkır, CHP’nin sadece seçim dönemlerinde yaptığı çalışmaların söz konusu imajı ortadan kaldırmadığını vurgulayarak konuşmasını bitirdi.