Türkiye’de Başkanlık Sistemi Tartışmaları: Algılar, Argümanlar ve Tezler


  • Tarih : 29/01/2016
  • Saat : 14:30 : 01:00
  • Bitiş  : 29/01/2016
  • Adres :

Moderatör Fahrettin Altun
Konuşmacılar
  • Haluk Alkan
  • Nebi Miş
  • Salih Bayram

SETA İstanbul tarafından düzenlenen “Türkiye’de Başkanlık Sistemi Tartışmaları: Algılar, Argümanlar ve Tezler” başlıklı panel 29 Ocak Cuma günü yapıldı. SETA İstanbul Genel Koordinatörü Fahrettin Altun’un moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelin konuşmacıları İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haluk Alkan, Yalova Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Salih Bayram ve SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Nebi Miş idi.

Panelin açılış konuşmasında Fahrettin Altun, muhalefet partilerinin konuyu asıl ekseni dışında tartışma çabaları yüzünden Başkanlık Sistemi ile ilgili sağlıklı bir tartışma zemini oluşturulamadığından bahsetti. Bunun sebebinin, muhalefetin Başkanlık Sisteminin olumlu ve güçlü yanlarını gizleyerek, yetkinin tek elde toplanacağı otoriter bir rejim tasviri yapmasından kaynaklandığını ileri süren Altun, sistemin 2007 yılında Cumhurbaşkanının halk tarafından seçileceğine dair alınan kararla aslında radikal bir biçimde değişmiş olduğundan bahsetti. Kısa giriş konuşmasının ardından Altun, sözü panelin katılımcılarına verdi.

ALKAN: BAŞKANLIK SİSTEMİNİN TEMEL MANTIĞI OTORİTELERİN HESAP VERİLEBİLİRLİĞİNİN ARTIRILMASIDIR

Panelin ilk konuşmacısı olan Prof. Dr. Haluk Alkan Türkiye’deki sistemik krizin tarihsel seyrinden bahsederek konuşmasına başladı. 1961 Anayasası ile oluşturulan siyasal sitemin 1971’deki darbeyle çöktüğünü, sonrasında ise 82 Anayasası ile beraber sisteme sürekli müdahale eden oligarklar yetiştiren vesayetçi bir rejim ortaya çıktığını belirtti. Alkan, 2007 yılında yapılan değişiklikle Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle beraber Türkiye’de adı konulmamış bir “yarı-başkanlık” modeline geçildiğini ve bununla birlikte Cumhurbaşkanlığı makamının hesap verilebilirlik kapasitesinin de artırıldığını savundu. 82 Anayasasının Cumhurbaşkanlığına çok önemli yetkiler tanıdığını belirten Alkan, Başkanlık Sisteminde temel mantığın güç yığılmasını engelleme, otoritelerin hesap verilebilirliğini artırma ve denetlenemez özerk yetki alanlarının oluşmasını engellemek olduğunu belirtti. Alkan konuşmasında Başkanlık Sisteminin çoğulcu yapısına vurgu yaparken Başkanlık Sisteminde muhalefet partileri üyelerine dahi bakanlık verilmesi durumunu örnek olarak gösterdi.

Konuşmasının sonunda Başkanlık Sisteminin ülkeyi bölünmeye götürecek federatif bir yapı doğuracağı korkusunun yersiz olduğunu belirten Alkan, Başkanlık Sistemine geçiş için federatif bir yapının zorunlu olmadığını, yerel yönetimleri ve bürokrasisi reformize edilmiş bir üniter yapının da Başkanlık Sistemi için uygun olacağını belirtti.

NEBİ MİŞ: LATİN AMERİKA ÜLKELERİNİN OLUMSUZ BAŞKANLIK SİSTEMİ TECRÜBELERİ TÜRKİYE İÇİN BİR ÖRNEK TEŞKİL ETMEZ

Nebi Miş konuşması boyunca Başkanlık Sistemi ile ilgili oluşturulan asılsız korku iklimine yönelik eleştirilerde bulundu ve Başkanlık Sistemine özgü olarak sunulmaya çalışılan sorunların hepsinin hali hazırda parlamenter sistemde de zaten var olduğunu belirtti. Bu noktada Nebi Miş, aslında parlamenter sistemin krizinin Başkanlık Sisteminden daha derin ve daha eskiye dayandığını belirtirken, 90’lardan itibaren de Başkanlık Sisteminin ıslahına yönelik çok ciddi ve faydalı çalışmalar yapıldığının altını çizdi. Miş, Türkiye’de Başkanlık Sistemine yönelik olumsuz yaklaşımların büyük oranda Latin Amerika tecrübesine dayandırılarak şekillendiğini belirtirken, farklı olarak Türkiye’nin demokrasi tecrübesinin işleyen, demokratik ve çoğulcu bir Başkanlık Sistemi oluşturulmasına yardımcı olabileceğini belirtti. Miş ayrıca, Latin Amerika ülkelerinde yaşanan olumsuz tecrübelerin kendi içinde yerel ve uluslararası birçok dinamiği barındırdığından bahsederek bu ülkelerin Türkiye için tam manasıyla bir örneklik teşkil etmesinin zor olduğunu iddia etti.

Konuşmasında ayrıca toplumsal ayrışma ve kutuplaşma konularına da değinen Miş, Başkanlık Sisteminin toplumdaki ayrışmaları daha da derinleştireceğine yönelik iddiaların yersiz olduğunu, Başkanlık Sisteminin bugün var olandan daha şiddetli bir kutuplaşmayı tetiklemeyeceğini belirtti. Konuşmasının sonuna doğru Miş, Başkanlık sisteminin akademik bir eksende tartışılamama sebeplerinden biri olarak, muhalefetin konuyu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şahsında kişiselleştirmesi ve kendi argümanlarını sunmak yerine bir korku ve endişe iklimi yaratmaya yönelik çaba sarf etmesi olarak gösterdi.

SALİH BAYRAM: BAŞKANLIK SİSTEMİNİ DESTEKLEYEN KÖŞE YAZISI, YORUM VE ANALİZ SAYISINDA CİDDİ BİR ARTIŞ VAR

Panelin son konuşmacısı olan Salih Bayram konuşmasına Türkiye’de Başkanlık Sistemine farklı yaklaşımları ele aldığı raporundan bahsederek başladı. Başkanlık Sistemi ekseninde yaşanan tartışmaları iki farklı döneme ayıran Bayram, her ne kadar ilk dönemde Başkanlık Sistemini destekleyen ve sisteme karşı çıkan köşe yazılarının sayısı birbirine çok yakın olsa da, ikinci zaman diliminde Başkanlık Sistemini destekleyen yazı sayısında ciddi bir artış gözlemlediğini belirtti. Bayram bu artışın en önemli sebeplerinden birisinin daha önce tartışmaya müdahil olmayan birçok yazarın tartışmaya yazılarıyla katılması ve Başkanlık Sistemine geçişi desteklemeleri olarak gördüğünü belirtti. Bayram ayrıca, siyasal partilerin web sitelerini inceleyerek edindiği bilgilerden hareketle, 2015 yılı Nisan ayı itibariyle Başkanlık Sistemine yönelik en çok çalışma yapan ve kamuoyu oluşturmaya çalışan partinin AK Parti olduğunu belirtirken, muhalefet partileri CHP, MHP ve HDP için aynı şeyin söylenemeyeceğini belirtti.

Salih Bayram konuşmasının ikinci kısmında, yaptığı içerik analizi aracılığıyla Başkanlık Sistemine destek veren ve karşı çıkan köşe yazılarının en çok hangi argümanları kullandığını ortaya koydu.

Panel soru-cevap kısmının ardından sona erdi.