Mısır: Devrim, Darbe ve Sonrası


  • Tarih : 25/01/2016
  • Saat : 11:00 : 13:00
  • Bitiş  : 25/01/2016
  • Adres :

 PANEL | 25 OCAK 2016

TARİH: 25 OCAK 2016 SAAT: 11:00 – 13:00 YER: SETA Ankara

Moderatör Can ACUN, SETA
Konuşmacılar
  • Taher ABDELMOHSEN, Hukukçu ve Eski Milletvekili, Mısır
  • Yahya HAMİD, Eski Bakan, Mısır
  • Yavuz GÜÇTÜRK, Araştırmacı, SETA

SETA Ankara’da düzenlenen “Mısır: Devrim, Darbe ve Sonrası’’ başlıklı panelde Mısır Devrimi’nin yıl dönümünde, devrimle başlayan ve darbe ile devam eden sürecin siyasi, hukuki ve insan hakları boyutları tartışıldı. Moderatörlüğünü SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun’un yaptığı panelde sırasıyla SETA Hukuk ve İnsan Hakları Araştırmacısı Yavuz Güçtürk, Hukukçu ve Mısır Eski Milletvekili Taher Abdelmohsen ile Mısır Eski Yatırım Bakanı Yahya Hamid konuşmacı olarak yer aldı.

GÜÇTÜRK: İSLAM VE DEMOKRASİ’NİN BİRLİKTE YÜRÜYEBİLECEĞİNE İLİŞKİN TEŞEBBÜS ŞİMDİLİK EKSİK KALDI

Konuşmasına 1950’li yıllardan itibaren Mısır’da demokrasiye geçiş için verilen mücadelede yaşamını yitiren muhalifleri rahmetle anarak başlayan Yavuz Güçtürk, insan hakları açısından Mısır’ da yaşanan her gelişmenin Kuzey Afrika ve Ortadoğu’yu yakından ilgilendirdiğini söyledi. Güçtürk, Arap Baharı’nın Mısır’a sıçramasıyla 1952’den bu yana devam eden otokratik rejimin yıkılacağı yönünde bir umut olsa da, bunun gerçekleşmediğini ifade etti. Ayrıca Mübarek döneminde 2000’li yıllardan itibaren insan hakları alanında birtakım olumlu gelişmelerin de yaşandığını, ancak bir iktidar alternatifinin oluşmaya başlamasıyla tekrar baskı araçlarıyla eski düzenin devam ettirilmesi çabalarının görüldüğünü söyledi. Radyo ve televizyonun büyük oranda devlet kontrolünde olduğunu kaydeden Güçtürk alternatif iletişim araçlarının gelişmesiyle birlikte Müslüman Kardeşler ve diğer muhalif kesimlerin bu yollarla topluma ulaştığını ifade etti. Devrim döneminde rejimin toplumsal gösterileri zor kullanarak bastırmaya çalıştığını ancak başarılı olamadığını söyleyen Güçtürk, yönetimi Mübarek’ten devralan Ordu’nun çeşitli vaatlerle iktidara geldiğini ancak Mübarek dönemi uygulamalarının devam ettirildiğini ifade etti. Serbest seçimlerle iktidara gelen ilk Cumhurbaşkanı olan Mursi’nin insan hakları ve demokrasi bağlamında kısmi bir başarı sağladığını, ancak devrim sürecinde yaşanan insan hakları ihlallerinin faillerinin yargı önüne çıkarılmasında ve Kasım 2012’deki toplumsal gösterilerdeki tutumunda, askeri ve yargısal vesayetin de etkisiyle, başarısız olduğunu belirtti. Fakat Mursi’nin görevinin kısa sürmesi nedeniyle sağlıklı bir değerlendirme yapılamayacağını ekledi. Güçtürk, Mursi’nin devrilmesine neden olan askeri darbe ile birlikte Mısır tarihinde karanlık bir dönemin başladığını, uluslararası insan hakları raporlarında darbe yönetiminin iki yılda gerçekleştirdiği insan hakları ihlallerinin diktatör Pinochet yönetiminin 13 yıllık iktidarındaki insan hakları ihlallerine eşdeğer olduğunun kaydedildiğini ifade etti. Cunta rejiminin bu ihlallerle başta Müslüman Kardeşler olmak üzere muhalif kesimi şiddete teşvik etmeyi amaçladığını bunun gerçekleşmediğini, ancak bu politikanın DAEŞ’i özellikle genç kuşak nezdinde güçlendirdiğinin altını çizdi. Darbeden sonraki ilk 6 ayda gerçekleşen katliamların ardından, sayısının en az 20 bin olduğu söylenen tutuklamaların ve işkence sonucu infazlar gibi yoğun ve sistematik ihlallerin yaşandığını söyleyen Güçtürk, gerçekleşen birçok katliam ve ihlalin karşısında bir cezasızlık politikası yürütüldüğünü aktararak, muhaliflerin yargı aracılığıyla baskı altına alındığını ve adil yargılanma hakkından yoksun bırakıldığını da ifade etti. Güçtürk, bu dönemde İhvan hareketinin yasaklanıp terör örgütü ilan edildiğini aynı şekilde farklı muhalif hareketlerinde çeşitli yaptırımlarla karşılaştığını, Sisi’nin cunta rejiminin uluslararası kamuoyunun ikircikli tutumu nedeniyle zaman içinde onaylandığını, Mısır’da yakın zamanda demokrasi için bir ışık görmediğini ifade etti. Güçtürk sözlerini Mısır’da gerçekleşen askeri darbe sonucu İslam ve demokrasinin birlikte yürüyebileceğine ilişkin bir teşebbüsün şimdilik eksik kaldığını söyleyerek tamamladı.

TAHER ABDELMOHSEN: DARBECİLERİN MISIR HALKINA KARŞI İŞLEDİKLERİ EN BÜYÜK SUÇ HUKUK DEVLETİNİ SONA ERDİRMEKTİR.

Taher Abdelmohsen konuşmasına 25 Ocak Devrimi ile birlikte Mısır için beyaz bir tablo ortaya çıktığını, halkın bir güç birliği yaprak onurlu bir yaşam, özgürlük ve Mısır’da hiç görülmemiş olan adalet için devrimi gerçekleştirdiğini ifade ederek başladı. Devrimin ardından gerçekleşen ve Mısır tarihindeki ilk adil seçimle Mursi’nin Cumhurbaşkanı seçildiğini söyleyen Abdelmohsen, seçim sonrasında oluşturdukları anayasanın orduya askeri işler dışında bir görev vermediğini ve tüm çabalarının ülkeyi diktatörlükten kurtarmaya yönelik olduğunu belirtti. Ülkenin 1952’den itibaren 60 yıl boyunca askeri vesayet altında kaldığını ve ordunun 2013‘te yaptığı darbenin ardından Cumhurbaşkanı’nın cezaevine konulduğunu, demokratik seçimlerin ve anayasa referandumunun hiçe sayıldığını, darbecilerin Mısır’ı tekrar cinayetlerin, baskının ve zulmün olduğu döneme geri götürdüklerini aktardı. Darbecilerin en büyük suçlarının ise Mısır’da 25 Ocak Devrimi ile oluşan genç hukuk devletini sona erdirilmesi olduğunu söyleyen Abdelmohsen, demokratik bir devletin olmazsa olmaz iki şartının hukuksallık ve meşruiyet olduğunu vurgularken hukuk devletinin devletin işleyişinde hukuk kurallarının belirleyici olmasını gerektirdiğini, hukuk devletinin vatandaşlara belli güvenceler verdiğini, yönetime ise belli kurallarla müsaade edildiğini söyledi. Darbecilerin, devletin tüm kurumlarını vatandaşlara hizmet için değil, devlet yönetimini tamamen ele almak ve askeri yönetimi onlarca yıl devam ettirmek amacıyla dizayn ettiğini söyleyen Abdelmohsen, diktatörlüğün bütün örneklerini Mısır’da her gün görüldüğünü, darbe rejiminin çıkardığı yasaların uluslararası anlaşmaları hiçe saydığını ifade etti. Darbeden sonraki ilk andan itibaren ifade özgürlüğünün engellendiğini belirten Abdelmohsen muhaliflerin sesi olabilecek radyoların kapatıldığını, darbecilerin yürürlüğe soktukları gösterilere ilişkin yasa nedeniyle şu anda binlerce gencin bu tutuklu olduğunu, gençlerin sebepsizce ve ailelerine haber verilmeksizin tutuklu kaldıklarının söyledi. Abdelmohsen, terörle mücadele yasasını terörün ta kendisi olarak nitelendirirken askeri yargının görev alanının genişletilerek adeta mahkemelerin efendisi haline getirildiğini ifade etti. Darbe sonrası dönemde Cumhurbaşkanına bütün icracı bakanlıklardaki görevlilere dair azletme ve atama yetkisi tanındığını böylece Mübarek döneminde var olan yolsuzlukların bu dönemde bir yolsuzluk yönetimi halini aldığını söyledi.

YAHYA HAMİD: BU KÖTÜ DÖNEM MISIR DEVRİMİ’NİN BAŞARISIYLA SONA ERECEKTİR.

Darbe sonrası Mısırdaki siyasi ekonomik güvenlik ve uluslararası ilişkilere ilişkin duruma değinen Yahya Hamid, bu kötü dönemin de Mısır devriminin başarısıyla sona ereceğinden en ufak bir şüphesi bulunmadığını ifade etti. Askeri darbeyi gerçekleştirenlerin yarısı yoksulluk sınırı altında olan toplumun refah düzeyini yükselteceklerine dair söz verdiklerini bu vaatle kısmi halk desteği aldıklarını söyledi. Hamid, Mursi döneminde Mısır’daki siyasi duruma dair bilgiler veren Hamid Mursi’ye oy vermeyen yüzde 48’lik halk kesiminin bir bölümünü İslamcıların iktidara gelmesini istemeyenlerin oluşturduğunu, bürokrasi ve ekonominin askeri rejim destekçilerinin elinde olduğunu, uluslararası desteğinde Mursi aleyhinde olduğunu söyledi. Devrim sonrası süreç içinde 5000 den fazla şehit verdiklerini, 50 bini aşkın kötü şartlarda tutuklu insanın bulunduğunu söyleyen Hamid, Sisi’nin toplumun büyük bir kısmını oluşturan ve özgürlük talepleri olan gençlerin desteğini kaybettiğini ifade etti. Sisi’nin başlangıçta halkın bir kesiminden destek aldığını kaydeden Hamid, gittikçe kötüye giden ekonomi ve artan baskılar karşısında bu kesimlerde bir hayal kırıklığı oluştuğunu, darbeye ciddi anlamda ekonomik destek veren Suudi Arabistan’ında Sisi’nin dış politikadaki tercihleri sebebiyle desteğini çektiğini ifade etti.

PANELDE TANITIMI YAPILAN RAPORU İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ.

20160119205348_misirafis

20160125152748_img_9848

20160125152748_img_9905

20160125152748_img_9937

20160125152748_img_9957

20160125152748_img_9961

20160125152748_img_9978

20160125152921_img_9828