2015 Avrupa İslamofobi Raporu


  • Tarih : 21/03/2016
  • Saat : 14:00 : 16:00
  • Yer : SETA Ankara
  • Bitiş  : 21/03/2016
  • Adres : Nenehatun Cd. No:66 GOP/Çankara/Ankara

  • Moderatör : Enes Bayraklı, SETA
  • Konuşmacılar :Açılış Konuşması: İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü

    Takdim: Burhanettin Duran, SETA Genel Koordinatörü

    Moderatör, Enes Bayraklı, SETA

islamofobyasayfabanner

SETA Ankara’da, 21 Mart Uluslararası Irk Ayrımı ile Mücadele Günü’nde “Avrupa İslamofobi Raporu-2015″in sunumu vesilesiyle Avrupa İslamofobi Raporu Paneli Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın katılımıyla gerçekleştirildi.

Açılış konuşmasını Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın yaptığı panelde, takdimi SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran üstlendi. Panelin moderatörlüğünü aynı zamanda raporun editörü ve SETA Avrupa Araştırmaları Direktörü olan Yrd. Doç. Dr. Enes Bayraklı yaptı. Raporun diğer editörü olup aynı zamanda Avusturya İslamofobi Raporu’nun yazarı olan Salzburg Üniversitesi’nden Farid Hafez ise panelde konuşmacı olarak yer aldı. Panelin diğer konuşmacıları ise Almanya İslamofobi Raporu yazarı Berlin Humboldt Üniversitesi’nden Anna-Esther Younes ve Fransa İslamofobi Raporu yazarı Lille Üniversitesi’nden Olivier Esteves oldu.

İBRAHİM KALIN: “DAİŞ İSLAMOFOBİYE MALZEME ÜRETİRKEN, İSLAMAFOBİK SÖYLEMLER DE DAİŞ’İ BESLİYOR”

Literatürde 1997’de kullanılmaya başlandığı tarihten itibaren İslam ve korku kavramlarını yan yana getirmesi sebebiyle eleştiri konusu olan İslamofobi kavramının çağrışımının korkunun ötesine geçtiğini belirten Kalın, İslamofobiyi bir ırkçılık türü olarak tanımladı. İslamofobi söylemlerinin ben ile öteki arasında mutlak çatışma kurma ilişkisi üzerine kurulduğunu ve bu sebepten İslamofobik söylemlerin kötücül öteki tasavvurları ortaya çıkardığını vurguladı. Bu tasavvurun ise en zararlı sonucunun toplumdaki nüansları ve insani ortak noktaları ortadan kaldırmak olduğunu ifade etti. Profesör Norton’un “Nasıl Avrupa’da 19. yüzyılda bir Yahudi sorunu varsa şu an bir Müslüman sorunu var” saptamasına konuşmasında yer veren Kalın, Avrupa’daki çoğulculuk kültürünün sınırlarının bugün Müslüman göç grupları ile olan ilişkiler üzerinden çizildiğini ifade etti. İslamofobi ile radikalizmin birbirini besleyen olgular olduğunu ve bir kısır döngü ortaya çıkardıklarını ifade eden Kalın, mevcut hukuki sistemin son derece muğlak olduğunun, hangi hukuki kural ve kurum çerçevesinde İslamofobi suçlarının gündeme getirileceği sorunsalının İslamofobiye maruz kalan Müslüman bireylerin hak takipleri konusunda zorda kalmasına sebep olduğunun altını çizdi. İslam ile Batı arasındaki ilişkileri zehirleyen İslamofobinin bir sorun olarak kabul edilip hakkında etraflı çalışmalar yapılması gerektiğini ve SETA’nın çalışmasının bu noktada çok önemli olduğunu kaydetti.

ANNA-ESTHER YOUNES: “2015 İSLAMOFOBİNİN REDDEDİLEMEZ BİR SORUNA DÖNÜŞTÜĞÜ YIL OLDU”

İslamofobinin sadece Türkiye’nin değil Avrupa’nın da problemi olduğunu vurgulayarak konuşmasına başlayan Younes, Avrupa’da ve özel olarak Almanya’da hem nitelik hem de nicelik anlamında veri eksikliği olduğundan ve bu durumun hükümetin politika yapımı konusunda harekete geçmesini zorlaştırıcı etkisinden bahsetti. İslamofobiyi ırkçılığın temel formlarından biri olarak değerlendiren Younes, İslamofobinin toplumsal analizi yapılırken toplumsal cinsiyet ve kimlik yönünden de değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. İslamafobiyi anti-semitizmin yeni versiyonu olarak değerlendiren Younes kamuoyundaki negatif tartışmaların toplumun bakışını olumsuz yönde etkilediğini, göçün İslamofobiyi derinleştirdiğini, ayrımcılık yaratan uygulamalardan vazgeçilerek seküler bir sistemin kurulması gerektiğini, 2015 yılının İslamofobinin reddedilemez bir soruna dönüştüğü bir yıl olduğunu ve önümüzdeki yıllarda da İslamofobi ile mücadelenin artarak devam etmesi gerektiğini vurguladı.

OLİVİER ESTEVES: “İSLAMOFOBİ, CHARLİE HEBDO SALDIRISINDAN SONRA KORKUNÇ BİR ŞEKİLDE İLERLEMİŞ DURUMDA”

Fransa’daki terörist saldırıların ardından ülke çapında bir İslam düşmanlığının gelişmeye başladığının ve İslamofobik yayınların best seller listelerine girdiğinin altını çizen Esteves, 2015 ve 2016’daki terörist saldırıların ardından durumun 2005’teki kötü günlere dönmeye başladığı değerlendirmesinde bulundu. 2015 yılının ilk altı ayında yapılan İslamofobik yayınların yüzde elli oranında arttığı istatistiğini paylaşan Esteves, İslamafobik saldırıların üçte birinin kadınlara karşı uygulandığını ve Fransa’da dine dayalı bir istatistik tutma sistemi olmadığından İslamafobi konusunda değerlendirme yapmanın zor hale geldiğini ifade etti. Bununla birlikte İslamofobiye dair birçok fonun sağlandığı çalışmalar gerçekleştirildiğini sözlerine ekleyen Esteves, mevcut durumda istihdam alanında yaşanan ayrımcılığa dikkat çektiği konuşmasında yapılan iş başvurularında Müslümanların 20, Yahudilerin 7, Hristiyanların ise 2 referans mektubu göndermesi gerektiğini ifade etti. CFCM’nin, imamlarla alakalı çalışmalar yapmak üzere yetkilendirilmesini toplumları uzaktan kontrol etmek ve entegrasyonunu sağlamak üzere kullanılacak bir arabulucu kurum olarak rol oynamaya başlaması olarak değerlendiren Esteves, kurum tarafından belirlenen söylemlerin düzgün bir şekilde belirtilmesi ve imamlarla ilgili kamusal hizmetlerin sağlanmasının insanların cihatçı örgütlere yönelmesini engelleyebileceğini ifade etti.

FARİD HAFEZ: “AVRUPA’DA MÜSLÜMAN KARŞITLIĞI GİBİ BİR PROBLEMİN OLDUĞUNU KABUL ETMEYEN İNSANLAR VAR”

Müslüman karşıtı ırkçılığın Avrupa’da nefret suçu kapsamında bir suç olarak kabul edilmediğini ve İslamofobi bağlamında Avrupa çapında güvenilir bilgilere sahip olunmadığını vurgulayan Hafez, 57 devletten sadece 3’ünün İslamofobi alanında veri paylaşımında bulunduğu durumda SETA’nın İslamofobi raporunun bu anlamda önemli bir katkı sağlamaya çalıştığını ifade etti. Kamu ikliminin Paris saldırısından sonra Müslümanlara karşı daha agresif bir hal aldığını ve politik dilin gün geçtikçe sertleştiğini, Müslümanların güvenlik tehdidi oluşturduğuna yönelik bir söylemin yükselişe geçtiğini vurgulayan Hafez, bu durumun farklı ülkelerde çok ciddi etkileri olduğunu söyledi. Hırvatistan, İrlanda ve İngiltere’den somut örnekler veren Hafez, dini aşırıcılıkla mücadele adına insanların damgalandığını, medyanın meseleye yaklaşımının çok kültürlü Avrupa anlayışını baltaladığını da sözlerine ekledi. Hafez, konuşmasının sonunda “Nefret suçu mevzuatları kabul edilmeli, Avrupa çapında güvenilir istatistikler sağlanmalı, Avrupa devletlerinde ırkçılığa uğrayan Müslümanlar için danışmanlık ağı ve sivil toplumun bilinci geliştirilmeli, daha iyi yasal düzenlemeler getirilmeli ve İslamofobiye ilişkin farkındalık artırılmalı” önerilerinde bulundu.

Avrupa İslamofobi Raporu 2015’i bütünüyle ya da ülke bazında http://www.islamophobiaeurope.com/ adresinden ücretsiz olarak indirilebilir. Her yıl hazırlanacak olan raporla ilgili detaylı bilgiyi yine bu web adresinde bulunabilir. Ayrıca, Avrupa’da İslamofobi konusuyla ve raporla ilgili güncel paylaşımlar Twitter üzerinden @islamophobiaEIR adresinde yapılacaktır.