1 Kasım’ı Anlamak


  • Bitiş  :
  • Adres :

 

1 Kasım’ı Anlamak

PANEL | 10 KASIM 2015

 

TARİH: 10 KASIM 2015 SAAT: 16:00 YER: SETA İstanbul

Moderatör

Fahrettin Altun

Konuşmacılar
  • Süleyman Seyfi Öğün
  • Atilla Yayla

SETA İstanbul tarafından düzenlenen “1 Kasım’ı Anlamak” paneli 10 Kasım Salı günü yapıldı. SETA İstanbul Genel Koordinatörü Fahrettin Altun’un moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelin konuşmacıları Süleyman Seyfi Öğün ve Atilla Yayla idi.

Panelin ilk konuşmacısı olan Haliç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atilla Yayla, seçimleri “kitlelerin bilgeliği” teması etrafında değerlendirdi. Modern insanın, “aklı” hem bireysel hem de toplumsal hayatta doğru yola ulaşmada kullanabilecek yegâne rehber olarak görmeye meyilli olduğunu belirtti. Aklın hem beşeri hayatı etkilediği hem de beşeri hayattan etkilendiğini dile getiren Yayla, aklın iddia edildiği gibi toplumsal hadiseleri açıklamada başvurulacak tek kaynak olmadığı değerlendirmesini yaptı. Yayla, konuşmasına “mademki akıl yegâne beşeri bir kurumsal bir kaynak değil toplumsal hayatta sabit kararlar nasıl alınır” sorusuyla devam etti.

Yayla, demokratik toplumsal seçimlerde kitlelerin bilgeliğinin egemen olduğunu dile getirdi. Seçmenlerin çok farklı ortak çıkarlara sahip olması sonucu, alınan kararların toplumdaki en akıllı insanın alacağı karardan daha isabetli olduğunu söyledi. Türkiye’de 1950 sonrası seçimlere bakıldığında, her seçimde Türkiye’de kazanması en iyi olacak partinin kazandığını söyledi. Türkiye’de kitlelerin bilgeliğinin bu yolla tezahür ettiğini dile getirdi. Türkiye’deki bütün seçimlerin kitle bilgeliği üzerinden analiz edildiğinde ortalama seçmen tercihlerinin hiç yanılmadığını ve isabetli kararlar alındığını ifade eden Yayla, 1 Kasım seçiminin de benzer şekilde kitlelerin bilgeliğini yansıttığını söyledi. Yayla, bundan sonra da böyle olacak olmasını Türkiye’de demokrasinin en büyük garantisi olarak gördüğünü söyleyerek konuşmasını tamamladı.

Panelin ikinci konuşmacısı olan Maltepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve AB Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Seyfi Öğün, konuşmasına genç “Türkiye Cumhuriyeti demokrasisi seçim kararı itibari ile tarihinin en ilginç olaylarından birine tanıklık etti” sözleriyle başladı. 1 Kasım seçim sonuçlarının 7 Haziran seçimiyle birlikte değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Öğün, öncelikle “7 Haziran’da ne oldu?” sorusunun anlamlı olduğunu ifade etti. 7 Haziran seçim tablosuna bakıldığında merkez-kaç özelliğinin görüldüğünü vurgulayan Öğün, 7 Haziran seçim mekaniğinin Türkiye’de seçmenlerin oylarının merkezi boşaltan bir nitelikte gerçekleştiğini dile getirdi.

Öğün konuşmasına 1 Kasım seçiminde değişen oy oranları ile merkezin yeniden güçlendiğini söyleyerek devam etti. Bu iki seçimin birlikte değerlendirilmesinin önemine değindikten sonra, Türkiye’nin 2023’e giden süreçte her iki seçimin birlikte okunmasının zorunlu olduğunu vurguladı. Siyasete zaferler ve mağlubiyetler ekseninde bakmanın siyaseti anlamak açısından hakkından gelemeyeceğimiz bir şey olduğunu söyledi. 1 Kasım seçiminde AK Parti tarafından kazanılan 9 puanlık oyu 7 Haziran seçimine bakarak yorumlayan Öğün, MHP’nin 7 Haziran seçiminde benimsediği Kürt politikası ile HDP’nin AK Parti’de kısmen eksik olan çevre, kadın ve eşcinsellik temalarına odaklanarak arttırdığı oylarını koruyamadığını ifade etti. Ayrıca Öğün, siyasette bir partinin temsil ettiği dogmatiği esnetmesi ve tematikleri arttırması o partinin büyüyeceği anlamına gelmektedir yorumunu yaptı. Öğün’e göre, HDP’nin 7 Haziran seçiminde oylarını arttırması bu tematik-dogmatik denklemini başarılı kurmasıdır. Seçim sonrasında parti dogmatiğini yansıtan HDP’nin radikal isimleri, özerklik gibi tuhaf açıklamalar yapmış ve HDP’nin oy kaybetmesine neden olmuşlardır. Öğün, HDP’ye oy veren Kürtlerin, PKK’ya oy vermediklerini, zamanında AK Parti’ye oy veren Kürtlerin HDP’yi tercih ederken aslında PKK’ya karşı da beni savun ve siyaseten beni temsil et mesajının HDP tarafından sosyolojik olarak anlaşılmadığını dile getirdi. AK Parti’nin büyümesini tematik-dogmatik dengesinin başarılı kurulumuyla açıklayan Öğün, AK Parti’nin yeni dönemde yapacağı işlerin en önemlisinin Türkiye’nin birikmiş yapısal meselelerinin çözümünün olduğunu söyledi. Öğün, bunu başarabildiği ölçüde AK Parti’nin kendini büyütebileceğini aksi takdirde ideolojik ve katı dogmatik bir parti olacağını ifade ederek konuşmasını bitirdi.

Panel, soru ve cevap bölümünden sonra sona erdi.