Mert Hüseyin Akgün

Araştırmacı
Lisans eğitimini Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde almıştır. Yüksek lisans eğitimini Hacettepe Üniversitesi Kamu Hukuku Bölümü’nde “2017 Anayasa Değişiklikleri Sonrası TBMM’nin Yürütmeyi Denetim Araçları” başlıklı tez çalışmasıyla tamamlamıştır. Doktora çalışmalarına Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Kamu Hukuku Bölümünde devam etmektedir. Araştırma alanları arasında hükümet sistemleri, yeni anayasa çalışmaları, demokratikleşme, yasama faaliyetleri, yargı reformu ve insan hakları yer almaktadır.
  • AYM’nin işleyişinde başkanın rolü nedir? Mahkeme nasıl bir üye profiline sahiptir? Yeni Anayasa çerçevesinde AYM’ye ilişkin hangi adımlar atılabilir?
  • Anayasa Mahkemesi (AYM), Cumhurbaşkanlığı kararnamelerine ilişkin bu hafta verdiği üç ayrı iptal kararıyla bir kez daha gündeme geldi. Esasen Mahkemenin herhangi bir yargı merciinden daha fazla tartışılıyor olmasını anayasa yargısının üstlendiği işlev dikkate alındığında tabii karşılamak gerekir. Anayasa Mahkemeleri yargı organlarının bir parçası olmakla birlikte yerine getirdikleri kanunların anayasaya uygunluk denetimi fonksiyonu itibarıyla tüm dünyada siyasetin ister istemez bir parçasıdır. Temelde yasama organına ait olan kanun yapma iktidarına verdikleri kanun iptali veya iptal isteminin reddi kararlarıyla ortak olurlar. Her ne kadar asli kurucu iktidar tarafından anayasayla verilen bir yetki olsa da bu durum Anayasa yargısının demokratik meşruiyetini -özellikle İkinci Dünya Savaşından sonra yaygınlaşmalarının da etkisiyle- doktrinde ciddi bir tartışma konusu haline getirmiştir.
  • Bu analizde öncelikle ifade özgürlüğüne ilişkin normatif ve teorik çerçeveye değinildikten sonra ABD’de ve Avrupa ülkelerinde 7 Ekim’den bu yana gerçekleşen ifade özgürlüğü ihlalleri derlenerek ABD Federal Yüksek Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ışığında değerlendirilmiştir.
  • Türkiye örneğine baktığımızda ise bugüne kadar kabul edilen anayasaların kendilerinden beklenen siyasal istikrara katkı sunmak bir kenara kriz doğurabilecek sorunlu düzenlemeleri veyahut boşlukları bünyelerinde taşıdıklarını söyleyebiliriz. 1924 Anayasası çok partili siyasal yaşamın gereklerine uygun bir kurguya sahip olmadığı için 1946-1960 arasındaki iktidar-muhalefet ilişkilerinin daha barışçıl bir zeminde yürütülmesine destek verememiştir.
  • 2024 Paris Olimpiyatları’na ilişkin başörtüsü yasağı kararı ne ifade ediyor? Fransa’da uygulanan başörtüsü yasağının boyutları hangi düzeyde? Fransız yargısı yasakları nasıl savunuyor, uluslararası hukuk bu konuda ne diyor? Laiklik, başörtüsü yasağına gerekçe teşkil edebilir mi? AİHM ve BM’nin başörtüsü yasağına ilişkin tutumları nelerdir?
  • SETA’nın her yılın sonunda hazırladığı gelenekselleşen SETA Yıllığı Türkiye’nin hem temel gündem maddelerini zengin bir içerikle analiz etmekte hem de gelecek yıllara dair bütüncül bir bakış açısı sağlamaktadır.
  • Elinizdeki eser Türkiye’nin yakın tarihte yaşadığı birçok büyük saldırının arkasında yer alan FETÖ’nün askeri kanadını analiz ediyor.
  • Bu analizde öncelikle ifade özgürlüğüne ilişkin normatif ve teorik çerçeveye değinildikten sonra ABD’de ve Avrupa ülkelerinde 7 Ekim’den bu yana gerçekleşen ifade özgürlüğü ihlalleri derlenerek ABD Federal Yüksek Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ışığında değerlendirilmiştir.
  • Türkiye’de geçmişten bugüne seçimlere duyulan güvenin arkasında seçimlerin dürüstlüğünü sağlayan etkili hukuki teminatlar bulunuyor. Bu analizde de Türkiye’de seçim güvenliğinin hukuki boyutu ortaya koyulmaya çalışılmıştır.
  • SETA’nın her yılın sonunda hazırladığı gelenekselleşen SETA Yıllığı Türkiye’nin hem temel gündem maddelerini zengin bir içerikle analiz etmekte hem de gelecek yıllara dair bütüncül bir bakış açısı sağlamaktadır.
  • Bu analizde kadına yönelik şiddetin yaygınlığı ve sebepleri istatistikler ışığında ortaya konulurken şiddetle mücadelenin ceza hukuku ayağı son kanun teklifi bağlamında incelenmektedir.
  • Bu analizde iki yıllık OHAL süresi boyunca alınan tedbirler ve yapılan işlemler değerlendirilerek OHAL sonrası dönemde terörle mücadelenin daha başarılı yürütülmesi amacıyla yapılacak düzenlemelere değinilmiştir.
  • Anayasa Mahkemesi (AYM), Cumhurbaşkanlığı kararnamelerine ilişkin bu hafta verdiği üç ayrı iptal kararıyla bir kez daha gündeme geldi. Esasen Mahkemenin herhangi bir yargı merciinden daha fazla tartışılıyor olmasını anayasa yargısının üstlendiği işlev dikkate alındığında tabii karşılamak gerekir. Anayasa Mahkemeleri yargı organlarının bir parçası olmakla birlikte yerine getirdikleri kanunların anayasaya uygunluk denetimi fonksiyonu itibarıyla tüm dünyada siyasetin ister istemez bir parçasıdır. Temelde yasama organına ait olan kanun yapma iktidarına verdikleri kanun iptali veya iptal isteminin reddi kararlarıyla ortak olurlar. Her ne kadar asli kurucu iktidar tarafından anayasayla verilen bir yetki olsa da bu durum Anayasa yargısının demokratik meşruiyetini -özellikle İkinci Dünya Savaşından sonra yaygınlaşmalarının da etkisiyle- doktrinde ciddi bir tartışma konusu haline getirmiştir.
  • Türkiye örneğine baktığımızda ise bugüne kadar kabul edilen anayasaların kendilerinden beklenen siyasal istikrara katkı sunmak bir kenara kriz doğurabilecek sorunlu düzenlemeleri veyahut boşlukları bünyelerinde taşıdıklarını söyleyebiliriz. 1924 Anayasası çok partili siyasal yaşamın gereklerine uygun bir kurguya sahip olmadığı için 1946-1960 arasındaki iktidar-muhalefet ilişkilerinin daha barışçıl bir zeminde yürütülmesine destek verememiştir.
  • Türkiye'de her darbenin bir anayasası vardır. İlk anayasamız Kanun-i Esasi dahi Sultan Abdülaziz'e yapılan darbe sonrasında Mithat Paşa'nın öncülüğünde hazırlanıp kabul edilmişti. 1961 ve 1982 Anayasaları ise bizatihi 27 Mayıs ve 12 Eylül darbecilerinin ürünüydü. Bu iki anayasa da darbecilerin etkili olduğu Kurucu Meclisler tarafından hazırlandı. 1982 Anayasasında kurucu meclisin cunta kanadı daha da etkin bir rol oynadı. Anayasanın her maddesinde son söz darbeyi yapan beş generalin oluşturduğu Milli Güvenlik Konseyi'ne bırakılmıştı.
  • 2023 seçimlerinin üzerinden üç ay, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni kabinesini açıklamasından bu yana da iki buçuk aylık bir süre geçti. Kabine, duyurulduğu gün itibarıyla oldukça olumlu bir reaksiyon almıştı. Cevdet Yılmaz, Hakan Fidan, Mehmet Şimşek ve Yaşar Güler gibi isimlerin öne çıktığı kabine; bakanların tecrübeleri, teknik birikimleri ve çalışma alanlarına olan hakimiyetleri itibarıyla muhalif çevrelerde dahi sitayişle karşılandı.
  • Yüzde 86 gibi yüksek bir katılım oranıyla gerçekleşen 14/28 Mayıs seçimlerini geride bıraktık. Cumhurbaşkanı Erdoğan üst üste 16. seçimden de zaferle ayrıldı. Bu serbest ve dürüst seçimlere dayanan demokratik rejimlerde eşine rastlanması pek mümkün olmayan bir başarı.
  • Serbest ve dürüst seçimler, demokrasinin en temel unsurudur. Bir rejime demokratik niteliğini kazandıran birden fazla siyasi partinin hür bir rekabet ortamında yarıştığı genel oya dayalı seçimlerdir. Şüphesiz günümüzün çoğulcu demokrasileri sandıktan ibaret değildir. Seçimle iş başına gelse dahi siyasi iktidarların denge ve denetleme mekanizmalarıyla sınırlandırılması, gücün kuvvetler ayrılığı prensibiyle dağıtılması, bağımsız yargının temel hak ve özgürlükleri koruması liberal demokrasilerin vazgeçilmez koşullarıdır. Ama bütün bunlar demokrasinin en karakteristik niteliği olan seçimlerin önemini azaltmaz.
  • SETA’nın her yılın sonunda hazırladığı gelenekselleşen SETA Yıllığı Türkiye’nin hem temel gündem maddelerini zengin bir içerikle analiz etmekte hem de gelecek yıllara dair bütüncül bir bakış açısı sağlamaktadır.
  • Elinizdeki eser Türkiye’nin yakın tarihte yaşadığı birçok büyük saldırının arkasında yer alan FETÖ’nün askeri kanadını analiz ediyor.