Hatem Ete

T.C. Başbakanlık
Lisans ve yüksek lisans öğrenimini ODTÜ Sosyoloji bölümünde yapan Hatem Ete, 2007-2008'de doktora araştırma bursuyla Columbia Üniversitesi'nde araştırmalarda bulundu. Tek parti dönemindeki vesayeti konu edinen “Democracy and Tutelary Regime in Turkey: The Political and Sociological Roots of Tutelage in Single-Party Era” adlı teziyle ODTÜ Sosyoloji bölümünde doktorasını tamamladı. Halen Yıldırım Beyazıt Üniversitesi'nde öğretim üyesi olan Ete, çeşitli dergi ve gazetelerde yazılar yayımlamakta olup, SETA'da Siyaset Araştırmaları Direktörü olarak görev yaptı.
  • Tayyip Erdoğan'ı cumhurbaşkanlığına götüren süreci yorumlayan SETA analisti Hatem Ete, Erdoğan'ın en önemli başarısının kapalı kapılar ardında meseleleri konuşmaya alışmış siyasi elitlerin aksine, problemleri meydanlara çıkıp toplumla paylaşması olduğunu belirtti.
  • Yeni Türkiye hedefi bağlamında Erdoğan-Davutoğlu ilişkisini değerlendiren SETA analisti Hatem Ete, ‘nasıl bir Yeni Türkiye' sorusunun içini doldururken, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu'nun hem fikir olduklarının altını çizdi.
  • AK Parti, kimlik ihtiyacını siyasi misyonla ikame ederek, hem tabanına siyasi bir sorumluluk aşıladı, hem de kimliğin yükleyeceği toplumsal taban daralması dezavantajından kurtuldu.
  • SETA analisti Hatem Ete, AK Parti 1. Olağanüstü Kogresi'nin Recep Tayyip Erdoğan'a bir vefa ve Ahmet Davutoğlu'na hoş geldin kongresi şeklinde gerçekleştiğini belirtti.
  • AK Parti'nin genel başkan değişimi gündemiyle toplanan olağanüstü kongresi, Erdoğan'ın süreç yönetimindeki liderliği ve Davutoğlu'nun taban ve teşkilatlara güven veren konuşmasıyla, parti bütünlüğünü pekiştiren, değişim korkusunu bertaraf eden şekilde sonuçlandı.
  • Rapor, Gezi Parkı eylemlerinin sosyolojik ve siyasal dinamiklerini geniş bir çerçevede ortaya koyuyor. Eylemcilerin amaç ve profilleri ile birlikte siyasi partilerin tutumunu da değerlendiren rapor, 3 aylık bir çalışma sonunda hazırlandı.
  • Resim Yok
    SETA ve Pollmark tarafından 2497 noktada toplam 10577 kişi üzerinde gerçekleştirilen bu çalışma Türkiye'de bu konuda yapılmış en kapsamlı araştırma.
  • 2013 yılını, Yeni Türkiye'nin inşasında bir geçiş yılı olarak tanımlayan analizde, Gezi Olayları ve Çözüm Süreci başta olmak üzere 2013 yılına damga vuran birçok gelişme irdeleniyor.
  • 2010 yılından beri bir “siyaset arayışı” içerisinde bulunan CHP'nin, 2012'nin ikinci yarısından itibaren bir “arayış siyaseti”ne yöneldiği görülüyor.
  • 'Devletin/ hükümetin yeni Kürt stratejisi' olarak adlandırılan strateji, usul yönünden eski Türkiye'nin zihinsel kodlarına sahiptir ve yeni Türkiye'de yer almaması gereken birçok unsur barındırmaktadır. Her şeyden önce, stratejinin, 'ismi açıklanmayan bir yüksek bürokrat'ın birkaç gazeteci ile yaptığı görüşmeye dayandırılması, siyaset kurumunu ve siyasi aktörleri dışlayan, by-pass eden bir nitelik arz etmektedir. İsmi açıklanmayan bir kamu bürokratının -asker, yargı mensubu veya yüksek bürokrat- yaptığı açıklamalarla siyasi gündemi belirlemesi, eski Türkiye'nin vesayet rejimi içinde görülebilecek bir alışkanlıktır. Nitekim demokrasi tarihimiz boyunca, özellikle de 28 Şubat sürecinde artan bir yoğunlukla, siyasi gündem, ismi açıklanmayan bir yüksek komutana veya yargı mensubuna dayandırılan haberlerle dizayn edilmiştir.
  • Analizde, sırasıyla HEP, DEP, HADEP, DEHAP ve DTP tarafından temsil edilen Kürt legal siyasal oluşumu ele alınıyor.
  • AK Parti, kimlik ihtiyacını siyasi misyonla ikame ederek, hem tabanına siyasi bir sorumluluk aşıladı, hem de kimliğin yükleyeceği toplumsal taban daralması dezavantajından kurtuldu.
  • AK Parti'nin genel başkan değişimi gündemiyle toplanan olağanüstü kongresi, Erdoğan'ın süreç yönetimindeki liderliği ve Davutoğlu'nun taban ve teşkilatlara güven veren konuşmasıyla, parti bütünlüğünü pekiştiren, değişim korkusunu bertaraf eden şekilde sonuçlandı.
  • Siyaset anlayışını, toplumsal taleplerle siyasal temsil arasındaki açığı kapatma misyonuna dayandıran AK Parti, bu misyonu yerine getirme performansıyla toplumdan destek görmeye devam ediyor.
  • 12 Eylül (2010) referandumu ile 10 Ağustos (2014) Cumhurbaşkanlığı seçimleri arasındaki dört yıllık dönemin siyasal denklemi, “Yeni Türkiye'yi inşa” hedefi üzerinde yaşanan iktidar mücadelesiydi.
  • Demirtaş, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Kürt hareketinin geleneksel söyleminden epey farklılaşan bir söylemle ciddi bir oy artışı sağladı. Bu oy artışının hedeflendiği üzere, şimdilik Türk seçmenden öte batıda yaşayan Kürt seçmeni etkilediği görülüyor.
  • Tayyip Erdoğan'ı cumhurbaşkanlığına götüren süreci yorumlayan SETA analisti Hatem Ete, Erdoğan'ın en önemli başarısının kapalı kapılar ardında meseleleri konuşmaya alışmış siyasi elitlerin aksine, problemleri meydanlara çıkıp toplumla paylaşması olduğunu belirtti.
  • Yeni Türkiye hedefi bağlamında Erdoğan-Davutoğlu ilişkisini değerlendiren SETA analisti Hatem Ete, ‘nasıl bir Yeni Türkiye' sorusunun içini doldururken, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu'nun hem fikir olduklarının altını çizdi.
  • SETA analisti Hatem Ete, AK Parti 1. Olağanüstü Kogresi'nin Recep Tayyip Erdoğan'a bir vefa ve Ahmet Davutoğlu'na hoş geldin kongresi şeklinde gerçekleştiğini belirtti.
  • SETA analisti Hatem Ete, geride kalan on yılda muhalefetin ‘Erdoğan karşıtlığı' üzerinden oy aldığını belirterek, Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığıyla siyasette boşluk oluşacağını ve muhalefetin bu boşluğu nasıl doldurulacağının önem taşıdığını belirtti.
  • SETA analisti Hatem Ete, Ahmet Davutoğlu'nun AK Parti Genel Başkanlığı ve Başbakanlık için diğer muhtemel adaylardan farklı olarak siyasi ve ideolojik tasavvura ve kavramsal çerçeveye sahip bir isim olduğunu belirtti.