Türkiye ve Özbekistan arasındaki ikili ilişkiler geçtiğimiz yıllarda stratejik ortaklık seviyesine ulaşmıştır. Bilhassa son dönemlerde artan siyasi ve ekonomik iş birlikleri iki devlet arasında yeni fırsat alanlarının oluşmasına imkan sağlamıştır. Türk Devletleri Teşkilatı’nın iki önemli üyesi olan Türkiye ve Özbekistan arasındaki ticaret hacminde son beş yılda üç kattan fazla artmış kaydedilmiştir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 29-30 Mart 2022 arasında Özbekistan’a yapacağı ziyaretle ikili ilişkilerde yeni başarılara imza atılması beklenmektedir. Ayrıca bu ziyarette Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye-Özbekistan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin ikinci toplantısına katılması planlanmaktadır. Uzmanlar Cevaplıyor bu bölümünde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Özbekistan ziyaretinin hem mevcut ikili ilişkilere hem bölgeye yansımalarını daha iyi anlamak adına alanında uzman isimlerin görüşlerine yer vermektedir.
Hazırlayan
Gloria Shkurti Özdemir
Uzmanlar
Mehmet Yüce
Fırat Purtaş
İlyas Topsakal
Kutluk Kağan Sümer
Yaşar Sarı
Mehmet Yüce
Azerbaycan İktisat Üniversitesi
Özbekistan; jeopolitik ve jeostratejik konumu, kültürel mirası, demografik ve ekonomik potansiyeli itibarıyla hem Orta Asya hem de Türkiye için kilit role sahip bir ülkedir. Orta Asya coğrafyasının kalbinde yer alan Özbekistan, bölgedeki bütün ülkelerle sınırdaş olup bozkırlar, çöller ve dağların arasında büyük ulaşım ve ticaret yollarının kavşağında stratejik bir konumdadır. Uzun yıllar İslam medeniyetinin merkezlerinden biri olmasının yanı sıra Türk, Fars ve Arap kültürlerinin yoğun bir zenginlikle iç içe geçtiği bir coğrafyada yer almaktadır. Türk-İslam medeniyetinin neşvüneması sonucu bilim, edebiyat, felsefe ve sanat alanlarında ekol olan birçok önemli şahsiyet (İmam-ı Azam Ebu Hanife, İmam Maturidi, İmam Buhari, Şah-ı Nakşibendi, Ali Kuşçu, Ali Şir Nevai gibi) bu bölgede yetişmiştir. Sonuç olarak 35 milyonu aşan nüfusu ile jeostratejik konumu, köklü tarihi, zengin kültürel değerleri ve ekonomik potansiyeliyle Orta Asya’nın kilit ülkesi olan Özbekistan, Türk dünyasında mümtaz bir yere sahiptir. Türkiye ile Özbekistan arasında tesis edilecek sağlam bir ilişki ile Türk-İslam dünyasında sağlanacak sinerji birçok önemli adımın atılmasına zemin oluşturacaktır. Bu nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Özbekistan ziyareti atılacak bu adımların altyapısını oluşturması adına önem arz etmektedir.
Türk halkının gönül coğrafyasında mümtaz bir yere sahip Özbekistan ile Türkiye arasındaki gelişen hadiseler eksenli oluşan ilişkiler inişli çıkışlı bir seyir izlemiştir. Özbekistan’ın yeni seçilen Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in izlediği dışa açık politika ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özel çabası sonucu iki ülke ilişkileri yeni bir ivme yakalamış ve 2017’de stratejik ortaklık seviyesine çıkartılmıştır. Bu ziyaret iki ülke arasında önemli iş birliği imkanları sunmasının yanı sıra Kazakistan’da meydana olayların benzerinin Özbekistan’da da çıkabileceği ima edilerek Taşkent yönetimine karşı başlatılan olumsuz propaganda ya da baskılama siyasetine karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şahsında ve güçlü liderliğinde bu ülkeye verilen bir destek ve önemli bir mesaj niteliği taşımaktadır. Ayrıca bu ziyaret Özbekistan’ın bölgede liderlik pozisyonunu sağlayacak olan altyapının aktifleştirilmesi yönünde güçlü bir sinerji de oluşturacaktır.
Ziyaretin dinamik ve büyük nüfus yapısı ile girişimcilik ruhuna sahip Özbekistan ile Türkiye arasında ekonomik ilişkilerin canlandırılması ve dış ticaret hacminin 5 milyar dolara çıkarılmasına katkı sağlaması da beklenmektedir. Bununla birlikte bu ziyaretten savunma sanayii alanındaki iş birliğinin geliştirilmesi ve eğitim alanında başlatılan faaliyetlerin hızlandırılması konularında da ciddi beklentiler söz konusudur.
Fırat Purtaş
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Özbekistan ziyareti Ankara ve Taşkent yönetimleri arasındaki diplomatik ilişkilerin 30’uncu yıl dönümüne denk gelmektedir. Özbekistan’ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülke olan Türkiye 4 Mart 1992’de Özbekistan’da büyükelçiliğini açarak iki ülke arasındaki diplomatik ilişkileri başlatmıştır. Ankara-Taşkent ilişkileri 2018’de imzalanan anlaşmayla stratejik ortaklık düzeyine çıkarılmıştır. 29-30 Mart 2022 arasında gerçekleştirilecek olan ziyaret kapsamında cumhurbaşkanlarının katılımıyla Türkiye-Özbekistan Yüksek Düzeyli Stratejik İş birliği Konseyi’nin ikinci toplantısı düzenlenecektir. Dinamik bir şekilde gelişen ikili ilişkilerde 2016 sonunda başlayan yeni dönemin mimarları Cumhurbaşkanı Erdoğan ve mevkidaşı Şevket Mirziyoyev’dir. Zira Cumhurbaşkanı Erdoğan Kasım 2016’da Mirziyoyev henüz geçici olarak devlet başkanlığını yürütürken Özbekistan’ı ziyaret etmiş ve kendisiyle dostluk tesis etmiştir. Bu ilk görüşmeden sonra iki lider karşılıklı ziyaretler dışında katıldıkları uluslararası toplantılar vesilesiyle de çok sayıda görüşme gerçekleştirmiştir.
Özbekistan’da 25 Ekim 2021’de devlet başkanlığı seçimleri yapılmış ve Mirziyoyev oyların yüzde 80,1’ini alarak beş yıllığına ikinci kez göreve gelmiştir. Yürürlüğe koyduğu reformlarla dünyanın takdirini toplayan Mirziyoyev’in eğitim, sağlık, ekonomi ve demokratikleşme alanlarında yürüttüğü politikalar Özbekistan halkı tarafından da yaygın olarak kabul görmektedir. “Üçüncü Rönesans” olarak adlandırdığı kapsamlı reformlarla “yeni Özbekistan”ı inşa eden Mirziyoyev’in dışa açık çok yönlü dış politikasında Türkiye ile iş birliği özel bir yere sahiptir. Türkiye özellikle ticaret, yatırımlar, bankacılık, turizm, sağlık ve yükseköğretim gibi konular başta olmak üzere pek çok alanda Özbekistan’ın kalkınmasına katkı sunmaktadır.
Devlet Başkanı Mirziyoyev’in önem verdiği alanların başında ulaşım koridorları kurulması suretiyle karaya hapsolmuş bir ülke olan Özbekistan’ın limanlara ulaşımını sağlamak ve dünya ile bağını güçlendirmek gelmektedir. Bu bağlamda Hazar geçişli ulaşım ve enerji projelerine dahil olmak Özbekistan için hayati önem taşımaktadır. Ekim 2019’da Türk Devletleri Teşkilatı’na üye olan ülkenin teşkilat içerisinde öncelik verdiği alanların başında diğer üyelerle karşılıklı ticaretin ve yatırımların artırılması bulunmaktadır.
Ankara-Taşkent ilişkilerinde kültürel ortaklık ayrı bir başlıktır. TÜRKSOY, TÜRKPA, Türk Devletleri Teşkilatı gibi Türk dünyası entegrasyon kurumlarında birlikte yer alan iki ülkenin kültür politikaları karşılıklı güveni güçlendirici bir rol oynamaktadır. Erdoğan ve Mirziyoyev gençliğe özel önem veren liderlerdir. Gençliğin aşırılıktan ve radikal akımlardan korunması ve kendi değerleriyle kaliteli bir eğitim alması için ortak girişimler başlatılmıştır. Semerkant’ta kurulan Uluslararası İmam Buhari Enstitüsü, Türkiye’nin de destek verdiği bir eğitim ve araştırma kurumudur. Yakın dönemde Türkiye-Özbekistan ortak üniversitesinin faaliyete geçmesi de hedeflenmektedir.
Özbekistan, Taliban’ın Afganistan’da kontrolü ele geçirerek geçici yönetim kurması sürecini yakından takip etmektedir. İkili ve çok taraflı platformlarda ortaklıklar yürüten Türkiye ve Özbekistan son dönemde özellikle Afganistan’da istikrarın sağlanabilmesi konusunda aktif diplomasi izlemektedir. Rusya-Ukrayna savaşının sonlandırılması ve barışın tesisi için de aynı yaklaşımı benimseyen iki ülke yönetimi komşularıyla bir istikrar kuşağı kurmak suretiyle bölgesel ve küresel güvenliğe katkı sunmaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Özbekistan ziyareti sadece ikili ilişkiler değil Büyük Avrasya jeopolitiğinin geleceğini şekillendirme açısından da önemlidir.
İstanbul Üniversitesi
Özbekistan, Orta Asya bölgesindeki merkezi konumu, diğer bölge ülkelerinin tamamıyla (Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan) kara sınırına sahip tek ülke olması ve bölgeler arası geçişleri sağlaması hasebiyle jeopolitik önem taşır. 34,2 milyonluk nüfusuyla bölgenin en ağırlıklı nüfusunu barındıran Özbekistan, tarihi hafızası olan kültürel kodlarıyla etrafındaki ülkelere geçmişin izlerini de yaşatmaktadır. Özbekistan’da en önemli maden kaynağı altın yataklarıdır, bunun yanında yer altı kaynakları bakımından kendine yeten ender ülkelerden birisidir. Amuderya ve Sırderya adlı dünyanın en büyük iki nehri arasında bulunan topraklarıyla tarımsal alanda çok büyük potansiyele sahiptir. Tarım, bilhassa teknolojik tarım son yıllarda en çok yatırım yapılan sektördür. Ülkenin dış ticaret hacmindeki paylarına göre ortakları ise sırasıyla Çin, Rusya ve Türkiye’dir. Ortak çalışmalar tarım, teknoloji, bilgi iletişim, sosyokültürel ve eğitim alanlarında Türkiye lehine gün geçtikçe artmaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özel ilgi ve çabasıyla birçok alanda ortak projeler bakanlıklar nezdinde yürütülmekte, karşılıklı ortak inovasyon merkezleri vasıtasıyla insan kaynaklarımız eş güdümlü hale getirilmektedir.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından bağımsızlığını kazanan Özbekistan, bölge ülkeleri arasında uluslaşma sürecinde de diğer ülkelere göre daha başarılı görünürken; Taşkent, Buhara ve Semerkant gibi tarihi açıdan kültürel değeri ve aynı zamanda dönemin ticaret merkezleri olan antik kentleriyle günümüzde de Orta Asya’nın ruhunu yaşatmaktadır. Uluslaşmanın en temel ögesi olan maddi kültürel varlıkların ve eğitim kurumlarının derinliği bu sürece olumlu katkı sağlarken diğer ülkelere de kaynaklık etmesi bakımından oldukça mühimdir.
Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev 2003’ten 2016’ya kadar başbakanlık görevini yürütmüş ve halkın sevgisini kazanmış bir politikacı olarak cumhurbaşkanı seçilmiştir. Halen görevini sürdürmekte olan Mirziyoyev ülkesinin hem iç siyasetinde hem de dış politikasında önemli değişikliklere gitmiştir. Bu çerçevede iç bünyedeki yeniden kalkınma hamlesine ve idari düzenlemelere dış politikada açık ve çok taraflı anlayışla ciddi bir ivme kazandırmıştır.
Ayrıca Çin-Orta Asya-Rusya ve Avrupa arasındaki tarihi yolun en önemli kavşağını oluşturan Özbekistan bu yönüyle ister Çin’in isterse diğer güçlerin lojistik projelerinde merkezde yer almakta ve Orta Asya’nın dış dünyaya açılan kapısı konumundadır. Bu nedenle Özbekistan’ın jeopolitik önemi yıllar içinde artarak devam edecek, karayla çevrili ve denizlere çıkışı olmayan coğrafyası bir geçiş noktası olabilecektir. Bu yönüyle pazarlar arasında bir ticaret, ulaşım ve enerji merkezi haline gelebilecektir. ABD’nin Afganistan’dan çekilmesiyle birlikte düzensiz göç dalgasının Özbekistan’ı etkilemesi hem bölge hem de ülkenin kendisi için önemli zorlukları gün yüzüne çıkarabilir. Çünkü Özbekistan ordusunun meydana gelebilecek çatışmalı bir durumda kendi iç güvenliğini sağlama hususunda zorluklar yaşama ihtimali söz konusudur. Özbekistan’ın Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü’ne (KGAÖ) üye olmaması belirli derecelerde özerk politikalar yürütmesi için fırsatlar sunmakta ve bu alanda Türkiye başta gelmek üzere bölgesinin etkin güçleriyle ortak projeler yürütebilmesi imkanı değerlendirilmektedir.
Etiketler:
- Dış Politika
- Uzmanlar Cevaplıyor
- 24 Şubat 2022 Rusya'nın Ukrayna'yı İşgali
- Antalya Diplomasi Forumu (ADF)
- Azerbaycan
- Başkan Recep Tayyip Erdoğan
- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
- Diplomasi
- Dış Ticaret
- Donetsk
- Güney Kafkasya
- Haydar Aliyev
- Kafkaslar
- Kafkasya
- Karakalpakistan Özerk Cumhuriyeti
- Kazakistan
- Kırgızistan
- Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü (KGAÖ)
- Kolektif Savunma | Kolektif Güvenlik
- Lider Diplomasisi
- Luhansk
- Orta Asya
- Özbekistan
- Özbekistan Cumhurbaşkanı
- Recep Tayyip Erdoğan
- Rusya
- Rusya-Ukrayna Savaşı
- SETA
- SETA Çalışmaları
- SETA Uzmanları Cevaplıyor
- Şevket Mirziyoyev
- Türk Devletleri Teşkilatı (TDT)
- Türk Dış Politikası
- Türk Dünyası
- Türk Keneşi | Türk Konseyi | Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (TDİK)
- Türkiye
- Türkiye Dış Politikası
- Türkiye-Özbekistan Ekonomik İlişkileri
- Türkiye-Özbekistan İlişkileri
- Türkiye'nin Orta Asya Politikası
- Ukrayna
- Uluslararası İlişkiler
- Virüs