Alman Leopar 2 Tankları

Uzmanlar Cevaplıyor: Almanya’nın Ukrayna’ya Leopard Tankı Desteği

Almanya Şansölyesi Olaf Scholz ülkesinin Ukrayna’ya on dört adet Leopard 2 tankı ve gerekli lojistik ile mühimmat sağlayacağını açıkladı. Bunun yanında Almanya, envanterinde Leopard tankı bulunan farklı ülkelerin de söz konusu tankları Ukrayna’ya göndermelerine onay vereceğini belirtti. Halihazırda ABD ve İngiltere’nin kendi tanklarının yanı sıra envanterinde Leopard tankları bulunan Polonya, İspanya, Hollanda ve Norveç gibi ülkeler de Ukrayna’ya bu tankları göndermeyi düşündüklerini ifade ettiler. Dolayısıyla Ukrayna ordusunun askeri kabiliyetlerinde önemli bir artış sağlayabilecek bir uluslararası trendin ortaya çıkma ihtimali oluştu.

Almanya Şansölyesi Olaf Scholz ülkesinin Ukrayna’ya on dört adet Leopard 2 tankı ve gerekli lojistik ile mühimmat sağlayacağını açıkladı. Bunun yanında Almanya, envanterinde Leopard tankı bulunan farklı ülkelerin de söz konusu tankları Ukrayna’ya göndermelerine onay vereceğini belirtti. Halihazırda ABD ve İngiltere’nin kendi tanklarının yanı sıra envanterinde Leopard tankları bulunan Polonya, İspanya, Hollanda ve Norveç gibi ülkeler de Ukrayna’ya bu tankları göndermeyi düşündüklerini ifade ettiler. Dolayısıyla Ukrayna ordusunun askeri kabiliyetlerinde önemli bir artış sağlayabilecek bir uluslararası trendin ortaya çıkma ihtimali oluştu.

Bu kapsamda Almanya’nın bu kararının ardında yatan nedenlerin yanı sıra muharebe sahasında önemli bir araç olarak görülen Leopard 2 tanklarının Rusya-Ukrayna savaşının gidişatına yönelik muhtemel etkileri ve daha makro düzeyde uluslararası güvenlik bakımından olası getirilerini konunun uzmanları aşağıdaki üç soru çerçevesinde cevapladı.

Sorular:

  1.  Almanya bu kararı günümüze kadar neden almadı? Kararın şimdi alınması neye dayanıyor?
  2.  Ukrayna’ya Leopard tanklarının gönderilmesi Rusya-Ukrayna savaşındaki dengeyi ne ölçüde etkileyebilir? Söz konusu tankın muharebe sahasındaki önemi konusunda neler söylenebilir?
  3.  Ukrayna’ya birçok NATO üyesi ülkenin ana muharebe tanklarını göndermesi uluslararası güvenlik ve istikrar bakımından ne tür etkiler doğurabilir? Böylesi bir durum Rusya-Ukrayna savaşının tırmanması ve yayılması gibi riskler taşıyor mu?

Hazırlayan

Rıfat Öncel

Uzmanlar

Kemal İnat
Murat Aslan
Muhammed Koçak
Mehmet Okkan
Kasım İleri


Kemal İnat
Sakarya Üniversitesi

Kararın geç alınmasının iki önemli nedeni var. Birincisi Almanya’nın Rusya konusunda izlemeye çalıştığı ama artık pek de başarılı olamadığı denge politikası, ikincisi de Berlin’deki federal hükümette bu denge politikası konusunda çok büyük çatlak yaşanmasıdır. Koalisyonun küçük ortakları Yeşiller ve FDP (Freie Demokratische Partei, Hür Demokrat Parti) Rus saldırganlığına karşı sert bir politika izlenmesi gerektiğini savunuyor ve bu konuda ABD çizgisine yakın bir pozisyona sahipler. Yeşiller partisine mensup Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock ile FDP’nin önemli isimlerinden Federal Meclis Savunma Komisyonu Başkanı Marie-Agnes Strack-Zimmermann, Ukrayna krizinde Rusya karşıtlığının bayraktarlığını yapıyorlar. Her ikisi de bu meselede Şansölye Olaf Scholz’un temkinli denge politikasını açıktan eleştirmekten de çekinmiyorlar.

Strack-Zimmermann’ın “Batı dünyası Almanya’nın karar almasını ve liderlik yapmasını bekliyor. Fakat federal hükümet baskının artmasını bekliyor ve ancak ondan sonra harekete geçiyor” şeklindeki sözleri aslında Almanya’nın Rusya-Ukrayna savaşının başından beri izlediği politikayı özetliyor. Ekonomik ve güvenlik kaynaklı nedenlerle Rusya ile ilişkilerini belirli bir düzeyin altına sürüklemek istemeyen Almanya; bir taraftan Rusya’ya baskı diğer taraftan Ukrayna’ya destek konusunda sürekli olarak ABD’nin ve hatta Polonya, Litvanya ve Çekya gibi AB üyesi Doğu Avrupa ülkelerinin gerisinden geldi. Ancak üçlü koalisyon hükümetindeki küçük ortakların şahin politikaları ve Batılı ortaklarından gelen baskılar şimdiye kadar Şansölye Scholz’un geri adım atması sonucunu doğurdu. Leopar 2 tanklarının Ukrayna’ya teslimatı konusunda da aynı senaryo yaşandı. Bu silahların Ukrayna’ya teslimatının Rusya ile krizi daha da derinleştireceğinden endişe eden Scholz önce bu sevkiyata yanaşmadı ama koalisyon ortakları, Washington’dan ve bazı AB üyelerinden gelen baskılar üzerine geri adım atarak hem Almanya’nın on dört adet Leopard 2 A6 tankını Ukrayna’ya göndermesine hem de başka ülkelere satılmış olan bu tip tankların Ukrayna’ya teslim edilmesine izin verdi.

Yukarı git


Murat AslanMurat Aslan
Hasan Kalyoncu Üniversitesi

Almanya’da gelenekselleşmiş bir anlayış var. Rusya hiçbir zaman doğrudan “karşıtlaştırılmak” istenmiyor. Muhtemelen İkinci Dünya Savaşı öncesinde yaşanmış olaylar Alman zihniyetinde genetik bir kod oluşturmuş halde. Yani tarihi olaylardan alınan bir “ders” var. İkinci husus Alman ordusunun bir konvansiyonel savaşa hazırlık düzeyinin çok zayıf olması. Amerikan güvenlik garantileri nedeniyle Almanya uzun yıllardan beri kalkınmaya öncelik veren bir siyasi tercihe sahip. Savunma sanayii ürünleri kaliteli ama ihraç odaklı. Bu nedenle Ukrayna’ya gerçekleşen Rus saldırısı sonrasında bir anda 100 milyar avro tutarında acil bir bütçe paketi savunma alanına tahsis edildi. Alman Hava Kuvvetlerinin mevcut durumu ise geçtiğimiz yıllarda gazete haberlerine konu oldu. Büyük bir zafiyet içindeler. İki Almanya’nın birleşmesi sonrasında işsiz Doğu Almanlara istihdam yeri olan Alman ordusunun durumu da pek parlak değil. O halde askeri bir risk veya tehdit oluşturabilecek her türlü siyasi kararın Alman askeri “gerçeklerine” uygun olması gerekiyor.

Ukrayna’ya Leopard 2 tanklarının sevk edilmesi veya daha önce satış yapılmış ülkelerin bu kararına “olur” verilmesi hususu da bu çerçevede ele alınabilir. Tankların hibe edilmesi Ruslar açısından düşmanca bir hareket olarak algılanacaktır. Bu durumun mukabil bir eyleme yol açabileceği endişesi de mevcuttur. Rusların, Alman siyasi tercihlerine verebileceği asimetrik mukabele özellikle Alman ekonomisi için büyük riskler taşıyor. Yani savaşın kendine has girdabına kapılma ve savaşa katılmamış olsa dahi olumsuz sonuçlarını derinden hissetme gibi olasılıklar Almanya’yı tereddüde sevk ediyor. Ancak savaşın genel hali ve ABD başta Batılı ülkelerin baskısı Almanya’yı Ukrayna lehine karar vermeye itmiştir.

Tankların savaşa katkısı; zırh korumasıyla, muharebenin temposunu artırabilecek manevrayı üstün ateş gücü ile başarabilmesi. Rusya-Ukrayna savaşının hat şeklinde mevzi harbine dönüştüğü dikkate alınırsa Rus savunmasını özellikle bahar aylarında hassas bir duruma düşürmek için zırhlı birliklere ihtiyaç var. Nitekim Mariupol-Donetsk arasından Azak Denizi’ne ulaşmak ve Kırım’a yönelik bir müteakip harekat için koşulları şekillendirmek adına Rus cephesinin yarılması gerekir. Bu nedenle Ukrayna hızlı, ateş gücü yüksek ve zırh koruması bağlamında güçlü tanklarla Rus tanksavar savunmasını aşmak istiyor.

Rus zırhlı araçlarının bakıma muhtaç hali ve piyadenin hassasiyeti zırhlı birlikler bağlamında bir açılım gerektiriyor. Ayrıca Rusların BTR ve BMP cinsi zırhlı personel taşıyıcılara bağımlı olması dikkate alınmalıdır. Tabii BMP-3 zırhlı muharebe aracının 100 mm kule topu, 30 mm top, 12,7 mm uçaksavar ve üç adet makineli tüfek ile üstün ateş gücüne sahip olması da dikkate alınmalı. Ancak günün sonunda tanklar açısından bu araçlar kolay hedeftir.

Rusların elinde bulunan AT-3, AT-5, AT-7 ve AT-13 gibi eski nesil tanksavar silahlarının Leopard’ın zırhına karşı etkisiz kalacağı açıktır. Rusların BMP cinsi zırhlı araçlarından kullanılan tanksavar silahlarının AT-3 veya AT-5 olduğu; Rus bölükleri ve taburlarının envanterinde AT-7 ve AT-13 bulunduğu dikkate alınırsa Leopard 2 iyi bir seçenektir. Öte yandan Rusların tabur seviyesinde bulunan kablo güdümlü Konkurs ve lazer güdümlü AT-14 cinsi tanksavar silahlarına dikkat çekmek gerekir. Genel olarak tankların menzili 3 kilometre civarında ancak bu tanksavar silahları sırasıyla 5 ve 5,5 kilometre menzile hassas vuruş yapabiliyor. O halde menzil ve zırh delme kabiliyeti bağlamında bu tanksavar silahları Leopard’ları durdurabilir.

Tanksavar güdümlü mühimmatların yanında taarruz helikopterlerinin aslında tank avcısı olduğu dikkate alındığında Leopard’lara karşı Mi-24 ve Kamov KA-52 taarruz helikopterlerinin görüleceği anlaşılıyor. Bu helikopterler tanksavar füzeleri ile hedefe yanaşmadan tanklara karşı Ruslara üstünlük kazandırabilir. O halde Ukrayna ordusunun omuzdan atılabilen hava savunma silahları konusunda tekrar takviye edilmesi gerekebilir.

Ayrıca Rusların Ukrayna tanklarını kanalize etmek için yoğun istihkam faaliyetleri ve tank imha bölgesi inşa edeceği kesin gibi görünüyor. Rusların istihkam savaş araçları eski nesil olmasına rağmen mahareti büyük. Eski nesil BTM ve MDK cinsi istihkam araçları dakikada 10 metre süratle 3 metre genişliğinde ve 1,5 metre derinliğinde hendek kazabiliyor. O halde arka arkaya iki istihkam aracı rahatlıkla Leopard’ları durdurabilecek hendekleri birkaç hafta içinde hazırlayabilir. Rusların tankları önce uygun düzlüklere kanalize etme ve tank imha bölgeleri oluşturma taktiği izlemesi beklenebilir.

O halde Ukrayna’nın doğusunda cephe savaşı haline dönüşen harbin yakın gelecekte tank ve tanksavar savaşı haline gelebileceğini tespit etmek gerekir.

Rusların Ukrayna’da istediği harp temposunu elde edemediği malum. İleri harekatın devam ettirilmesi bir yana referandum icra edilmiş dört ile ve Kırım’a sıkışmış bir halde. Cephede böyle bir doyum noktası yaşanırken Rusların Batılı ülkelere askeri bir tehditte bulunması pek mümkün değil. Ancak Ruslar asimetrik ve dolaylı yöntemlerle Ukrayna’ya destek sağlayan ülkelere cevap verebilir. Enerji ile ilgili daha önce atılmış adımlar dikkate alındığında Rusya’nın asimetrik seçenekleri de kısıtlı. Muhtemel Rus eylemleri; tatbikatlarla kuvvet gösterisi yapmak, NATO’yu sürekli alarm halinde tutmak ve ekonomik bağlamda Batılı ülkeleri zor kararlar almaya itmek yönünde olabilir.

Rusya’nın Batılı ülkelere cevabını Ukrayna’da askeri bağlamda vermesi daha muhtemel görünüyor. Belarus üzerinden ikinci bir cephe açılması ve stratejik silahların devreye sokulması halinde savaşın dengeleri değişebilir. Ukrayna için daha fazla zayiat anlamına gelen bu tercih özellikle siviller için riskler barındırıyor. Bu kapsamda Kiev ve Lviv’in daha fazla hedef alınması muhtemel görünüyor. Ayrıca Ukrayna’ya batı sınırlarından gelen yardımların kesilmesi bağlamında ulaştırma hatları daha yoğun etki altına alınabilir. Bu durumda savaşın Avrupa’ya sıçramasından ziyade Ukrayna’da sonuçlandırılması en muhtemel öngörü olarak ortaya çıkıyor. Nihayetinde NATO’nun 5. maddesinin işletilmesi Rusların da isteyeceği bir gelişme değil.

Yukarı git


Muhammed KoçakMuhammed Koçak
Ankara Medipol Üniversitesi

Moskova yönetimi, Rusya-Ukrayna savaşının sadece Kiev ile gerçekleştirdikleri bir mücadele değil Avrupa ve ABD’yi de içine alacak şekilde Batı ile gerçekleşen bir mücadele olduğunu değerlendiriyor. Ukrayna ile Batı arasında askeri ve ekonomik bağlar arttıkça Rusya gerek içeride gerek dışarıda Batı ile savaştığı argümanını işliyor. Bu değerlendirmeye bağlı olarak savaşın kaybedilmesi ihtimalinde gerek Putin yönetiminin Rusya’daki etkisi gerekse Rusya’nın küresel düzendeki statüsü tehlikeye gireceğinden Moskova bu savaşı kaybetmemek için çatışmanın yayılmasını ve tırmanmasını göze almaktan çekinmeyecektir. Dolayısıyla savaşı ne olursa olsun kazanma arzusunda olan Rusya, Ukrayna’ya yönelik yapılan tüm yardımların –Rusya geri adım atmayacağı için– savaşı uzatmaya, yaymaya ve tırmandırmaya sebebiyet vereceğini değerlendirmektedir. Bu sebeple Rusya’nın resmi söylemi Batı ülkelerinin daha fazla can kaybına sebep olunmaması için Ukrayna’ya yardımı kesmesi ve iki ülke arasındaki savaşın Batı’ya yayılarak Avrupa ekonomilerini zora sokmaması gerektiği doğrultusundadır.

Almanya’nın yeşil ışık yaktığı Leopard tanklarının Ukrayna’ya verilmesi durumu da bu bağlamda değerlendirilmelidir. Burada bir parantez açmak gerekirse savaş öncesinde özellikle enerji alanında Berlin ve Moskova yönetimleri arasında ciddi bir iş birliği mevcuttu. Her ne kadar savaşın başlamasıyla bu ilişkiler zayıflasa da Almanya, Rusya’ya karşı daha temkinli bir çizgi izleyerek Ukrayna’ya yardımlar konusunda çekingen davranmıştır. Leopard tanklarının Ukrayna’ya gönderilmesi bir anlamda bu çizgiden bir adım daha uzaklaşılması manasına geliyor. Bu konuya yönelik Rus yetkililerden gelen yorumlar da Rusya’nın savaşın gidişatı ve Moskova-Berlin ilişkilerine yönelik tutumuna paralel şekilde gerçekleşmiştir. Örneğin konuyla alakalı konuşan Kremlin Basın Sözcüsü Dmitri Peskov, Leopard tanklarının gönderilmesinin Rus-Alman ilişkilerinde derin bir yara açacağını ve savaşı uzatmaktan başka bir işe yaramayacağını kaydetmiştir.

Leopard tanklarının Ukrayna’nın savaşma kabiliyetine pozitif etki yapacağı hem birçok uzman hem de Ukrayna ordusu yetkilileri tarafından değerlendirilmektedir. Fakat Rusların da bu etkiye cevap vererek savaşı tırmandırmaya yönelik hamleler yapacağı açıktır. Dolayısıyla Leopard tankları Ukrayna’nın savaş sahasında hızlı bir galibiyet elde etmesini sağlamadığı müddetçe Berlin yönetiminin bu kararı savaşın belli ölçüde tırmanması sonucunu beraberinde getirecektir. Burada Berlin ve Kiev yönetimleri Leopard tanklarının Ukrayna’nın savaş kabiliyetine kritik bir etki yapacağını savunurken Moskova yönetimi ise bu yardımın savaşı yaymaya ve tırmandırmaya yarayacağını savunmaktadır.

Yukarı git


Mehmet Okkan
Emekli Tümgeneral

Ukrayna Kara Kuvvetlerinin Rusya Kara Kuvvetlerine karşı yeniden taarruz gücüne ulaştırılması yönünde ABD öncülüğündeki Avrupa (NATO+AB) ülkeleri ağır silah yardımlarına hız verdi. Bu kapsamda kara kuvvetlerinin karar silahlarından olan tank yardımları son günlerde öne çıkmaktadır. Avrupa Kıtası’nda bir asrı geçkin süredir tank üretim sanayiinin tartışmasız lideri olan Almanya’da da uzun süren tartışmalar sonrasında Ukrayna’ya 14 adet Leopard 2A6 tankının hibe edilmesi kararı alındı.

Bu kararın alınması öncesinde Almanya siyasi çevrelerinde ve iç kamuoyunda uzun süre çalkantılar yaşandı. Bu karar bir taraftan siyasi olarak Mecliste Şansölye Olaf Scholz ile kendi hükümet üyelerini diğer taraftan da askerler ile savunma sanayiini (Rheinmetall, Leopard 2 tank üretimini yapan savunma sanayii firması) karşı karşıya getirdi.

Ukrayna’ya Leopard 2 gönderme konusunda Alman hükümeti ayak diretirken Rheinmetall firması ise iki hafta önce bir çıkış yaparak eğer istenirse 139 tankın teslim edilebileceğini açıkladı. Aynı firmanın CEO’su bir hafta sonra düzeltme yaparak tankların 110 tanesinin ancak 2024’te teslim edilebileceğini bildirdi. Siyasiler ve bilhassa askerler ticari zihniyetli bu çıkıştan (Rheinmetall firması, Avrupa, Asya ve Ortadoğu pazarının 2 bin 500 tanklık ticari pastasını Türkiye veya Güney Kore’nin ele geçirmesinden endişelendiği için tanklarının Rusya-Ukrayna savaşı aracılığıyla ticari değerini artırmaya çalışmaktadır) oldukça rahatsız oldular. Zira Alman ordusunun envanterindeki 320 adet Leopard 2’den sadece 212 tanesi (yüzde 66’sı) göreve hazır ve geri kalan tanklar parça bekler vaziyette arızalı olduğu halde bu işten sorumlu firmanın dış pazara yönelmesi askeri çevrelerde infiale neden oldu.

Gelinen aşamada Almanya’nın Leopard 2A4’lerinin kendilerini koruma sistemlerinin olmaması nedeniyle Suriye’de hasar görmelerinden kaynaklı olarak kaybettiği imajını yeniden kazanmak amacıyla geliştirdiği Leopard 2A6’ları Ukrayna harekat alanına sürerek hem imaj tazelemeye çalıştığı hem de bir asırdır tank üretimi ve satışı konusunda kurduğu ticari hegemonyayı koruma amacı güttüğü görülmektedir.

Diğer taraftan Almanya’nın haricinde Leopard 2 A6 tankı kullanan ülkelerin (başta Polonya olmak üzere) bu tankları Ukrayna’ya verebilmelerine dair Almanya’dan beklenen müsaade de Alman hükümeti tarafından ilgili ülkelere ulaştırılmıştır. Bu müsaadenin bir önemi de tank hibelerini kapsamasının yanı sıra Leopard 2 eğitimi verme, yedek parça temini veya bakım sistemi kurma yetkilerini de içermesidir. Bu müsaade ise Leopard 2 tankı vermekten daha önemli bir adımı ifade etmektedir. Zira tank gibi ağır harp silah araçlarının ikmal ve bakım zinciri oluşturulmadan muharebe sahasında başarıyla kullanılması ve idamesi mümkün olmamaktadır. Ayrıca zaman gerektiren bu işe hemen başlanmadığı takdirde bu tanklar muharebe sahasına ulaşsa bile kısa sürede elden çıkacakları aşikardır.

Yukarı git


Kasım İleri
Araştırmacı-Gazeteci

ABD Başkanı Joe Biden’ın kararına rağmen Amerikan ordusunun, Rusya-Ukrayna savaşında tankların kullanımının neden olacağı “yüksek maliyet ve düşük stratejik etkiye” dair görüşü değişmedi.

ABD ordusu uzun süredir topyekün muharebelerde tank gibi ağır zırhlıların öneminin azaldığını savunan doktrin ve tartışmaları işliyor. ABD’li askeri yetkililer Rusya-Ukrayna savaşının başından beri muharebe sahasına tanklarla çıkılmasına “maliyeti yüksek, stratejik etkisi düşük bir taktik” olarak bakıyor. Pentagon başta olmak üzere Amerikan güvenlik bürokrasisi özellikle de bakım ve idamesi oldukça masraflı olan Abrams tanklarının Ukrayna ordusuna verilmesinin mantıklı bir yol olmadığını savunuyor. Üstelik bu görüş Başkan Biden’ın kararına rağmen değişmiş değil.

Öte yandan kamuoyuna açıklanmasa da Washington’da düşük bir olasılık olarak tartışılan bir başka konu Ukrayna ordusunun geniş bir zırhlı birlikle yapacağı hamlenin bedelinin ağır olacağı ve çatışmaların dozunu artıracağına yönelik duyulan endişe.

Biden yönetiminin bu iki faktöre rağmen Ukrayna’ya tank verme kararının ardında ise askeri bir hesaplamadan ziyade Almanya’daki Ramstein Üssü’nde Ukrayna Temas Grubu olarak bilinen elli ülkenin savunma bakanlarının bir araya geldiği toplantıda yaşanan tartışma yatıyor. Toplantıda Almanya’nın ABD’den önce Ukrayna’ya tank vermeyeceğini açıkladığı iddia edildi. Berlin yönetiminin aynı zamanda Alman yapımı tankları Ukrayna’ya vermek isteyen diğer ülkelere daha önce onay vermemesi de tartışmalara neden oldu. Bu ise Washington’da Beyaz Saray, Dışişleri ve Pentagona “NATO içerisinde çatlak mı var?” minvalinde soruların yöneltilmesine yol açtı. Bu tartışmanın oluşturduğu baskı üzerine yönetimin kamu diplomasisi veya iletişim stratejisini belirlemeye bile fırsatı kalmadı.

Elbette bu karar NATO içerisindeki çatlak riskini bir süreliğine erteledi ancak Amerikan ordusu halen tankların savaş sahasında idamesi ve bakımının zor olduğunu ve bu nedenle maliyet ve etki dengesinde doğru bir seçenek olmadığını savunuyor. Dolayısıyla Başkan Biden’ın bu kararının uygulanması –yani tankların Ukrayna’da sahaya çıkma süreci– önem arz ediyor. ABD, Ukrayna’ya şimdiye dek sağladığı 27 milyar dolarlık silah ve mühimmatı ordu envanterinden vermiştir. Bu silahlar kısa bir süre içerisinde sahaya ulaştırılmıştır. Abrams tankları için ise en iyi ihtimalle üç-dört aylık bir süre öngörülüyor ancak bu sürecin uzaması da muhtemeldir. Pentagonun mümkün mertebe tankları geciktireceği ihtimali de konuşuluyor.

Yukarı git

Etiketler: