3 Mart 2020 | Düzce Üniversitesi (DÜ) öğrencileri ve akademisyenler, İdlib'de rejim unsurlarının saldırısı sonucu şehit olan askerlere saygı ve Bahar Kalkanı Harekatı'na katılan Mehmetçiğe destek için "Askerimize Destek Bayrağımıza Selam" yürüyüşü düzenledi. DÜ Merkez Yerleşkesinde bulunan Rektörlük binası önünde bir araya gelen akademisyen ve öğrenciler, ellerindeki Türk, Azerbaycan ve eski Türk devletlerine ait bayraklarla 15 Temmuz Demokrasi Meydanı'na kadar sloganlar eşliğinde yürüdü. ( Ömer Ürer - Anadolu Ajansı )

Yeni Yüzyıla Yeni Anayasa ile…

Yürürlüğe girişinin üzerinden kırk bir yıl geçen 1982 Anayasası’nda gerçekleşen değişiklikler ve darbecilerle hesaplaşma, aslında demokratik anayasa yapımı için bir başlangıç iradesi olarak değerlendirilmelidir. Hukuksal anlamda teknik birtakım dönüşümleri gerçekleştiren siyasi iradenin, Türkiye’yi yeni yüzyılına taşıyacak demokratik bir kurucu iradeyi harekete geçirecek motivasyonu da artık ortaya koyma zamanı gelmiş gözükmektedir.

29 Ekim 2023’te Türkiye Cumhuriyeti Devleti yüz yaşını idrak edecek. Cumhuriyetimiz yüzüncü yaşına hem bölgesinde hem de dünyada ekonomik, sosyal ve siyasal olarak güçlü bir aktör olarak giriyor. Ancak bu durum, Türkiye Cumhuriyeti yeni yüzyılına hazırlanırken, hepimizin üstleneceği sorumluluğu daha da artırmaktadır. Söz konusu sorumluluk her alanda olduğu gibi yeni bir anayasanın yapılması için atılacak adımların da başlıca motivasyonunu oluşturmalıdır.

Darbe(ci) Anayasa Yapım Geleneği

19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nda başlayan anayasa tartışmaları o günden bugüne farklı biçimlerde ve farklı aktörler tarafından sıkça dile getirilmiştir. Bu aktörler kimi zaman Osmanlı’da olduğu gibi Padişah’a muhalif bir grup (Genç Osmanlılar), kimi demokratik siyasetin temsilcileri kimi zaman ise 27 Mayıs 1960 askeri darbesi ile başlayan gelenekte olduğu gibi darbecilerden gelmiştir. Maalesef, Cumhuriyetimizin son elli yılının anayasal çerçevesi, bahsi geçen son aktör olan darbeci geleneğin hakimiyetine işaret etmektedir.

Darbeci anayasa yapım geleneği vesayete dayalı bir anayasal düzen tasarımı anlayışının da ana kaynağını meydana getirmiştir. 27 Mayıs 1960 askeri darbesi ile başlayan ve çeşitli bürokratik aktörlerin demokratik siyasal alan üzerinde etkili olma kabiliyetleri, 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrası da (1982 Anayasası ile 2007’de gerçekleştirilen anayasa değişikliğine kadar Cumhurbaşkanlığı makamını da bu aktörlerin içine ekleyerek) devam etmiştir.

1961 ve 1982 anayasalarının yapım sürecine hakim olan antidemokratik karakter, her iki anayasanın millet desteğini almasını…

Devamını Kriter sitesinde okumak için tıklayın: Yeni Yüzyıla Yeni Anayasa ile…

Etiketler: