Yeni Eğitim Öğretim Takvimi

Millî Eğitim Bakanlığı, eğitim öğretim takvimine ilişkin yeni modelini yayımladı. Yeni takvim, okul tatillerinde radikal bir değişim içeriyor. Yeni düzende, mevcut sistemdeki 180 gün olan aktif eğitim süresi korunmakla birlikte yaz tatilinden 2 hafta alınarak eğitim süreci içine 2 ara tatil olarak yayılmaktadır.

Millî Eğitim Bakanlığı, eğitim öğretim takvimine ilişkin yeni modelini yayımladı. Yeni takvim, okul tatillerinde radikal bir değişim içeriyor. Yeni düzende, mevcut sistemdeki 180 gün olan aktif eğitim süresi korunmakla birlikte yaz tatilinden 2 hafta alınarak eğitim süreci içine 2 ara tatil olarak yayılmaktadır. Böylece gelecek eğitim öğretim sürecinde oluşan üç ara tatil şu şekilde düzenlenmiştir:

18-22 Kasım 2019,

20-31 Ocak 2020

6-10 Nisan 2020

Millî Eğitim Bakanlığı’nın eğitim takviminde yaptığı yeni düzenleme aşağıdaki infografikte özetlenmektedir:

 

Yaz tatili ne zaman?

Yapılan bu yeni değişikliğin gerekçesi; “verimlilik” ve “denge” kavramları üzerine temellendirilmiştir. 13 haftalık uzun yaz tatilinin çocuklarda eğitim sürecinden uzun süreli kopuş oluşturduğu ve öğrenme sürecini olumsuz etkilediği gerçeği ve oluşturulan yeni ara tatillerin de öğrencilere dinlenme ve etkinliklere katılım yapma imkânı sunulabileceği düşünülerek bu değişime gidildiği belirtilmektedir.

Milli Eğitim Bakan Ziya Selçuk, eğitim sürecini öğrenme ve beceri ekosistemine dönüştürerek “diploma temelli anlayıştan” “vasıf temelli bir anlayışa” geçmeyi hedeflediklerini vurgulamaktadır. Yapılan değişiklilerde özellikle öğretmenlerin ve dezavantajlı çocukların gelişiminin öncelendiği belirtmektedir.

Öğretmenlerin bu ara tatillerde görevlerine devam edeceği ve öğretmenlerin mesleki gelişim programlarının bu ara tatillerde yapılacağı tasarlanmıştır. Özetle yeni düzenleme ile;

  • Öğretmenler için eğitim öğretim yılı başında ve sonunda yapılan 1’er haftalık seminer programları dönem içerisinde yapılacak ara tatillere kaydırılmıştır.
  • Ara tatillerde öğretmen ve öğrencilere yönelik bilim, kültür, sanat vb. alanlarda tematik etkinlikler düzenlenecektir. Bu durum Bakan Selçuk tarafından şu şekilde ifade edilmiştir: “Yapılandırılmış ara tatillerde çocuklara ve öğretmenlere dinlenme ve etkinliklere katılım imkânı sunulacak.”
  • Yaz tatili 13 haftadan 11 haftaya indirilmiş ancak toplam tatil süresinde bir değişiklik yapılmamıştır.
  • Eski takvimdeki 180 günlük eğitim öğretim süresi yeni düzenleme ile aynen korunmuştur.

EĞİTİM TAKVİMİNE İLİŞKİN DÜNYA ÖRNEKLERİ

Özellikle gelişmiş ülkelerin uyguladığı eğitim öğretim takvimlerinin de yeni eğitim öğretim takvimine benzer olduğu görülmektedir. Tatil süreleri ülkeden ülkeye değişmekle birlikte en kısa yaz tatili İngiltere’de 6 hafta, Almanya’da 6-7 hafta şeklinde uygulanırken; en uzun yaz tatili İtalya’da 13 hafta olarak uygulanmaktadır. Genel olarak okulların açılması, kuzey ülkelerinde Ağustos’un ikinci, üçüncü haftasına denk gelirken; Türkiye gibi Akdeniz ülkelerinde Eylül’ün son haftalarını bulabilmektedir. Diğer taraftan ülkelerde milli ve dini günler de göz önüne alınarak birden fazla ara tatil yapıldığı görülmektedir. Örneğin Almanya’da 15 Nisan – 27 Nisan 2019 tarihleri arası 13 günlük Paskalya Tatili, 1 Temmuz 2019 – 9 Ağustos 2019 tarihleri arası 40 günlük yaz tatili ve 30 Eylül – 12 Ekim 2019 tarihleri arası 13 günlük sonbahar tatili olarak belirlenmiştir.

EĞİTİMDE TAKVİM DEĞİŞİKLİĞİNİN ARKA PLANI

Eğitim takviminin yeniden düzenlenmesi ihtiyacı dünyanın ve ülkemizin geçirmiş olduğu değişimle yakından ilişkilidir. Türkiye’nin son 30 yılda şehirleşmesi %92’yi aşmıştır. Bunun anlamı Türkiye’nin bir tarım ülkesi olmaktan çıkmış olduğudur. Uzun yaz tatilleri çiftçilikte ailelerine katkıda bulunan ve doğada üretimde bulunarak aynı zamanda kendilerini geliştiren öğrenciler için anlamlıdır. Bu çocukların da çiftçi olması durumunda faydalı bir uygulamadır. Fakat şehirleşmeyle sanayi ve bilgi toplumuna geçildiği bir ortamda uzun tatiller anlamsızlaşmakta ve verimliliği düşürmektedir.

Sanayi toplumunda eğitimle “muayyen bilgi toplamının” ve belli rollerin aktarımı hedeflenmekteydi. Geldiğimiz yüz yılda ise değişimin hızından dolayı “temel beceriler” (entelektüel, iletişim ve sosyal) ile tanımlanmış meslek becerilerinin kazandırılması ve geliştirilmesine odaklanılmıştır. Dijital devrimle bu gelişmeler eğitimin mahiyetini değiştirmektedir.

  1. Eğitim sadece sınıfta yapılan bir eylem olmaktan, bilgi teknolojilerinin yardımıyla yaşamın tüm ortamlarına yayılmaktadır. Bilgisayar, tabletler ve akıllı cep telefonları bu imkân alanını genişletmektedir. Yapay zekâ, bilgisayar üzerinden kişiselleştirilmiş eğitim programları, arttırılmış gerçeklik, Youtube, online eğitim, oyunla eğitim sunan bilgisayar programları, cep telefonlarına indirilebilen eğitim ve dil programları bu imkân alanının nasıl genişlediğini göstermektedir.
  2. Eğitimde tanımlanmış beceriler öne çıkmaktadır. Temel beceriler eğitimin ana amacı iken “tanımlanmış meslek becerileri (belli bir bilgisayar programını kullanmak gibi)” kısa süreli paket programlarla verilebilmektedir. Bu ise etkinlik/uygulama temelli ölçülebilir eğitim içeriklerini çok daha değerli kılmaktadır.
  3. Eğitim süresi ise daha uzamaktadır. Yalnız eğlence ve eğitim iç içe girebilmektedir. Spor, kamp, kültür gezileri, meslekleri ziyaretlerle yerinde tanıma, staj programları bunların örnekleridir.
  4. Değişimin hızı yeni boşlukları fark edip dolduran bireyselleşmiş, farklar oluşturmuş ve kendisine özgü bir kariyer yolunu çok daha anlamlı hale getirmektedir.

Bu ana noktalardan bakıldığında eğitim öğretim takviminin de yeni gelişmelere uygun olarak dönüşmesi bir gerekliliktir.

EĞİTİM TAKVİMİ DÜZENLEMESİNİN OLUMLU VE OLUMSUZ YÖNLER

Olumlu yönler;

  • Eğitim süreci uzadığında öğrencilerde bıkkınlık, motivasyon eksikliği oluşabilmektedir. Bu yorgunluk dönemlerine denk getirilen rahatlama tatilleri yeni nesil öğrenciler için olumlu motivasyon kaynağıdır.
  • Öğretmenler için yapılan dönem başı/sonu seminerlerinin eğitim sürecinin içine alınması öğretmen motivasyonunu artırma ve yapılan seminerlerin eğitim sürecine yansıması açısından olumludur. Ayrıca bu tatillerde öğretmenler sınıflarında bulunan öğrencilerin gelişimlerini değerlendirebilecek ve öğrenci gelişimine katkı sağlanabilecektir.
  • Okullar yönetimsel olarak ölçme ve değerlendirme etkinlikleri ile kendilerini değerlendirebilir. Eğitim kalitesinin arttırılması için öğretmenleriyle grup çalışmaları yapabilir böylece okul yönetimi için ara tatiller yönetsel yeniliklerin içselleştirilmesi için bir imkan oluşturabilir.

Olumsuz Yönler;

  • Çalışan annelerin ara tatillerde çocuklara bakmak için yardımcı bulma ihtiyacı artacaktır.
  • Türkiye’nin sıcak bölgelerinde eğitimin 19 Haziran’a uzaması güçlükler oluşturabilir.

***

Millî Eğitim Bakanlığı’nın yeni eğitim öğretim takvimi uygulamasının ve diğer reform tekliflerinin başarılı olabilmesi eğitim aktörlerinin kalitesine bağlıdır. Millî Eğitim Bakanlığı öğretmenlere, okul yöneticilerine ve İl, İlçe MEM yöneticilerine sürekli yatırım yapmak durumundadır. Vaat edilenlerin gerçekliğe dönüşebilmesi ancak böyle mümkün olabilir.

Ara tatillerin öğrenciye dokunan fayda oluşturabilmesi için öğrenci merkezli ölçme ve değerlendirme çalışmalarına ağırlık verilmesi faydalı olacaktır. Sınıfa giren öğretmenlerin sınıftaki öğrencileri isimleri üzerinden değerlendirilmesi ve çözüm yolları geliştirmesi bunun bir örneğidir. Değerlendirmelerde oran ve yüzdeliklerden öğrenci isimlerine doğru geçilmesi eğitimin kalitesi bakımından gerçek dönüm noktası olabilir.

Türkiye’de imkanlar açısından bölgeler arası farklar fazladır. Bakanlık planlanacak etkinliklerin bölgeler arası eşitsizliğe yol açmamasına dikkat etmek durumundadır. Buna yönelik ek mekanizmalar inşa etmek durumundadır.

Öğretmenlerin yeni tatil programının diğer tüm eğitim süreçlerine senkronize olabilmesi için iyi bir mevzuat düzenlemesi ihtiyacı vardır.

İklim koşulları, mevsimlik işler gibi nedenlerle oluşan bölgeler arası farklılıkları dikkate alarak takvimde de esneklik sağlayacak çalışmalara ihtiyaç vardır.

[Fikriyat, 19 Mayıs 2019]

Etiketler: