SETA Vakfı tarafından “Yeni Bölge, Yeni İlişkiler: Türkiye ve Libya’’ başlıklı özel bir panel gerçekleştirildi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Libya Devlet Başkanı Muhammed Yusuf El-Megarif’in konuşmacı olarak bulunduğu panelde Libya’nın geçiş süreci, Türkiye’nin bu süreçteki rolü ve Libya-Türkiye ilişkilerinin geleceğine ilişkin oldukça önemli değerlendirmelerde bulunuldu.
DAVUTOĞLU: “LİBYA’NIN DERDİ BİZİM DERDİMİZ”
Türkiye ve Libya arasındaki tarihsel bağları hatırlatarak konuşmasına başlayan Ahmet Davutoğlu, Libya’nın Ortadoğu’nun en başarılı geçiş süreçlerinden birini yaşadığını dile getirdi. Türkiye’nin Libya ile sahip olduğu tarihsel bağların bilinci ve sorumluluğuyla gerek devrim sürecinde gerekse devrim sonrası geçiş sürecinde ülkeye her türlü desteği sağladığını belirten Davutoğlu, bu anlamda dört özel dönüm noktası olduğunun altını çizdi. Bunlardan birincisi, 25 bin Türkiye vatandaşı ile 10 bin yabancı devlet vatandaşının Libya’dan tahliye edilmesi. Bu başarılı tahliye işleminin Libyalılarla koordinasyon içerisinde gerçekleştiğini hatırlatan Bakan, bunu bir ayrılış değil geçici önlem olarak gördüklerini ifade etti. Davutoğlu, ikinci dönüm noktasının Misrata’daki insani kriz döneminde Türkiye’nin bölgeye gönderdiği gemiyle 450 Libyalıyı tedavi ve bakım için Türkiye’ye getirmesi olduğunu ifade etti. Libya ile ilişkilerde üçüncü dönüm noktası ise Davutoğlu’nun 3 Temmuz 2011 tarihinde Libya’ya düzenlediği gezi. Bu gezi esnasında Türkiye Libya’ya 100 milyonu hibe olmak üzere 300 milyon dolar kredi yardımı sağladı. Davutoğlu’nun altını çizdiği dördüncü dönüm noktası ise Başbakan Erdoğan ile birlikte Ortadoğu kapsamında gerçekleştirdikleri Libya ziyareti. Davutoğlu’na göre, Başbakan Erdoğan’a ülkede gösterilen ilginin iki ülke arasındaki bağların ne kadar güçlü olduğunun bir göstergesi.
Bu bağlamda Ahmet Davutoğlu, konuşmasının bir bölümünde şu sözlere yer verdi:
“Nasıl tarih boyu beraber olmuşsak, biliniz ki ebediyete kadar da omuz omuza, gönül gönüle, akıl akıla hep beraber olacağız. Libya’nın derdi bizim derdimiz olacak. Libya’nın sevinci bizim sevincimiz olacak. Çünkü Libya, herhangi bir ülke değil bizim için. Ecdadımızla birlikte asırlarca Akdeniz egemenliğini sağlayan Libyalı kardeşlerimiz, bundan sonra da Akdeniz’in en büyük devletlerinden birini kurma potansiyeline ve gücüne sahip bir ülke. Öyle bir ülkeden bahsediyoruz ki, çok dirayetli, inançlı, kararlı bir halk yaşıyor bu ülkede.”
Konuşmasında Türkiye-Libya ilişkilerinin geleceğine de değinen Dışişleri Bakanı, Türkiye’nin Libya’nın demokratikleşme ve ekonomik kalkınma sürecine her zaman destek olacağını belirtti. Davutoğlu Libya ile Türkiye’nin ekonomilerinin birbirlerini tamamlar nitelikte olduğunu anımsattı. Libya’nın sahip olduğu doğal kaynaklar ile Türkiye’nin enerji açığını sağlayabileceğini, aynı şekilde Türkiye’nin ise ekonomik tecrübesi ile Libya’nın altyapı ihtiyacı ve üretim ekonomisine geçiş süreçlerine katkıda bulunacağını belirtti. Libya ile Türkiye ilişkilerinin yalnızca ikili ilişkilerle sınırlı olmayacağı değerlendirmesinde bulunan Davutoğlu, Türkiye’nin önümüzdeki süreçte Akdeniz ve Afrika’yı kapsayan bölgede Libya ile bölgesel ve uluslararası işbirliğini güçlendireceğini ifade etti.
