Cenay Babaoğlu

Cenay Babaoğlu

Araştırmacı
Cenay Babaoğlu, Hacettepe Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünden mezun olmuştur. Lisansüstü çalışmalarını aynı üniversitede kamu yönetimi alanında tamamlamıştır. Bu dönemde Bremen, Berlin ve Üsküp’te toplam iki sene süreyle akademik çalışmalar ve araştırmalarda bulunmuştur. 2015 yılında doktora derecesini aldıktan sonra Türkiye Büyük Millet Meclisinde göreve başlamış, 2017 yılında Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü’ne yardımcı doçent olarak atanmıştır. 2018 yılında kamu yönetimi bilim dalında doçent unvanı almıştır. 2019-2021 yılları arasında Selçuk Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü, Kamu Politikaları Anabilim Dalında görev yapmıştır. 2020-2021 yıllarında e-öğretim sistemleri üzerine danışmanlıklar yapmıştır. 2021 yılında İtalya’da kamu yönetiminin dijitalleşme süreçleri konulu doktora sonrası araştırması için Catania Üniversitesi tarafından tam burslu olarak kabul almıştır. 2021 yılı itibariyle Orta Doğu Kamu Politikaları ve Yönetimi Birliği (AMEPPA) yönetim kurulu üyeliği devam etmektedir.

Akademik hayatı boyunca Almanya Akademik Değişim Enstitüsü (DAAD), United Nations University, Goethe Institute, Avrupa Birliği Başkanlığı, Kalkınma Bakanlığı, TÜBA, TÜBİTAK gibi farklı ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlardan araştırma ödülleri ve burslar kazanmıştır. Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası, Slovenya Kamu Yönetimi Bakanlığı, Rutgers Üniversitesi, Suffolk Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, TÜBİTAK gibi farklı kurum ve kuruluşlar tarafından desteklenen farklı projelerde görev almıştır.

Çalışma alanları olan kamu politikası uygulamaları, kamu yönetimi ve teknoloji ilişkisi, yerel yönetimler, yükseköğretim politikaları, sivil toplum ve Türk idare tarihi alanlarına odaklanan editörlü ve müstakil yazarlı olmak üzere 12 kitabı ve çok sayıda uluslararası ve ulusal kitap bölümleri ile makaleleri bulunmaktadır. 2016 ve 2017 yıllarında TBMM Yasama Uzmanları Derneği tarafından yayınlanan Yasama Dergisi’nin editörlüğünü yapmıştır. Halihazırda Kamu Bilişim Derneği tarafından yayınlanan Kamu Yönetimi ve Teknoloji Dergisi’nin yardımcı editörü ve Kamu Yönetimi ve Politikaları Dergisi’nin editörü olarak görevlidir.
  • Bu raporda, belirtilen çerçevede öncelikle akıllı şehir olgusu genel olarak incelenmekte ve süreç içindeki teknolojik değişimlerle gelişen boyutların izi sürülmektedir. Ardından dijital ikiz teknolojisi akıllı şehirleri gelişmiş bir boyuta taşıma potansiyeli üzerinden incelenmektedir. Bu kapsamda dijital ikizin tarihsel gelişimi, bileşenleri, kullanım alanları, şehirlere yönelik potansiyel katkıları ve farklı uygulama örnekleri ve olası risk alanları ele alınmaktadır. Ayrıca bu alanda Türkiye’deki gelişmeler, uygulamalar ve geleceğe dair beklentiler de değerlendirilmektedir.
  • Türkiye, 31 Mart 2024 tarihinde gerçekleşecek yerel seçimlere odaklanmış durumda ve şehirlerimiz ve şehir yönetimleri gündemden düşmüyor. Halihazırda belediye başkanı olanlar yaptıkları ve yapmadıkları projelerin hesaplarını verirken, diğer taraftan adaylar gelecek projeksiyonlarıyla seçmenlerin gönlünü kazanmaya çalışıyor. Bizler de bu süreçte şehirlerimizin geleceğini tartışmaya devam ediyoruz.
  • Önümüzdeki hafta, ülkece büyük acılar yaşadığımız Kahramanmaraş Depremlerinin birinci yıldönümü. 6 Şubat sabahına milyonlarca insanımız hüzünle, kayıplarla ve acılarla uyanmıştı geçen sene. Yaklaşık 53 bin insanımız yaşamını kaybetti, kimimiz akrabasını kimimiz arkadaşını kimimiz komşularını kaybetti. Hep birlikte hüzünle doluyuz. Devlet bir yandan millet bir yandan yaraları sarmak için çabaladı ve hala yapılacak çok şey var. Ama şüphesiz bunlardan en mühimi bir daha böyle bir acı yaşamamak için çabalamak olmalı. Muhakkak Allah'ın kaderine teslimiz ve tevekkül edeceğiz, ancak biz üzerimize düşeni yaptıktan sonra rızaya yöneleceğiz. Peki bu acıları bir kez daha yaşamamak için, afetlerle mücadele için neler yapabiliriz? Ne yapmalıyız?
  • Ekonomik ve sosyal hayatın odak noktası olan şehirleri afetlerin olumsuz etkilerinden koruyabilmek için yeni yöntem arayışları hızla devam etmektedir. Dirençlilik ve dirençli şehirler kavramları bu açıdan öne çıkan başlıklardandır. Şehirlere yönelik olası riskleri en aza indirgeyerek, bu belirsizlikleri ortadan kaldırma kapasitelerini geliştirecek bir anlayış olarak dirençli şehirler, bu rapor kapsamında ele alınmıştır. Afet yönetimi açısından dirençliliğin anlamı ve özellikle depremler açısından dirençli şehirlere yönelik çalışmalar incelenmiştir. Bu bağlamda şehirlere yönelik dirençlilik çalışmaları, uygulamalar, uluslararası ve ulusal gelişmeler rapor kapsamında değerlendirilmiştir. Türkiye’de dirençli şehirler oluşturma yönündeki uygulamalar ve depreme hazırlık yönünden kentsel dönüşüm çalışmaları da bu kapsamda irdelenmiştir.
  • Bu analizde dünyada gelişen gönüllülük anlayışına paralel olarak, afet yönetiminde gönüllü faaliyetlerin katkıları üzerinde durulmaktadır. Afetlerde gönüllülük çalışmaları ve Türkiye açısından güncel gelişmeler ele alınmaktadır. Bu kapsamda yürütülen projeler ve sivil toplum unsurların afet yönetimine katkıları incelenmektedir
  • Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi desteğiyle hazırlanan Dijitalin Yüzyılı kitabının temel amacı da genel anlamda dijitalleşme hakkında geniş kitlelere farkındalık kazandırmak ve özelde ise Türkiye’nin dijitalleşme sürecinde attığı önemli adımları ortaya koyabilmektir. Kitabın, dijitalleşme konusunda Türkçe alan yazınında temel bir referans eser olması ve teknolojinin toplumsal, ekonomik ve idari etkileri hakkında bilgi sunması hedeflenmiştir. Bu açıdan elinizdeki kitap, hem profesyonel anlamda alana ilgi duyanlara hem de bu konuda bilgi sahibi olmak isteyen geniş toplumsal kesimlere katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
  • Kitap, Türkiye’de son yirmi yılda yerel yönetimler alanında gerçekleşen kurumsal reformları ele almak ve belediyecilik açısından öne çıkan yaklaşımları derlemek amacıyla hazırlanmıştır. Bu doğrultuda son dönemde meydana gelen dönüşüm süreçleri hem tarihsel hem de uygulama boyutlarıyla değerlendirilerek farklı yerel politika başlıkları altında değişen hizmet anlayışı çerçevesinde irdelenmiştir.
  • Bu raporda, belirtilen çerçevede öncelikle akıllı şehir olgusu genel olarak incelenmekte ve süreç içindeki teknolojik değişimlerle gelişen boyutların izi sürülmektedir. Ardından dijital ikiz teknolojisi akıllı şehirleri gelişmiş bir boyuta taşıma potansiyeli üzerinden incelenmektedir. Bu kapsamda dijital ikizin tarihsel gelişimi, bileşenleri, kullanım alanları, şehirlere yönelik potansiyel katkıları ve farklı uygulama örnekleri ve olası risk alanları ele alınmaktadır. Ayrıca bu alanda Türkiye’deki gelişmeler, uygulamalar ve geleceğe dair beklentiler de değerlendirilmektedir.
  • Ekonomik ve sosyal hayatın odak noktası olan şehirleri afetlerin olumsuz etkilerinden koruyabilmek için yeni yöntem arayışları hızla devam etmektedir. Dirençlilik ve dirençli şehirler kavramları bu açıdan öne çıkan başlıklardandır. Şehirlere yönelik olası riskleri en aza indirgeyerek, bu belirsizlikleri ortadan kaldırma kapasitelerini geliştirecek bir anlayış olarak dirençli şehirler, bu rapor kapsamında ele alınmıştır. Afet yönetimi açısından dirençliliğin anlamı ve özellikle depremler açısından dirençli şehirlere yönelik çalışmalar incelenmiştir. Bu bağlamda şehirlere yönelik dirençlilik çalışmaları, uygulamalar, uluslararası ve ulusal gelişmeler rapor kapsamında değerlendirilmiştir. Türkiye’de dirençli şehirler oluşturma yönündeki uygulamalar ve depreme hazırlık yönünden kentsel dönüşüm çalışmaları da bu kapsamda irdelenmiştir.
  • Bu analizde dünyada gelişen gönüllülük anlayışına paralel olarak, afet yönetiminde gönüllü faaliyetlerin katkıları üzerinde durulmaktadır. Afetlerde gönüllülük çalışmaları ve Türkiye açısından güncel gelişmeler ele alınmaktadır. Bu kapsamda yürütülen projeler ve sivil toplum unsurların afet yönetimine katkıları incelenmektedir
  • Türkiye, 31 Mart 2024 tarihinde gerçekleşecek yerel seçimlere odaklanmış durumda ve şehirlerimiz ve şehir yönetimleri gündemden düşmüyor. Halihazırda belediye başkanı olanlar yaptıkları ve yapmadıkları projelerin hesaplarını verirken, diğer taraftan adaylar gelecek projeksiyonlarıyla seçmenlerin gönlünü kazanmaya çalışıyor. Bizler de bu süreçte şehirlerimizin geleceğini tartışmaya devam ediyoruz.
  • Önümüzdeki hafta, ülkece büyük acılar yaşadığımız Kahramanmaraş Depremlerinin birinci yıldönümü. 6 Şubat sabahına milyonlarca insanımız hüzünle, kayıplarla ve acılarla uyanmıştı geçen sene. Yaklaşık 53 bin insanımız yaşamını kaybetti, kimimiz akrabasını kimimiz arkadaşını kimimiz komşularını kaybetti. Hep birlikte hüzünle doluyuz. Devlet bir yandan millet bir yandan yaraları sarmak için çabaladı ve hala yapılacak çok şey var. Ama şüphesiz bunlardan en mühimi bir daha böyle bir acı yaşamamak için çabalamak olmalı. Muhakkak Allah'ın kaderine teslimiz ve tevekkül edeceğiz, ancak biz üzerimize düşeni yaptıktan sonra rızaya yöneleceğiz. Peki bu acıları bir kez daha yaşamamak için, afetlerle mücadele için neler yapabiliriz? Ne yapmalıyız?
  • Yerel seçimler yaklaştıkça gündem ısınmaya devam ediyor. Özellikle büyükşehirler açısından ciddi tartışmaların olması muhakkak. Seçim dönemi boyunca özellikle hizmetler ve vaatler açısından bu tartışmaları izlemeye devam edeceğiz.
  • 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri oldukça hareketli bir siyasi atmosferi getirmiş ve geçtiğimiz beş yıllık dönemde, yerel seçimlerin etkileri genel siyasete de sirayet etmişti. Bu kez de Cumhuriyet tarihinin en önemli genel seçimleri sonrasında yeni bir yerel seçim atmosferine giriyoruz. 14 Mayıs Seçimlerinde adları genel siyaset ile anılan bazı yerel yöneticiler bu kez yerel seçimler için ter dökecekler. Dolayısıyla da özellikle büyükşehirler düzeyinde ciddi siyasi mülahazalar yaşanacağı muhakkak.
  • Belediye ifadesi tanımlanırken kullanılan çok önemli bir metafor vardır: Doğumdan ölüme insanların her anında en yakın kamu idaresi. Günümüzde pek çok belediyenin sloganı haline gelmiş bu ifade aslında belediyelerin önemini vurgulamak için çok anlamlı.