Türkiye ekonomisi 2014 hedeflerine ulaÅŸabilmek amacıyla, bir yandan ödevlerini yapma telaşındayken, diÄŸer yandan da çeÅŸitli sınavlardan geçiyor. Zira yılın 2. yarısı, hem fırsatlar hem de tehditler içeriyor. Bunların içeriÄŸini ve potansiyel etkilerini, önümüzdeki günlerde bu köÅŸede tartışacağız. Ancak ikinci döneme yoÄŸunlaÅŸmadan önce, ilk yarıyı nasıl geride bıraktığımıza bakmak da önem taşıyor.
Yılın ilk yarısına dair verilerin önemli bir kısmı henüz tamamlandı. Esas karneyi ise, 2. çeyrek büyüme notumuzun açıklanacağı 10 Eylül'de alacağız. Bununla birlikte ÅŸimdiden, nasıl bir not alacağımıza dair bir tahmin yapmak mümkün... Büyümenin öncü sinyalleri ile diÄŸer göstergeleri bir araya getirdiÄŸimizde, ekonominin ilk yarıdaki genel görünümünü çizebiliyoruz. O halde, giderek netleÅŸen 1. dönem karnemize, gelin kısaca göz atalım.
BÜYÜMENÄ°N NOTUNU DIÅž TÄ°CARET YÜKSELTTÄ°
Gayrisafi Yurtiçi Hâsıla (GSYH) 2014 yılı 1. çeyreÄŸinde, yıllık %4,3 oranında büyüme kaydederken, motor güç ise dış ticaret olmuÅŸtu. 2. çeyreÄŸe dair öncü göstergeleri incelediÄŸimde de, bu tablodan çok uzaklaÅŸmadığımızı görüyorum. Nitekim bu dönemde ihracat geçen yılın aynı dönemine göre % 4,6 artarken, ithalat ise % 7,2 oranında düÅŸtü. Bu ise, ihracatla ithalatın farkı olan 'net ihracat' bileÅŸeninin, 2. çeyrek büyümesine, en az 1. çeyrekteki kadar güçlü bir etki yapacağına iÅŸaret ediyor. Detaylara girmeyecek olsak da, ihracatta olumsuz, ithalatta ise olumlu bir 'altın' etkisinin var olduÄŸunu da not düÅŸelim.
Ä°Ç TALEP Ä°VME KAZANMADI
GSYH'nin diÄŸer kanadında ise, iç talep var. Dış talepteki gibi bir performans 2. çeyrekte burada da sergilendi mi diye merak edenlere ise, 'pek sayılmaz' cevabını vermek durumundayız. Sanayi üretimi, kredi geniÅŸlemesi ve ithalata iliÅŸkin çeÅŸitli veriler, bu dönemde özel tüketimde düÅŸük bir tempo olduÄŸuna, özel yatırımların ise, aÅŸağı yönlü eÄŸilimini sürdürerek hızımıza ket vurmayı sürdürdüÄŸüne dair iÅŸaretler veriyor. Buradan hareketle, kamu harcamalarında çok sürpriz bir etki gerçekleÅŸmediÄŸi takdirde, iç talep, Türkiye ekonomisinin 2. çeyrek büyüme hızına olumlu ancak sınırlı bir katkı yapacak.
Ä°ç ve dış talebi bir arada ele aldığımızda ise, ilk yarıyıl karnemizin büyüme hanesinde %4 civarında bir rakamla karşılaÅŸacağımızı tespit edebiliyoruz.
CARÄ° AÇIK TOPARLANMA YOLUNA GÄ°RDÄ°
Ekonomimizin meÅŸhur problemi cari açık ise, bu dönemde notumuzun yükseldiÄŸi haneler arasında... Açık, senenin ilk yarısında yıllık %35'lik ciddi bir düÅŸüÅŸ kaydetti. Yine de, 'Bu iÅŸte altının parmağı vardır' diyenler için de hesaplayalım: Altın hariç cari açıkta da, %21'lik hatırı sayılır bir gerileme var. Dolayısıyla ekonomi, altın hariç de, dâhil de olsa, cari açıkta bir not artışını hak etmiÅŸ görünüyor. Bu noktada ihracata, katkılarından dolayı yıldızlı bir pekiyi vermeyi de ihmal etmeyelim. Açığın finansman tarafında ise, hassas ve volatil yapının halen hâkimiyetini koruduÄŸunu hatırlatalım.
ENFLASYON KUR VE GIDAYLA BESLENDÄ°
Öte yandan enflasyon ise, çıkmış olduÄŸu %9 bandından inmeyerek keyifleri kaçırdı. Yılın ilk aylarındaki ÅŸoklar, FED ve jeopolitik geliÅŸmeler ile karışan piyasalarda yükselen döviz kuru, enflasyona 1. yarıda katkı yapan faktörlerden oldu. 2014 enflasyonuna damgasını vuran bir baÅŸka unsur ise, hiç ÅŸüphesiz gıda... Kuraklık ve don gibi nedenlerle, gıdada beklenmedik bir tırma