1 Kasım 2023 | ABD Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre Blinken, Herzog ile yaptığı telefon görüşmesinde, çatışmalarda sivillerin zarar görmesinin asgari düzeye indirilmesi için önlem alınması çağrısında bulundu. Blinken, İsrail'in meşru müdafaa hakkını savunduklarını yineleyerek Gazze'ye giden insani yardımların artırılması ve hızlıca ulaştırılması gerektiğini söyledi.

Washington’ın Gazze Çıkmazı

Biden yönetimi krizin başından beri İsrail’in koşulsuz yanında duran tavrını özünde değiştirmedi. Bununla birlikte uluslararası kamuoyu, bölge ülkeleri ve kendi partisiyle Amerikan kamuoyundan gelen ağır eleştiriler karşısında özellikle son iki haftada insani dramdan daha fazla bahsetmeye başladı. Uluslararası arenada giderek yalnızlaşan Washington, İsrail’in sonuna kadar yanında olduğu mesajını tekrarlarken sivillerin korunması ve insani yardım girişinin sağlanması gerektiği gibi şerhler düşmeye başladı. İsrail’in Gazze’ye geniş çaplı bir işgal hazırlığında olduğu ama Washington’un esirlerin ve sivillerin güvenliğini gözetecek daha dar kapsamlı bir operasyonu salık verdiği gibi haberler de dikkat çekti. Yönetimin kamuoyu baskısını hafifletmeye yönelik söylem değişikliğine gitmesi ne kadar köşeye sıkıştığının farkına varmaya başladığını gösteriyor.

Biden yönetimi krizin başından beri İsrail’in koşulsuz yanında duran tavrını özünde değiştirmedi. Bununla birlikte uluslararası kamuoyu, bölge ülkeleri ve kendi partisiyle Amerikan kamuoyundan gelen ağır eleştiriler karşısında özellikle son iki haftada insani dramdan daha fazla bahsetmeye başladı. Uluslararası arenada giderek yalnızlaşan Washington, İsrail’in sonuna kadar yanında olduğu mesajını tekrarlarken sivillerin korunması ve insani yardım girişinin sağlanması gerektiği gibi şerhler düşmeye başladı. İsrail’in Gazze’ye geniş çaplı bir işgal hazırlığında olduğu ama Washington’un esirlerin ve sivillerin güvenliğini gözetecek daha dar kapsamlı bir operasyonu salık verdiği gibi haberler de dikkat çekti. Yönetimin kamuoyu baskısını hafifletmeye yönelik söylem değişikliğine gitmesi ne kadar köşeye sıkıştığının farkına varmaya başladığını gösteriyor.

SÖYLEM Mİ POLİTİKA DEĞİŞİKLİĞİ Mİ?

Elbette söylem değişikliği politika değişikliğine tekabül etmez ve bu bağlamda Washington’un İsrail’e desteğinde herhangi bir azalma olmayacaktır. Örneğin Dışişleri Bakanı Blinken operasyonlara ‘insani ara’ verilmesi gerektiğini söylüyor ancak İsrail’in ‘kendini savunma hakkı ve hatta yükümlülüğü vardır’ şeklinde açıklamalar yapıyor. Ulusal Güvenlik Danışmanı Sullivan ‘hastaneler meşru hedef değildir’ diyor ancak İsrail’in hastaneleri hedef almasına doğrudan bir eleştiri getirmekten kaçınıyor. Başkan Biden da insani yardım geçişi sağlanmasını gündeme getiriyor ancak Kongre’den İsrail’e 14,5 milyar dolarlık yardım paketi talebinde bulunuyor. Dolayısıyla Biden yönetiminin İsrail’in yanında durmak adına Netanyahu hükümetinin etnik temizlik politikasına destek vermiş olmasının doğurduğu siyasi maliyeti adeta kelime oyunlarıyla yönetmeye çalışıyor.

NETANYAHU’NUN HESABI

Biden yönetiminin Netanyahu’nun siyasi hesaplarına göre tasarlanmış ve sivilleri hedef alan katliamlarına meşru müdafaa bahanesiyle tam destek vermesinin maliyeti büyük oldu. Bu yüzden yönetimin İsrail’in bundan sonraki Gazze operasyonunun kapsamı, hızı ve taktikleri konusunda İsraillilere uyarı yaparak topyekûn işgalin önüne geçmeye çalıştığı gibi haberler dikkat çekiyor. Yönetim şimdiye kadarki sivil ölümlerinin yarattığı infialin yatıştırılması ve bundan sonra daha yönetilebilir bir maliyet üretilmesine çalışıyor anlaşılan. Buna karşılık Netanyahu’nun zaten Gazze’ye pervasızca girip büyük kayıplar vermesinin kendi siyasi kariyerinin sonu olacağı biliniyordu.

7 Ekim saldırılarını önleyemediği ve esirlerin hayatını hiçe sayan bombardımana başladığı için eleştiri oklarının hedefinde olan Netanyahu, sert retoriğine rağmen Gazze’nin işgalini zamana yaymayı tercih edecekti zaten. Biden yönetimi İsrail’in Hamas’a karşı ‘daha akılcı’ bir strateji izlemeye ikna ettiğini basına sızdırarak hem esirleri hem de sivilleri korumaya çalıştığını göstermeye çalışıyor. İsrail’in büyük kayıp vermeden ilerlemesi de Netanyahu’nun işine geleceği için iki taraf da kara operasyonu konusunda daha farklı strateji izleyecekleri imajını verme konusunda uzlaşmış görünüyor.

ABD YALNIZLAŞTI

Biden yönetiminin önce tam destek verip sonra kamuoyu baskısıyla insani dramı önemsediğini gösterme çabaları temelde bir politika değişikliğine tekabül etmiyor. Yönetim ne İsrail’in hareket kabiliyetini kısıtlama ne de insani krizin durdurulması konusunda etkin bir irade ortaya koyamıyor. Washington, ikna edici bir liderlik gösteremediği gibi bir de İsrail’in işgaline ve savaş suçu işlemesine doğrudan ortaklık ettiği konusunda da uluslararası kamuoyunun gözünde mahkûm olmuş durumda. BM’de İsrail’i savunmak adına tamamen yalnızlaşan ABD’nin bundan sonra insani meselelerde de ahlaki argüman öne sürmesi son derece güçleşecek.

Rusya ve Çin’in ‘Batı’nın ikiyüzlülüğünü’ diplomatik silaha dönüştürmesine imkân veren bu denklemde gerek Arap dünyası gerekse Küresel Güney ülkeleri Amerikan liderliğine daha fazla mesafe koyacak. Küresel liderlik iddiasından ‘İsrail’in avukatlığı’ için vazgeçen görüntüsüne bakıldığında Biden yönetiminin bu hasarı tamir etmesi çok zor olacak. Washington, krizin başından beri takındığı ikircikli tavrı ve İsrail’in yaptıklarına açık çek vermesiyle sadece kamuoyu baskısını yönetmeye odaklı bir politika izledi.

Biden’ın Ukrayna savaşıyla güçlendirdiği küresel liderlik iddiasından vazgeçmesine tekabül eden bu performansını unutturması için ya bambaşka bir krize ya da İsrail’i kalıcı bir barış için nihayet ikna etmeye ihtiyacı var. İsrail’in Gazze’yi yerle bir etme politikasının ortağı haline gelen Washington’un adil bir barış getirme ihtimali de kalmadığı için bu krizde aldığı kötü notu telafi etmesi çok zor.

[Yeni Şafak, 1 Kasım 2023]

Etiketler: