Türkiye’nin Çıkarları ve Enstrümanları

TÜRKİYE bir yandan denizlerdeki gaz ve petrol aramalarına devam ederken diğer yandan da NATO şemsiyesi altında Yunanistan ile gerilimi azaltıcı bir takım müzakerelerde bulunuyor.

TÜRKİYE bir yandan denizlerdeki gaz ve petrol aramalarına devam ederken diğer yandan da NATO şemsiyesi altında Yunanistan ile gerilimi azaltıcı bir takım müzakerelerde bulunuyor.

Müzakereler başladıktan kısa bir süre sonra da Oruç Reis gemimiz rutin bakımları için Antalya limanına çekildi. Gemide görev yapan personel değişecek ve aylardır denizde faaliyet yürüten geminin bakımları yapılıp görev sırasında doğan çeşitli teknik yıpranmalar ve aksaklıklar giderilecek. Ne yapmaya çalıştığını anlamadığımız muhalefetimiz ise bunu bir geri adım olarak takdim etmeye çalışıyor. Türkiye Oruç Reis’in peşine donanmasını takıp faaliyet sahasına gönderdiğinde diplomasiye alan bırakmadık diye iktidarı eleştiriyorlardı. Şimdi diplomatik bir süreç ilerliyor ve bir yandan da geminin bakımları yapılıyor. Bunu da geri adım olarak sunma çabasındalar.

Muhalefetin artık iyiden iyiye kabak tadı veren gel-gitlerinden bir tanesini daha görmüş olduk.
Doğu Akdeniz’deki krizin nereye evrileceğinde belirleyici olacak faktörlerden bir tanesi de Türkiye’nin rezerv bulup bulamayacağı. Katıldığı bir televizyon programında bu konuyu Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na sordular. Çavuşoğlu gayet rahat ve kendinden emin bir tavırla Türkiye’nin rezerv bulmasının gerilimi arttıracağını ama Türkiye’nin gerilim artacak diye yolundan dönmesinin mümkün olmadığını söyledi.

Meselenin bam teli de tam olarak burası. Ve Türkiye’nin elinin en rahat olduğu yer de burası.
Çok belli, Türkiye hesabını kitabını iyi yapmış. Ne olursa gerilim ne kadar tırmanır ve sonuçları ne olur çok iyi hesaplamış. Gaz bulunursa gerilimin tırmanacağını hesap etmiş ve gerilim tırmandığında nelerle karşı karşıya kalacağının bilincinde. Bir kar-zarar hesabı yapmış, attığı taşın hangi kuşları ne kadar ürküteceğini öngörmüş ve dahası kaç taş atma potansiyeli olduğunu da belirlemiş.

Diğer tarafta Yunanistan ve Yunanistan üzerinden Avrupa’nın liderliğine soyunan Fransa’nın böyle bir hesabı olmadığı ortada. Onlar sadece bu aşama için kuru gürültü yapıyorlar. Türkiye gaz ararken biz de tepkimizi gösterelim, ülkelerimizin iç siyasetine dönük şovlar yapalım, AB içerisinde elimizi güçlendirelim hesabı peşindeler. Ama Türkiye gazı bulursa ne yaparız sorusunu sormamışlar; Türkiye gazı bulur sa onu çıkartmaya kalkarsa yaptırım uygulayabilir miyiz? Uyguladığımız yaptırımlar Türkiye’yi yolundan geri çevirebilir mi? Yaptırımlarımıza rağmen Türkiye faaliyetlerine devam ederse askeri seçeneği kullanacak mıyız? Herhangi bir askeri seçenekte Türkiye’ye karşı başarılı olma ihtimalimiz var mı? Sorular ve cevapları yok. Tam da bunun için dışişleri bakanımız Çavuşoğlu gayet rahat “gaz bulursak gerilim artar” açıklaması yapıyor. İyi de yapıyor!

Önemli olan Türkiye’nin bu şekilde hesaplı kitaplı hareket etmesi ve kararlılığını koruması.
Karşılaşacağımız zorlukları hesaplarsak, bu zorlukların sonunda elde edeceğimiz çıkarı bilirsek, zorlukları göğüsleme takatimiz varsa gerisi hallolur. Ama diplomasi masasında hallolur ama sahada hallolur. Gerekirse gemilerimiz müzakere için geri çekilir, gerekirse bakım için. Uygun hamle masaya oturmaksa masaya oturulur, masadan kalkmaksa masadan kalkılır, hatta masa da devrilir. Bunların hepsi birer enstrümandır. Her bir enstrüman uygun zemin geldiğinde Türkiye’nin çıkarları için kullanılır.

[Takvim, 21 Eylül 2020]

Etiketler: