11 Mart 2022 | Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya NEST Kongre Merkezi'nde düzenlenen ve Anadolu Ajansının (AA) "Global İletişim Ortağı" olduğu ADF'nin açılışına katılarak konuşma yaptı. (Foto: Mustafa Kamacı / AA)

Türkiye’nin Arabuluculuğu Yeni Başladı…

Rusların sivilleri şehirlerden göndererek savaşı derinleştirdiği diğer yandan Batı'nın enerji dahil ağır yaptırımları en yüksek seviyeye çıkardığı dönemdeyiz. Bu dönem tamamlanmadan müzakerelerin savaşı bitirmesi ihtimali uzak. Ancak Türkiye'nin ısrarla diplomasiyi ve arabuluculuğu önceleme çabaları çok kıymetli. Savaşın dördüncü aşamasında, ne zaman gelir henüz belirsiz, bu çabaların sonuçları olacak.

Rusya ve Ukrayna Dışişleri Bakanları Lavrov ve Kuleba’nın Antalya Diplomasi Forumu’ndaki görüşmelerinden ateşkes çıkmadı. Savaşın seyri henüz ateşkese ve kapsamlı bir barış anlaşmasına varılacak noktada değil. Kiev’i almadan Rusların durması beklenmiyor. Güneyde hızlı ilerleyen Ruslar, Kiev dahil birçok Ukrayna şehrini muhasara altına alsa da henüz kendilerini masaya gerçekten oturacak bir yerde görmüyorlar. Hedeflerinin Karadeniz bağlantısı kesilmiş ve Dinyeper’in batısına sıkıştırılmış bir Ukrayna olduğu anlaşılıyor. Ağır yaptırımlara en azından kafalarındaki işgal planını büyük ölçüde tamamlayacak bir süre dayanabileceklerini düşünüyorlar. Yine de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın arabuluculuk önerisiyle başlayan diplomasi sürecinin Antalya’da üçlü bir toplantıyı getirmesi önemli. Bakanlar düzeyinde bu ilk görüşmenin Türk Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun “kolaylaştırıcı” rolüyle yapılması Ankara’nın “aktif tarafsızlık” politikasının savaşın seyrine göre barışa ulaşmakta etkili olabileceğinin bir göstergesi. Görüşmelerin devam etmesi ve liderlerin buluşmasında ortak bir görüşe varılması bu açıdan olumlu. Geçici ateşkes ve insani koridorların oluşturulması için ise daha fazla çaba gerekiyor.

***

90 dakikalık toplantı sonucunda Ukrayna tarafı Rus taleplerini “kabul edilemez” bulurken Rus tarafı müzakereleri de savaşın bir parçası olarak yürütme havasında. Lavrov, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini meşrulaştırmak için yeni argümanlarını sıraladı. Ülkesinin varoluşsal bir tehdit altında olduğunu, Kiev’in hiçbir zaman gerçekten müzakere etmediğini, Batı’nın Ukrayna’yı kışkırttığını, AB’nin Ukrayna’ya ölümcül silahların girmesini teşvik ettiğini ve Ukrayna’daki biyolojik laboratuvarların biyolojik silah için kullanılabileceğini iddia etti. Yine Lavrov, Batı’nın ağır ekonomik yaptırımları için de “Asla bir daha Batı bağımlısı olmayacağız” cümlesini kurdu. Petrol ve doğalgaz konusunda da resti çekti: “Biz petrol ve gaz konusunu Batılıların vicdanına bırakıyoruz. Biz bunu asla silah olarak kullanmadık. Petrol ve gazı almazlar ise ısrarla ‘Alın’ demeyeceğiz. İkame edebiliyorlar ise buyursunlar istediklerini kullansınlar.” Rusya’nın Ukrayna işgalinin ne noktada biteceğini şimdiden kestirmek çok zor. Ancak şurası net, Soğuk Savaş sonrasında Rusya ve Batı ittifakı arasında kurulması beklenen olumlu ilişkiler bütün boyutlarıyla çökmüş durumda. ABD ve AB’nin Rusya’ya uyguladığı izolasyon kararları Rus siyasi aklında kalıcı olumsuz tesirler bırakacak. Aynı şey, Avrupa, Doğu Avrupa ve Baltıklar için Rusya’ya yönelik olarak geçerli. Lavrov, Antalya Diplomasi Forumu’nda “mecbur kaldık” formunda argümanlar üretse ve nükleer kartı çeken asıl Batı’dır dese de Rus yayılmacılığı fikri tüm Avrupalıların zihnine silinemeyecek şekilde kazındı.

***

Önümüzdeki günlerde insani koridor meselesi daha kritik hale gelecek. Kremlin’in bu koridorların açılmasının zamanlamasını kararlılığını göstermek için kullanacağı açık. Rusya, Suriye’de geçici ateşkesleri ve insani koridorları işgali derinleştirmek için kullanmıştı. Mariupol dahil abluka altındaki Ukrayna kentlerini de benzer bir kader bekliyor. Direnecek, gayri nizami harbe katılabilecek ve yönetilme sorunu oluşturacak sivilleri şehirlerden göçe zorlamak. Rusya-Ukrayna savaşının üçüncü aşamasının başındayız. İlki hızlı Rus ilerlemesi, ikincisi Ukrayna’nın direnişi ve bunun üzerine artan Batı desteği aşamalarıydı. Şimdi bir yandan Rusların sivilleri şehirlerden göndererek savaşı derinleştirdiği diğer yandan Batı’nın enerji dahil ağır yaptırımları en yüksek seviyeye çıkardığı dönemdeyiz. Bu dönem tamamlanmadan müzakerelerin savaşı bitirmesi ihtimali uzak. Ancak Türkiye’nin ısrarla diplomasiyi ve arabuluculuğu önceleme çabaları çok kıymetli. Savaşın dördüncü aşamasında, ne zaman gelir henüz belirsiz, bu çabaların sonuçları olacak.

[Sabah, 11 Mart 2022]

Etiketler: